Samsun Tarihi
samsun adının yunanca amisos kelimesinden gelme olduğu sonundaki os veya s ekine bakılarak ileri sürülmüşse de, kelimenin kökeninin eski yunan öncesi döneme dayanmasının daha kuvvetli bir ihtimal olduğu belirtilmiştir. bu durumda amisos adının deniz yoluyla gelen yunanlılar tarafından verilmiş bir isim değil, komşu şehir amasia amasya gibi, anadolu menşeli bir kelime olduğu anlaşılmaktadır
bugün kullandığımız şekilde samsun, adının ortaya çıkışının xıı. ve xııı. yy. daki türk hakimiyetine dayandığı, batı kaynaklarında ise bunun sampson şeklinde geçmeye başladığı görülmektedir. gerek samsun ve gerek sampson şeklindeki söylenişlerin amisostan geldiğine de şüphe yoktur.
osmanlılar devrinde şehrin adı samsun olarak anılmış, fakat sancak adı olarak canik ismi kullanılmıştır türk hakimiyetinden önce samsun samsun, bölgesinde ilk insan izlerinin tekkeköyde ortaya çıktığı tesbit edilmiştir. bur adak i mağaralarda ve düz yerleşim yerlerinde yapılan kazılarda paleolitik eski taş devri- m.ö. 600.000 10.000 ve mezolitik orta taş devri-m.ö. 10.000-8000 çağa ait eserler bulunmuştur.
samsun bölgesinin m.ö. 5. bin sonunda başlayarak kuzey yunanistan, bulgaristan ve ege adaları ile sıkı bir ilişki içinde olduğu, bu ilişkilerin kıyı gemiciliği ile sağlandığı ve geç kalkolitik çagda m.o. 3500-3000 bu ilişkilerin orta anadoluya kadar uzandığı tespit edilmiştir.
atatrük heykeli bu bölgedeki açık hava yerleşmelerine en erken geç kalkolitik çağda m.ö. 4000-3200 rastlanır. geç kalkolitikten demir çağına m.ö. 1200-600/ 580 kadar uzanan zaman dilimi içinde yörede tespit edilen yerleşme saysı 80e yakındır. bunlardan geç kalkolitik- ilk tunç çağına m.ö. 3200.2100 tarihlenen yerleşmeler bafra, kavak, havza dolaylarında, orta tunç çağına m.ö. 2100-1600 tarihlenen yerleşmeler ise bafranın batı ve güneyinde yoğunluk kazanır.
geç kalkolitik ve tunç çağlarının tespit edildiği tekkeköy, dündartepe, kaledoruğu ve ikiztepede yapılan bilimsel kazılarda tüm yerleşmelerin köy karakterinde olduğu ve küçük topluluklar tarafından kurulduğu anlaşlmıtır. halk ahşap evlerde oturmakta avcılık, balıkçılık ve hayvancılık yaparak geçimlerini sağlamaktadır.
hititlerin başkenti boğazköyde bulunan tabletlerden öğrenildiğine göre de son tunç çağında m.ö. 1600-1200 bu bölgede yabani bir kavim olan gaşkaların oturduğu belirtilmektedir.bu kavim hitit ülkesine sık sık akınlar düzenlemiş m.ö. 15.yy. başlarında boğazköyü ele geçirip yakıp yıkmışlardır.
grek mitolojisi ve antik yazarların notlarından anlaşıldığına göre greklerin karadeniz kıyıları hakkında m.ö. 8.yy. sonunda bilgi sahibi oldukları görülmektedir.
antik tunç çağı eserleri bafra ikiztepe m.ö. 8. yy. sonunda kafkaslar yoluyla doğu anadolu bölgesine giren kimmerler, güney karadeniz kıyılarında yaşayan halklar üzerinde büyük etkiler bırakmışlardır. m.ö. 7. yyın ilk çeyreğinde, frig devletini yıkan kimmerlerden bir kol karadeniz bölgesine yönelerek, sinopu tahrip ederler daha sonra bu bölge, kimmerlerin ana yerleşme merkezi olur. m.ö. 6. yy. başında kimmerler giderek güçlerini kaybederler.
grekler, amisos yöresine geldiklerinde kızılırmak ile terme arasında yaşayan ve beyaz suriyeli yahut kappadokialı adnı verdikleri bir halk ile karşılaşırlar. ancak yeterli yazılı belge olmadığından bu yörede yaşayan halkın çok karışık olduğu kabul edilmektedir. kızılırmakın batısındaki bölgede greklerin paphlagonlar dediği halk yaşamakta, themiskyradan terme doğuya doğru ise amazonlar, khalybler, tibarenoslar ve mossynoikoslar adı verilen halk toplulukları bulunmaktadır.
antik kaynakların bildirdiğine göre amisos, greklerden önce kurulmuş bir yerleşme idi. amisosun ilk adının enete olduğu bildirilmektedir.daha sonra miletoslular tarafından bu yerleşme m.ö. 6. yy. başında zapdedilerek kolonize edilir. m.ö. 6. yy. ilk yansında kappadokialılar gelip amisosa yerleşirler. m.ö. 6. yy. ortasında kappadokialı liderphokaialıların bugünkü foça şehri amisosta yerleşmelerine izin verir
m.ö. 437de daha önce atinadan sinopa gelenlerden bir grup athenokles liderliğinde amisosa yerleşir ve adnı peiraieos olarak değiştirir. amisos kentini kuran grekler, diğer kentlerde olduğu gibi cadde ve sokaklar, meydanlar, evler, tapınaklar, dini ve sivil yapılar inşa etmiş kent meydanlarını heykellerle süslemişlerdir.
m.ö. 6. yy. ortalarında perslerin anadoluyu egemenlikleri altına alması sonucu amisosun da diğer grek şehirleri gibi perslere vergi ödedikleri tahmin edilebilir. m.ö. 4. yy. başlarında amisos, kappadokia satrabı damates tarafından alınır ve böylece pers egemenliği altına girer. büyük iskenderin m.ö. 334te persleri yenmesiyle anadoludaki pers egemenliği sona erer ve amisosa bagımsızlık verilir.
büyük iskenderin ölümünden sonra iskenderin katibi eumenese kappadokia ile paphlagonia-pontus satraplığı verilir. eumenesin ölümünden sonra kassandros m.ö. 315te amisosu kuşatır.antigonos, yeğeni ptolemaiosu göndererek şehri kurtarır ve satraplığı tekrar kurar.
1900 yılında samsun-vezir köprü arasında bulunan paflagon kitabesi havza-lerdüğe köyün de dramoslu mezar amisos m.ö. 302de pontus kralı mithridates kitistes zamanında pontus egemenliği altına girer. pontus kralı mithridates ıı 255-220 zamanında amisos zaptolunur. mithridates filopatorun m.ö. 120de öldürülmesi üzerine , karısı laodikeia stefan gölü ladik gölü kenarında laodikeia ladik adlı yeni bir başkent kurdurur.
amisos, mithridates vı. 120-63 zamanında en parlak dönemini yaşar. şehrin yakınına ayrı surlarla eupatoria adlı yeni bir mahalle yaptırır. pontus krallığı ile roma imparatorluğu arasında uzun süren savaşlar süresinde, roma generallerinden lucullus amisos önüne gelince şehrin teslim olmasını ister. ancak amisoslular bu teklifi rededer. şehrin hücumla zapt edilemeyeceğini gören roma generali askerlerini eupatoria banliyösü etrafına toplayarak burayı ele geçirir
banliyösü düşünce amisos tamamıyle kuşatılarak m.ö. 71 sonbaharında ele geçer. insanlar öldürülmüş, yağmalanan şehir harabe haline gelmiştir. lucullus hayatta kalanlara hürriyetlerini vererek şehrin yeniden yapılanması için emir verir. lucullustan sonra yerine geçen pompeius m.ö. 64 ilkbaharında amisosa gelerek yeni düzenlemeler yapar. amisosa saramene, gazelonitis, themiskyra ve sidene bölgeleri verilir.
bafra asarkale mithridatesin oğlu pharnakes ıı romanın iç karışıklıklarından yararlanarak m.ö. 44 te amisosu uzun mücadeleler sonunda fetheder. caesar, pharnakes ııyi zilede yenerek amisosa bağımsızlık verir. m.ö. 44 te caesarın öldürülmesiyle imparatorluğun doğusunu alan antonius küçük asyada yeni düzenlemelere gider. amisos, amaseia ve neo polis şehirleriyle birlikte krallara verilir
m.ö. 36da antonius, amisosu tiran stratona verir. m.ö. 31 de oktavianus antoniusu actiumda yener ve amisostaki tiranı kovar. şehre bağımsızlık verir. çeşitli imparatorlar döneminde çıkan karışıklıklara amisos şehri karışmaz. roma imparatorluğu ikiye bölününce bizans devletinin payına düşen kent amisos adıyla bir piskoposluk merkezi olur. m.s. 10. yyda imparator konstantin porphyrigenistosun bir emrinde şehrin adı amnisos olarak geçer.
amisos dönemi mozaik örnekleri islamlığın doğuşundan sonra 863 yılında arap ordularının saldrısına uğrayan kent, yıkılıp yağmalanır. malazgirt savaşından sonra türkler anadoluyu yurt tutmak amacıyla yayılmaya başlarlar. 1086 da danişmendliler samsunu kuşatırlarsa da ele geçiremezler. ancak samsunun yakınında yeni bir kent kurarlar
bundan sonra eski kente hristiyan samsun denir. selçuklu hükümdarı kılıç arslan ülkesini iki oğlu arasında paylaştırdığında 1185 müslüman samsun, hükümet merkezi tokat olan rüknettin süleymenşahın payına düşer. hıristiyan samsun ise, önce bizanslıların, xıv.yy.ın ilk yıllarından başlayarak da uzun süne cenevizlerin yönetiminde kalır. müslüman samsun, kösedağ savaşından 1243 sonra sırasıyla ilhanlılar, pervaneoğulları 1297, candaroğulları 1322 ve tacettinoğullarının 1348 denetinine girer
1393 te yıldırım beyazıt tarafından alınır. ancak padişahın rumelide uğraşmasından yararlanan kubatoğulları 1395te şehri ele geçirir. müslüman samsunu, ikinci kez alan yıldırım beyazıt, bulgar kralı mihail yiymanın müslümanlığı kabul eden oğlu aleksandırı iskender paşa buranın valiliğine getirir 1398. ankara savaşından sonra anadolu beyliklerini yeniden canlandıran timur, müslüman samsunu canik beylerinden kubatoğullarına verir 1403. timur anadoludan çekip gittikten sonra, osmanlı şehzadesi süleyman çelebi müslüman samsunu kubatoğullarından alarak taşanoğlu ahmet beye verir 1404.
süleyman çelebinin istanbul yolunda öldürülmesinden 1411 sonra toparlanıp güçlenen kubatoğlu cüneyt bey, savaşta yenilgiye uğrattığı taşanoğlu ahmet beyi öldürerek müslüman samsun ve yöresine egemen olur 1414. candaroğlu isfendiyar bey ile birleşen tavettinoğyu hüsamettin bey, samsun üzerine yürüyerek savaşta cüneyt beyi öldürerek topraklarını ele geçirir 1418
ancak daha sonda karakoyunluların erzincan valisi pir ömerle anlaşan isfendiyar bey, müslüman samsunu hasan beyden alarak küçük oğlu hızır beyi buranın valiliğine atar. anadolu seferine çıkan ı, çelebi mehmet her iki samsunu da fetheder. cenevizliler aşağı şehri yakıp gemilerle kaçarlar. tek yönetim altında birleştirdiği kentin valiliğini tacettinoğlu hüsamettin hasan beye bırakırken, canik yöresini de oğlu şehzade muratın amasya sancağına bağlar 1419
murat ıı.nin cülu su sırasında 1421 çıkan karışıklıklaıdan yararlanarak osmanlılara karşı ayaklanan tacettinoğlu hasan beyle kardeşi mehmet yavuz bağımsızlıklarını ilan ederler ve samsunda ortak bir yönetim kurarlar. canik bölgesini denetim altıma almakla göreclendirilen amasya sancakbeyi lala yörgüç paşa, samsunu bir kez daha osmanlı topraklarına katar 1428. osmanlı yönetiminde samsun, canik bölgesinin merkezi olarak önce amasyaya, sonra da sivasa paşa sancağı bağlanır. kentin ağırlık merkezi hıristiyan samsundan müslüman samsuna geçerken, limanı da sinopun gölgesinde kalır.
yavuz sultan selim döneminde kent, trabzon ve karahisarla birlikte yeni oluşturulan erzincan eyaletine bağlanır 1514. mehmet ııı, döneminde 1595-1603 kazakların sürekli saldırısına uğrayarak büyük hasar gören samsun kalesi, daha sonra onarılarak saglamlaştırılır ve içine yerleştirilen muhafızlarla denizden gelebilecek akınlara karşı kentin güvenligi sağlanır.
selçuklu dönemi mezarı vezirköprü-gölköy xvııı. yy.ın ilk yarısından başlayarak samsun ile karadenizin, öteki limanları, özellikle kırım arasında yapılan deniz ticareti kentin önemini artırır. ancak kırımın osmanlı denetiminden çıkmasından 1774 sonra bu ticaretin gerilemesi, samsunu olumsuz yönde etkiler. yörede ıslahat amacma yönelik olarak konan yeni vergilerden hoşnut olmayan eşraftan bazı kişilerin desteğini kazanan canikli ali paşa, yönetime karşı ayaklanıp samsunu işgal eder 1779.
ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen çapanogullarından cabbarzade mustafa bey, caniklileri kavakta yendikten 1780 sonra samsunla yöresinde dirlik ve düzeni yeniden kurar. bu kez de alipaşazade hüseyin beyle birleşen mütesellim tayyar paşa, samsunda, ayaklanarak çapaoğullarının yönetimindeki amasyaı ele geçirir 1805. erzurum valisi yusuf ziya paşa, çapaoğullarının yardımyla tayyar paşa kuvvetlerini trabzon yakınlarında yener. alipaşazade yakalanarak idam edilir
tayyar paşa anapaya kaçar 1806. xıx. yy.ın ilk çeyreğinde güçlenen canikli hazinedaroğulları samsun ve yöresini denetimleri altına alırlar. ancak tanzimattan sonra etkisiz durumda kalan hazinedaroğulları özellikle yüz yılın ikinci yarısında kent ve yöredeki tüm nüfuzlarını yitirirler
bu arada karadenizin buharlı gemilere açılması ve bafra ile yöresinde nitelikli tütün ekiminin başlamasi samsun için yeni bir gelişim kaynağı olur. kentin türk nüfusu arttığı gibi avrupalı tütün alıcıları ve çeşitli ham madde tüccarları da şehre yerleşmeye başlar
1869 yılında samsunda büyük bir yangın çıkar. şehrin hemen hemen tamamı kül haline gelir. ancak zengin bir ticaret merkezi olan samsun çabuk kalkınır. birinci dünya savaşı sırasında deniz ticareti felce uğradığı için, ekonomik yönden büyük sıkıntılar çeken samsun, rus savaş gemilerince dört kez topa tutulur. önemli ölçüde hasar görür 1915
19 mayıs 1919 da samsun limanına 3. ordu müfettişi olarak ayak basan mustafa kemal paşa atatürk, anadoluda kurtuluş savaşını başlatır ve kent de bu özelliği nedeniyle kurtuluş savaşının bir simgesi durumuna gelir. xıx. yy. sonlarında trabzon vilayetine bağlı bir mutasarrıflık olarak yönetilen samsun, cumhuriyetten sonra kendi adını taşıyan ilin merkezi olur