Uğur Dündar Hayatı Uğur Dündar 28 ağustos 1943 yılında Fatih Atikali’de Osman Dündar ve Ayşe Dündar’ın beş çocuğunun üçüncüsü olarak dünyaya gelir. Babası komiser yardımcısı, annesi ev hanımıdır. Babasının tayin edildiği Tekirdağ’da Namık Kemal İlkokulu’na başlar ancak babasının tayini nedeniyle 1951 yılında Çanakkale’de 18 Mart İlkokulu’na devam etmek zorunda kalır ve yedi yıl boyunca Çanakkale’de yaşarlar. Burada arkadaşlarıyla denizden mermi çekirdekleri çıkarıp hurdacıya satarak harçlığını çıkartırlar, Silivri’de toprak ağası olarak bilinen dedesi Nuri Özgür’ün yanında geçirdiği yaz tatilleri unutamadığı hatıralarındandır.
Uğur Dündar Hayatı
18 mart 1953 yılında meydana gelen Çan –Yenice merkezli depremde evlerini kaybederler ve çadırda yirmi gün geçirirler. Bu esnada soğuk ve kardan dolayı mafsal romatizmasına yakalan ve tedaviye cevap vermeyen kendisinden iki yaş büyük ablası Ayten Dündar’ı 22 yaşında kalp romatizmasından kaybederler.
Dündar’ın Eğitim Hayatı
Çanakkale Lisesi’ne devam eden Uğur Dündar 1958 yılında babasının komiser olarak tayinin çıkmasıyla İstanbul’a dönüp Karagümrük semtine yerleşirler. Karagümrük Ortaokulu’nda yaşayan en eski arkadaşım dediği Müjdat Gezen’le tanışır ve o zamandan beri süregelen örnek bir dostluğu sürdürürler. Liseyi İstanbul’un en köklü okullarından Vefa Lisesi’nde 1961 yılında iyi dereceyle bitirir. Uğur Dündar lisenin ardından İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’ne devam eder, buradaki hocalarından biri uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Milliyet gazetesi yönetmeni Abdi İpekçi’dir. Üniversite yıllarında Yeşilköy’deki Çınar Oteli’nde cankurtaran olarak işe başlar ve ünlü simalarla burada tanışır. Üniversiteyi pekiyi dereceyle bitiren Uğur Dündar hocası Abdi İpekçi’nin kapısını iş için çalar ancak kadro şişkinliğinden dolayı askerliğini yap gel tavsiyesi alır ve yedek subay olarak 1965-1967 dönemini Tuzla Piyade Okulu’nda geçirir, burada da meslekteki en eski dostum dediği Haluk Şahin’le tanışır.
Askerliği sırasında rahatsızlanır ve ameliyat olmak zorunda kalır. Hastaneye girerken 90 kilo olan ağırlığı 67 kiloya düşer. Askerlikten sonra tekrar Milliyet’in kapısını çalar, fakat aldığı cevap aynıdır; kadro şişkinliği. Girdiği sınavlar sonucu Etibank’ın Bankacılık İstihbarat Müdürlüğü’nde işe başlar, ancak aldığı bir teklifle ilaç temsilcisi olur ve buradaki işin kendisine göre olmadığına karar verip işi bırakır. Kısa bir süre Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nda işe başlar ama aklı hep açılacak TRT sınavlarındadır.
Nihayet 1970 mart ayında beklenen sınav açılır ve Uğur Dündar’ı milyonlarca kişiyle tanıştıracak başarılarla dolu bir yolculuk başlar, bu süreçte aldığı onlarca tehdit ve idam fermanlarını , uğradığı iftiraları dürüst, ilkeli ve saygın kişiliği sayesinde başından defetmesini bilir.
Uğur Dündar 1971 Yılında
1971 Yılında İzmir’de düzenlenen Akdeniz Oyunları süresince sunucu ve yönetmen olarak görev alır. 26 Ağustos – 10 eylül 1972’de Münih Olimpiyatları’nda Kara Eylül isimli terör örgütünün İsrailli sporculara yönelik kanlı saldırısına sahne olur. Uğur Dündar ve Halit Kıvanç anma programının sunuculuğu birlikte yaparlar. Ekibiyle birlikte TRT’den ayrıldıktan sonra Ercan Arıklı’yla birlikte Politika gazetesini çıkaran İsmail Cem’in ricası üzerine bu gazetede yazmaya ve röportaj yapmaya başlar. Gülşah Film’in sahibi Selim Soydan’ın yapmış olduğu sinema teklifini “İşte Hayat” filminde gazeteci Uğur Dündar’ı oynayarak değerlendirir. Burada Hülya Koçyiğit ve Adile Naşit’le birlikte rol alır ama artistlik ona göre değildir, bir daha film çevirmez.
Çeşitli Kanallarda Haber Programcılığı ve Gazetelerde Yazarlık Yapan Uğur Dündar
Çeşitli kanallarda haber programcılığı ve gazetelerde yazarlık yapan Uğur Dündar bir çok ödüle sahiptir. Türkiye’yi meşhur Soğukoluk gerçeğiyle, Susurluk Çetesi’yle, banka hortumcularıyla ve bir çok olayla tanıştıran soruşturmacı ve araştırmacı haber programı Arena’yı yıllarca ekip arkadaşlarıyla birlikte başarıyla sürdürmüştür. Bu programda ortaya çıkardığı olaylar yüzünden sürekli hedef tahtasında olmasına rağmen gazetecilik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak görevini yapmaya devam etmiştir. 1993 Yılında hayatını Yasemin Baradan’la birleştirip üç cocuk sahibi olmuştur.