Reyting Nedir Nasıl Ölçülür
Reyting, herhangi bir televizyon kanalının izlenme oranlarının bütününe verilen addır. X kanaldaki X bir programın izlenme payının yüzdesi reytingini belirler. Bu programın yayınlandığı saatler arasında, o saat dilimindeki her dakika için ortalama bir seyirci yüzdesi çıkartılır ve bu yüzde reyting aracılığıyla belli olur.
Reyting nasıl ölçülür
Reyting oranlarını ölçen ”peoplemeter” adlı alet, bazı evlere yerleştirilir ve bu aletler üzerinden ölçüm yapılır. Bu aletlerin hangi adreslere yerleştirildiği asla bilinmez. 1988 yılından beri ülkemizde ölçülmeye başlanan reyting, ülke genelinde toplam 2200 haneden alınan verilerle ölçülür. Tüm televizyon izleyicilerinin izleme oranlarının toplandığı yanlış bir bilgidir. Bu noktada bu reyting oranlarının ne kadar doğruyu yansıttığı hakkında bir çok tartışma olmuştur. Reytingin ölçülme metodu değiştirilmediği gibi 70 küsur milyonluk bir ülkede sadece 2000 küsur hanenin tercihleriyle belirlenen reytingin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı farklı görüşlerce savunulmuştur.
Reyting aslen izleyicinin değil reklam verenin daha çok ilgilendiği bir alandır. Çünkü ürününün reklamını verecek şirket ilk olarak reyting oranlarına bakmakta, o bilgiler doğrultusunda kanallara reklamını vermektedir. Bir dizinin ne kadar çok izlenme oranı olursa o kadar çok bireye hitap ettiği göz önünde bulundurulursa, markaların da yüksek reytingli dizilere yönelmesi bu sebeptendir. Dizi reytinglerinin azlığı ya da çokluğu, dizinin yayınlanma süresini de doğal olarak etkiler. Çünkü reyting ve diziler birbirlerine ”ying-yang” şeklinde bağlıdır. Yeterli reyting alamayan bir dizi doğal olarak yeterli reklam da alamaz. Reklam alamadığı takdirde finansal olarak sponsor bulamaz ve bununla birlikte bir çok kez şahit olduğumuz gibi erken final yapmak durumunda kalır.
Reyting sonuçları nasıl belirlenir
Reyting oranlarının ölçümlenmesi 4 ana gruba ayrılmıştır. Bu gruplar; A/B, C1, C2 ve D/E‘dir. Bu grupları oluşturma aşamasında ilk olarak ailede en yetkili kişinin eğitimi ve mesleği baz alınmaktadır. Sıralama az önce belirttiğimiz gibi A/B izleyici kitlesiyle başlar ve sıra ilerledikçe grupların eğitim seviyeleri ve meslek seçimleri standartların altına düşmektedir. Bu kıstasların şu şekilde sonuçları vardır; kişinin eğitim seviyesi ilgi alanlarının ya da hayattaki önceliklerinin değişmesinde rol oynadığı için doğal olarak televizyonda izlediği programları kendi kişisel özelliklerine göre seçmesine yol açar. Bunun yanı sıra mesleği de yaşam standartlarının yükselmesinde önemli rol aldığı için izlediği dizilerin ya da programların reyting seviyelerini üst level’a çıkardığında marka sahipleri A/B izleyici gruplarının yöneldikleri programlara o gruba hitap edecek markaların reklamlarını vermektedirler.
Örneğin; TV8 ya da Kanal D gibi kanallarda akşam kuşağında konukların halay çektiği bir program görmeniz mümkün değildir. Her şey bu oranlarla ve gruplarla doğru orantılı olarak reytingle ilişkilendirilir. Ve bu aşamalar reyting ölçme mantığında ele alındığı zaman, evlerine reyting ölçer yerleştirilen bireylerin ailelerindeki herkesi de kapsamak mecburidir. Anne, baba ve kaç çocuk varsa kumanda üzerinde herkesin kendisine ait numarası olur. Örneğin; gündüz kuşağında anne televizyon seyrediyorsa ve kumandada numarası 2 ise önce onu tuşlar ve ardından izlemeye başlar. Belirli aralıklarla televizyonda hala aynı kişinin izleyip izlemediğini soran uyarılar belirir. Hala aynı kişi izliyorsa numarasını tuşlar ya da annenin yerine baba ya da çocuk izlemeye başladıysa kendi numaralarını tuşlarlar. Örneğin; C2 grubunun içerisinde sayılan bir ailenin çocuğunun ne tür programlar izlediği, hangi saatte neye yöneldiği, dolayısıyla çocukların reklamlar vasıtasıyla istenilen ürüne yönlendirilmesi marka sahipleri için çok fazla önem taşır. Reklam sektöründeki en büyük pay çocuklara yönelim olduğu için çocukların TV başında geçirdikleri zamana çok önem verilmektedir.