Seyhan Tarihi
Seyhan ilçesi Adana ilinin iki merkez ilçesinden biri olup, Adana tarihinden ayrı mütalaa edilmesi mümkün değildir Adana ilinin tarihi ilk çağlara M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Adananın Seyhan, Nehri kıyısına bir konak yeri olarak kurulduğu tahmin edilmektedir
Adanaya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolunun en köklü medeniyetlerinden olan Hititlerin Kava Kitabelerinde rastlanmaktadır. Bu kabilelerdeki bir yazıtta Adana ve çevresinden URU ADANIA Adana Beldesi olarak bahsedilmektedir.
Yöreye M.Ö. yaşayan kavimlere danuna ismi verildiği kayıtlarda mevcuttur Bir efsaneye göre gök tanrısı Uranüsün Adanus ve Sarus adında iki oğlu Adana civarına savaşarak gelmişler, Adanus adını kendi kurdukları şehre vermiştir. Seyhan Nehri de Sarus adını almıştır.
Hitit etkisinde kalan Fenikeliler, tarım ve bitki tanrılarının ismi olan adoniSi bereketli topraklarından dolayı Adanaya isim olarak vermiştir.
M.S. 7. y.y. dan itibaren islam ordularının bölgeye gelişi ile birlikte Arap tarihçileri Adana isminin eski peygamberlerden Yasefin torunu ezeneden geldiği fikrini ortaya atmışlardır.
Türkler Torosları aşıp güneye indiklerinde buraya Çukurova adını vermişlerdir. Çukurovanın tarihteki adı kilikyadır. Kilikya adını kireç yataklarından almıştır.
Sümerlerden kalma Gılgamış Destanından itibaren sayısız kaynaklarda sayısız olaylarla açıklanmaya çalışan yöre adı çok renkli bir gelişim takip etmiştir.
Adana için kullanılan isimlerin karışıklıklara sebep olması nedeniyle 1878 yılında Osmanlılar Döneminde yayınlanan bir fermanla yöre adının adana olarak yazılmasına karar verilmiştir.
Adana, tarihinde ilk çağlara ait bilgiler azdır. Arkeolojik kazılarda elde edilen bilgilere göre yörede en az on değişik medeniyet ve yine en az on sekiz devlet, beylik, krallık gibi çeşitli siyasi kuruluşların hüküm sürdüğü belgelenmiştir. Bunun sebebi bölgenin konumu ve tabi zenginliklere sahip olmasıdır.
Eski çağlarda Adana Bölgesini egemenlikleri altında bulunduran gruplar şunlardı Luvi Krallığı M.Ö.1900, Arzava Krallığı M.Ö.1500, Hitit Krallığı M.Ö.1900-1200, Kue Krallığı 1190-713, Asur Krallığı M.Ö.713-663, Kilikya Krallığı M.Ö.663-612, Pers Satraplığı M.Ö.612-333, Helenistik DönemM.Ö.333-323, Selökidler M.Ö.312-133, Korsanlar Dönemi M.Ö.178-112, Romalılar Dönemi M.Ö.112—M.S.395.
M.Ö. 1.Y.Yda Pampe tarafından Roma imparatorluğuna bağlanmıştır. Roma imparatorluğu M.S.395de ikiye ayrılınca Çukurova,Doğu RomanınBizans payına düşmüştür.
M.S.638 yılında Emeviler zamanında Çukurova fethedilmiş, Abbasiler Döneminde buraya yerleşilmiştir M.S.1083 yılında Çukurova Anadolu Selçuklu Devletine katılmıştır. Haçlı Seferleri sırasında Ermenilerin eline geçen Çukurova bir süre sonra yeniden Konya Selçukluları tarafından alınmıştır.
Anadoludaki Moğol istilası Anadolu Selçuklu Devletini zayıflatmış ve beylikler dönemi başlamıştır.Bu dönemde Çukurovada kurulan Beylik Ramazanoğulları olmuştur. 1377-1516 Mısır seferine giden Yavuz Sultan Selim, Beyliği Osmanlı Devletine katılmıştır. Ramazanoğulları 1516 da Osmanlı Eyaleti olmasına rağmen 1608 yılına kadar içişlerinde serbest bir beylik olarak devam etmiş, Pir Mansurun kendi isteği ile idareyi bırakması sonucu Osmanlı Devletine tam bağlı bir eyalet haline gelmiştir.
Adana bir ara devlete baş kaldıran Mısırlı Mehmet Ali Paşanın oğlu ibrahim Paşa tarafından işgal edilip, Mısıra bağlanmıştır. 1840 yılında Londra Antlaşması ile yeniden Osmanlı Devletine geçmiştir.
1840 yılından sonra merkezi idaredeki bozukluklar ve ağır vergiler yüzünden aşiretler merkezi idareye karşı isyanlar çıkarmıştır. Bu durum 1865 yılına kadar sürmüştür. Sonuçta aşiret reisleri beylik unvanıyla başka yerlere yollanmış, göçebe durumları gurupları zorla yerleşik hayata geçirilmiştir. 1867 yılında idari teşkilat kurularak Adana ili haline getirilmiştir.
XIX. yydaki gergin ve huzursuz siyasi ortam Adanayı da etkilemiştir XX. yyda Osmanlı Devletinde büyük değişiklikler başlamıştır. 1908 yılında girmiş, Ermeni, Hınçak ve Taşnak komitelerinin gayreti ile Adanada büyük bir baskın ve kaçış yaşanmıştır. Ermeni isyanı ile Avrupa Devletlerinin işe karışmaları ile zemin hazırlanmıştır
Tüm bu olaylar sürerken I.Dünya savaşına 1914-1918 girilmiş ve 30 Ekim 1918 de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır.Antlaşmaya takiben 24 Aralık 1918 de Adana Fransız işgaline ermeni terörüne sahne olmuştur. Fransızlardan destek alan Ermeniler, Türk halkına büyük eziyetler yapmıştır. Adana halkının bir bölümü silahlanıp dağlara çekilmiş, bir bölümü de şehir içinde çete harbine başlamıştır.
Mustafa Kemal 1919da Samsuna çıkıp Sivas Kongresinde 4-11 Eylül 1919 alınan kararlar uyarınca birlik çağrısı yapmıştır. Çukurovalı mahalli kuvvetler Mustafa Kemalin çağrısına uyarak Milli Kurtuluş Cephesine katılmış, Pozantıda kurulan Milli Cephede önemli başarılar kazanmıştır. Fransızlar işgal ettikleri yerlerde fazla tutunamamıştır. 7 Mart 1920 de Kadirli, 31 Mart 1920 de Karaisalı, 2 Haziran 1920 de Kozan, 18 Ekim 1920 de Saimbeyli işgalden kurtarılmıştır.
Güney cephesinde kazanılan başarılar sonucu Fransızlarla Ankarada 20 Ekim 1921 anlaşma imzalanmıştır. Bu Türklerin ilk siyasi başarısıdır. Düşmanlar 4 Ocak 1922de Adanayı boşaltmıştır. 5 Ocak 1922 sabahı ili Camii ile Büyük Saat Kulesi arasına Türk Bayrağı çekilmiş ve bu tarih kurtuluş günü olarak kutlanmıştır.
Adana 1867 yılında il haline getirilmiştir. 1871 yılında Adana Belediyesi kurulmuştur. Sınırları bugünkü Tepebağ Mahallesini içine alan dar bir alanı kapsamaktadır.
Adana Belediyesi 5 Haziran 1986 tarihinde çıkarılan 3306 sayılı yasa ile Büyükşehir Belediyesi statüsüne girmiştir. Seyhan, ve Yüreğir adlarıyla iki ayrı ilçe kurulmuştur