Mikrop Nedir
Mikrop Nedir? Mikrop Ne Demek? Mikrop Nedir Kısaca? Mikrop Ne Demektir? Mikrop Hakkında Bilgi?
Mikrop Nedir, Çıplak gözle görülemeyen, genellikle tek hücreli canlılara verilen addır Bakteri nedir Tek hücreli bir canlıdır. Bulunduğu ortamdaki besinleri, kendi bünyesine yararlı hale getirerek çoğalır, beslenir ihtiyaç duyduğu besin maddelerinin hepsini üretebilir.Boyutları bir mmnin binde biri civarındadır.Orta boyutlardaki bir bakterinin 5 milyar tanesi yaklaşık 1 mg. gelir
Virüs nedir Besin tüketmezler. Bilinen en küçük canlı grubudur. Yalnız elektron mikroskobu ile görebilmek kabildir.Parazit olarak yaşarlar.Canlı olduğunun iddia edilme sebebi kendi benzerlerini oluşturma yavrulama yeteneğidir. Bir hücreyi işgal eder,mevcut besinle kendi benzerlerini oluşturur ve işgal ettiği hücreyi yok eder.
Üreme nedir Bir organizmanın tüm veya tüme çok yakın özelliklerini taşıyan yeni bireylerinin meydana gelmesi.
Mantar fungus nedir Bitki de,hayvan da değildir.Bitkiye benzemesine rağmen oksijen üretemez, fotosentez yapmaz. Karbondioksit üretir,besini bulunduğu ortamdan alır.insan gıdası olarak kullanılan kültür mantarı B grubu vitaminleri ve proteince zengin,iyi bir besindir.
Nedir şu terliksi hayvan Hayvanlar alemi içinde yer alırlar. Boyutları 1 mmnin yüzde biri ile onda biri arasında değişir
Kuru otları birkaç gün suda bırakıp,bu suya mikroskopla bakarsanız onları görebilirsiniz.Emin olun ki çok ilginçtir
Genetik kopyalamaklonlamanedir Sözkonusu durum, iskoçyalı bir embriyolog tarafından Dolly adlı bir koyunun süt verimini arttırma amaçlı denemeler sırasında ortaya çıkmıştır.
Burada,basit bir meme hücresi, sperm görevi görerek, yumurta ile birleşmiştir.Bunun sonucunda bir embriyo ve yavru meydana gelmiştir.Bu yavru yumurta sahibi annenin tüm özelliklerini taşımaktadır.
Ancak çok daha ilginç bir durum söz konusu ki bu hep gözardı ediliyor.Genetik kopyalama ile erkek bireye ihtiyaç olmadan da üreme gerçekleşebiliyor!!!! Yani sadece dişilerin olduğu bir dünya nesil yetiştirebilir
Dna nedir Dnayı hücrenin ne olduğunu tanımlayan çok uzun bir şifre zinciri şu passwordler gibigibi düşünebiliriz.Ancak öyle uzundur ki,bir mmnin binde birinden küçük bir çekirdek içinde bulunmasına rağmen açıldığında bir futbol sahası boyunda olduğu görülür.
Dna, kapalı bir fermuar gibidir.Fermuarın bir tarafında örneğin G,T,A,A,G,S varsa diğer tarafında S,A,T,T,S,G bulunabilir.Böylece heceler,cümleler,hikayeler,oluşur.Roman da bireyin genetik şifresidir ve bu oldukça uzun bir romandır.
Rna nedir Rna mesajcı Rna, ribozomal Rna, transfer Rna olmak üzere üçe ayrılır Rna, bilgileri Dnadan fermuarın açılmış bir tarafı olarak alır.Bu bilgiler ribozomlara gider ve burada fermuarın diğer yüzü ile birleşerek vücutta yapılacak iş için kolun uzaması,saçların uzaması,kas dokusu gerekli organa iletilir.Bu bilgi doğrultusunda işlem yapılır.
Hormon nedir Hormon, kimyasal bir habercidir. Bir merkezden verilen komutu organlara ulaştırmak için üretilir.Örneğin domates bitkisinde meyvenin boyutu,memeli canlılarda sütün inmesi
Antibiyotik nedir Antibiyotik, mikroorganizmaların birbirlerine karşı savunma amaçlı salgıladıkları kimyasal maddelerdir.Patojen zararlı mikroorganizma bazı mikroorganizmaların ortamdaki sayısını azaltma amaçlı kullanılırlar.Virüsler besin almadıkları için etkilenmezler.Gribe karşı antibiyotik almak,mikrobiyologlarca komik olarak nitelendirilir.Çünkü grip etmeni virüstür.
Vitamin nedir Vitaminler, vücudun metabolik gereksinimleri için vazgeçilmez olan ve vücutta yeterince ya da hiç elde edilemediği için dışarıdan alınması gereken küçük organik moleküllerdir. Klasik olarak vitaminler, yağda ve suda eriyenler biçiminde iki gruba ayrılır. Yağda eriyen vitaminler yağlarda, pişmemiş sebzelerde, tahıllarda, tereyağında, balık karaciğeri ve balık yağında, kaymak ve süt gibi yağlı besinlerde bulunur.
Genelde safra gibi emülsiyon yapıcı maddelerin varlığında bağırsaktan emilerek kan dolaşımına geçer ve proteinlere bağlanarak karaciğerde birikirler.
Yağda eriyen vitaminler A, D, E ve K vitaminleridir Suda eriyen vitaminler B grubu vitaminler ile C vitaminidir.Bunlar bağırsaktan emildikten sonra böbrek yoluyla atılır.Vitamin yoksunluğuna bağlı olarak gelişen hastalıklara avitaminozlar denir.Günümüzde B grubu vitaminlere ve folik asit eksikliğine bağlı olarak gelişen hastalıklar daha çok geri kalmış bölgelerde görülür ve genel beslenme bozukluğunun bir yönünü oluşturur.
Bütün vitaminlerin molekül yapısı ayrıntılı olarak belirlenmiş olduğundan, bunların belirli ya da bütün vitaminleri içeren haplar biçiminde üretimi olanaklı hale gelmiştir.
A vitamini retinol veya akseroftol Yalnızca hayvanlarda bulunan ve yağda eriyen doymamış bir alkoldür.Sütte, yumurta sarısında, ton ve morina balıklarının karaciğer yağında balıkyağı bulunur.Havuç ve havuç benzeri sarı-turuncu renkli sebzelerde A vitamininin ön maddeleri vardır.
A vitamini eksikliğinde gözde ve deride keratoz, kseroftalmi göz akı ve korneanın parlaklığını kaybederek kuruması, foliker hiperkeratoz deri hastalığı ve gece körlüğü görülür.
D vitamini Daha etkili olduğundan tedavide daha çok kullanılan D2 vitamini ergokalsiferol ve D3 vitamini kolekalsiferol olmak üzere iki tipi vardır.Molekül yapısı steroidlerle aynıdır.D2 nin kaynağı deridir derideki 7- dehidrokolestrol, mor ötesi ışınların etkisiyle vitamin D2 ye dönüşür. D3 vitamininin kaynağı besinlerdir daha çok et, süt ve yumurta sarısında bulunur.
Normal olarak güneş ışığı alan insan vücudunda D vitamini yeterince üretilir. Ama yenidoğanlarda, büyüme çağındaki çocuklarda, gebelik ve süt emzirme dönemlerindeki kadınlarda besinlerle dışardan daha fazla miktarda alınması gerekir.
D vitamini eksikliğinde çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi kemik yumuşaması gelişir
E vitamini alfa-tokoferol Başta tahıl olmak üzere ıspanak, kabak, lahana, marul gibi yeşil sebzelerde bol miktarda bulunur. insanda karaciğerin yanı sıra yağlı dokularda, böbrekte, kalpte, kaslarda ve böbreküstü bezi kabuğunda depolanır. Fazla olan bölümü idrar ve dışkıyla atılır. Antioksidan özellik gösterir.
E vitamini eksikliği son derece ender görülür ve kansızlık biçiminde ortaya çıkar.
K vitamini Sebzelerin yeşil bölümünde, ıspanakta, kabakta, marulda, yeşil domateste, çam ignesinde, yeşil biberde bol bulunur. K vitamini insan bağırsağındaki bir grup bakteri tarafındanda üretilir. K vitamininin tamamına yakını kullanılır, yanlızca küçük bir bölümü karaciğerde depolanır.
K vitamini eksikliği son derece nadirdir ve kafada, sindirim sisteminde, idrar yollarında, akciğerlerde ve deride kanamalara yol açar. K vitamini yanlızca kanamalı hastalarda eksikliğini gidermek için kullanılır.
B vitamini Suda eriyebilen, molekül yapılarında bir azot atomu bulunan, bazı enzim sistemlerinin etkinliğini arttırıcı koenzimler olarak işlev gören 15 e yakın değişik maddeden oluşan bir vitamin gurubudur.
B1 vitamini tiyamin Buğday başağı, kepek, bira mayası, sebzeler gibi bir çok besinde bol miktarda bulunur. Memelilerin karaciğer, böbrek, kalp, beyin ve bağırsaklarında az miktarda bulunur. Sebzelerin pişirilmesi, sütün kaynatılması ve sterilize edilmesi mikrop ‘tan arındırılması çok miktarda tiyamin kaybına yol açar. Tiyamin ince bağırsaklardan etkin taşınma mekanizmasıyla emilir. Vücutta depolanmaz ve kullanılmayan bölümü yemekten üç saat sonra böbrekler yoluyla tamamen dışarı atılır.
B1 vitamini yetersizliğine bağlı olarak gelişen hastalık tablosunda depresyon, huzursuzluk, bellek zayıflığı ve dikkat azalması, hipotoni kas gevşekliği ve anoreksi iştahsızlık yer alır.
B2 vitamini riboflavin Hayvansal besinlerde, bira mayası, buğday başağı, yeşil sebzeler, havuç, enginar, fındık, yerfıstığı ve mercimek gibi bitkisel besinlerde bol miktarda bulunur.
B2 vitamini eksikliğinde protein oluşması azalır ve deride yaralar, sinirsel bozukluklar ve göz bozuklukları biçiminde ortaya çıkar.
B3 vitamini nikotinamid veya PP vitamini Hayvansal besinlerin yanısıra kabuklu buğday, limon, kabak, soya, domates, patates, bira mayası, hurma, incir, portakal gibi bitkisel besinlerde bol miktarda bulunur.
B3 vitamini eksikliğinde deriyi, sinir sistemini ve sindirim sistemini tutan pellegra adlı hastalık ortaya çıkar.
B5 vitamini pantotenik asit Doğada çök yaygındır.Yumurta, karaciğer, kalp, süt, bal, bira mayası, kabak, tahıllar, sebzeler, havuç, portakal, mantar ve taze meyvelerde bolca bulunur.
B5 vitamini eksikliği çok enderdir. Bu durumda hipoglisemi kan şekeri düşüklüğü, anemi kansızlık, lökopeni kanda alyuvarların az olması, dermatit deri iltihabı, mide-bağırsak rahatsızlıkları, kas krampları, hareketlerde uyumsuzluk, asteni, uyku bozuklukları ve iştahsızlık ortaya çıkar.
B6 vitamini piridoksin Hayvansal ve bitkisel besinlerde düşük dozda bulunur B6 vitamini eksikliği son derece enderdir.Bu durumda deri, sindirim sistemi rahatsızlıkları ortaya çıkar.
B8 vitamini biyotin ya da H vitamini Karaciğerde, yumurta sarısında, bira mayasında, pirinç kabuğunda ve yeşilliklerde bulunur Eksikliği yanlızca uzun süre çiğ yumurta beyazı tüketiminde ya da bağırsak florasını ortadan kaldıran sülfamitlerin ve antibiyotiklerin çok fazla alınmasından sonra görülür.Bu durumda dermatit deri iltihabı, iştahsızlık, zayıflama, depresyon ve kas ağrıları ortaya çıkar.
B9 vitamini folik asit Bitkilerin yeşil bölümlerinde, kabakta, lahanada, ıspanakta, yeşil sebzelerde, patateste, havuçta, bira mayasında, sütte, yumurtada, peynirde ve karaciğerde bol miktarda bulunur.
Gelişmiş ülkelerde eksiklik sendromuna hiç rastlanmaz.Bu tablo yanlızca emilim bozukluklarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Folik asit eksikliğinde megaloblastik anemi denen bir kansızlık biçimi gelişir. Emilim bozukluğunda ise kansızlığa, glossit diz iltihabı, stomatit ağıziçi iltihabı ve ishal eşlik eder.
B12 vitamini kobalamin Karaciğerde, sütte, yumurta akında, peynirde, balıkta, ette ve karideste bol miktarda,bitkilerde ise son derece az miktarda bulunur.
B12 vitamini eksiklği, folik asit eksikliğinde olduğu gibi, alyuvar yapısında biçim bozukluğuna yol açarak persinyöz ya da megaloblastik anemi denen kansızlığa neden olur.Ayrıca sindirim sistemi düzeyinde ve epitel dokunun beslenmesinde bazı etkileri görülür. Kansızlığın yanı sıra hafif sarılık, iştahsızlık, ishal, parestezi karıncalanma ve uyuşma gibi duyumsama bozuklukları, ataksi, işitme siniri iltihabı ve zihinsel bozukluklar ortaya çıkabilir.
C vitamini askorbik asit insanlar tümünü dışardan almak zorundadır.Turunçgillerde bol miktarda, ayrıca taze sebzelerde, maydonozda, kabakta, soğanda ve domatesde bulunur.
C vitamini, eksikliğinde skorbüt denen ve kıl diplerinde kanamalı döküntüler, dişeti kanamalarıyla belirlenen hastalık ortaya çıkar.
P vitamini Doğada bol bulunur.Bir çok P vitamini faktörü kanamalı skorbüt tedavisinde C vitaminiyle sinerjik arttırıcı etki gösterir.Ayrıca hepsi direncin artmasında ve kılcal damar geçirgenliğinin azalmasında önemli rol oynar