Laboratuvar Nedir
Çeşitli maddeler, alet, cihaz ve tertibatlar kullanılarak deney, araştırma ve incelemelerin yapıldığı yer. Modern teknolojinin icabı olarak doğmuş olan kimya, fizik, biyoloji ve malzeme laboratuvarları önce yeni tecrübe ve araştırma yapılması, sonra da üretimin kontrolünü sağlamak maksadıyla kurulmuştur.
Geçen yüzyılda laboratuvarlar gittikçe artan bir hızla çoğalmış olup, aynı zamanda her bilim dalına girme imkanını da sağlamıştır. Bugün laboratuvarlarda çalışanlar, karmalı bir ihtisas örgüsüne göre ayrı ayrı vazifeler yüklenmişlerdir. Umümiyetle bir araştırma merkezi, birbirinden ayrı belirli görevlere sahip birçok laboratuvardan meydana gelir. Başka bir ifade ile, yarım asır öncesine varıncaya kadar ilmi gelişmede müstakil bir yeri olan laboratuvar, bugün de tecrübi ilmi araştırmaların temel direği olmakta devam etmektedir.
Fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarları ülkemizde hemen her lise ve ortaokulda mevcut olup, üniversitelerimizde yüksek ihtisas laboratuvarları da vardır. Keşif ve buluşların çoğalmasının yolu laboratuvarların bol olması, içlerinin de zengin ve modern techizatla donatılmasından geçer.
Uzay laboratuvarları, insan ve eşyanın ağırlıksız hale geldiği, feza ortamında istenen ilmi deney, gözlem ve işlemler için gerekli alet ve malzemeyi ihtiva eden uzay araçlarıdır. Bu araçlar insanlı olarak kullanıldığı gibi, gerektiğinde insansız bir uzay aracından da uzay laboratuvarı olarak faydalanmak
mümkündür. insanlı uzay laboratuvarları, aletlerle yapılan deney ve gözlemlere astronotların şahsi gözlem ve tecrübelerinin eklenebilmesi, laboratuvarda ortaya çıkabilecek arızaların astronotlar tarafından giderilebilmesi açısından, insansız uzay laboratuvarlarından daha elverişlidir. Ancak araçta astronot bulundurmanın çok tehlikeli veya imkansız olduğu hallerde, mesela güneş çevresinde, radyasyon kuşağında, kızgın bir planet yüzeyinde veya uzayın derinliklerinde incelemede bulunmak istediğimiz zaman, insansız uzay laboratuvarları kullanmak mecburiyeti ortaya çıkar.
Uzay laboratuvarları, fevkalade pahalıya mal olan, uzayda arızalanabilen, istenen yörüngede güçlükle tutulabilen hatta (vaktiyle Skylab’ın başına geldiği gibi) tehlikeli şekilde yeryüzüne düşüp parçalanabilen araçlardır. Bundan dolayı akla şöyle bir soru gelebilir: Öyleyse uzay laboratuvarlarına neden ihtiyaç duyuluyor? Bunun cevabı, uzay şartlarının deney ve gözlemlerin yapılabilmesi bakımından iki büyük avantaj sağlamasıdır. Bu iki avantaj; boşluk (vakum) ve ağırsızlık yahut çekimsizliktir.
Boşluk; laboratuvarın yükseldiği yörüngede, dünyayı saran atmosfer tabakasının olmamasından ileri gelir. O yükseklikte, atmosferden olsa olsa, arasıra araca çarpan birkaç gaz molekülünden ibaret çok düşük bir “kırıntı” kalmış olabilir. Böyle bir durumda bile, uzayda sağlanan vakum bizimyeryüzünde en mükemmel aletlerle sağlayabileceğimiz vakumdan kat kat üstündür.
Çekimsizlik ise, yörüngede bulunan uzay aracında, merkezkaç kuvvetin çekim kuvvetini dengelemesinden ileri gelmektedir. Zaten bu iki kuvvetin birbirini dengelemesi uzay aracının, uzay boşluklarında kaybolmadan veya dünyaya düşüp parçalanmadan yörüngesi etrafında dönmesini sağlamaktadır. Gerçekten de uzay laboratuvarlarında çekim gücünün dünyadakinin binde birine indiği, araç içinde bulunan insan ve eşyanın hemen hemen ağırlıksız hale geldiği gözlenmiştir. Boşluk ve çekimsizlik; yeryüzünde gerçekleştirilmesi imkansız olan pekçok deney, gözlem ve işlemlerin yapılabilmesini sağlamaktadır.