Kubbe Nedir
Kubbe Nedir? Kubbe Ne Demek? Kubbe Nedir Kısaca? Kubbe Ne Demektir? Kubbe Hakkında Bilgi?
Kubbe Nedir, Kubbe Binaların üzerlerini örtmek için kullanılan mimari bir sistem. Daire veya dörtgen binaların üzerini örtmekte kullanılan kubbe, genellikle dini mimaride kullanılmakla beraber, sivil ve askeri binalarda da yer almaktadır. Kubbe inşasında başlıca iki metod vardır. Birincisi, kubbeyi ağırlıksız kabul edilerek yuvarlak plan şeması üstünde kürevi bir çatı olarak uygulamak. ikincisi, kubbeyi abanma ve destek hesaplarını da içine alarak gerçek mimari kaideleri içinde ele almaktır. Bu uygulamada önemli olan kareden daireye geçişte meydana gelen boşlukların doldurulmasıdır. Bu boşluklar, “tromplar” (küçük yarımküre), “pandantifler” (konkavüçgen) veya “Türk üçgenleri” denilen geometrik elemanlarla doldurulur.
Kubbe mimarisi ilk olarak Mezopotamya’da görülür. M.Ö. 16 ve 13. asırlarda Ege bölgesindeki binalarda yer almaya başlayan kubbe, M.Ö. 1. asırda Roma mimarisinde bir unsur olarak kullanılmaya başlandı. Ancak bu kubbeler mimariye yenilik getirmedi. Zamanla Bizans mimarisine kayan Roma sanatı, buna da daha rasyonel çözümler getiremedi.
Kubbe mimarisinde zirveyeOsmanlı mimarları ulaşmıştır ve neoklasik dönem mimarisinde bile bu zirvenin üzerine çıkılamamıştır. Kubbenin yapılmasındaki ideal olan mekan bütünlüğünü temin etmekle, mimarideki son şeklini Osmanlı mimarları vermiştir. Abanma ve taşımadaki problemlere rasyonel çözümleri de Osmanlı mimarisi getirmiştir. Türk mimarisi, ana mekanda geometrik ve köşeli, üst yapıda kubbeye uygun olarak dairevi ve kürevi biçimleri anlayış içinde tatbik etmiş mekan içindeki dayanakları görünür hale getirdiği gibi dış payanda sistemi ile kubbe ağırlığını toprağa kadar götüren kademeli teşkilatı gerçekleştirmiştir. Osmanlı medeniyetinin merkeziyetçi dünya görüşüne uygun olarak, bu düşünce tarzı mimari karakterde de hakim hale getirilmiştir.
Mimarimizde en üst noktayı teşkil eden Mimar Sinan, kubbe inşasında da bazı yenilikler getirmiştir. Erken devirdeki Türk üçgenleri ve bunu takib eden sarkıtlarla süslü pandiflerin yerine, kubbeye geçişte daha yumuşak olan trompları kullanmıştır. Klasik devir mimarisinin bir sentezi olan Mimar Sinan,
mimarimizde mekanların simetrik olmasına yarayan kubbeyi aşılamaz bir unsur olarak Edirne Selimiye Camiinde başarıyla tatbik etmiştir. Selimiye’de, kubbe için en mühim problem olan abanma ve taşıma münasebeti ve bu münasebete dayanmayan ana mekanın yuvarlak unsurlarını tekrarlayan kubbe problemleri aynı anda halledilmiştir.
Avrupa Ortaçağ mimarisinde mühim bir mimari unsur olarak görülmeyen kubbe, rönesansla birlikte ehemmiyet kazanmaya başlamıştır. Fakat bu yine de Avrupa mimarisinde mimari fonksiyonların simetri ekseni olacak tarzda hiç bir devirde binalarda kullanılmamıştır. Floransa’daki Santa Maria del
Fiore kilisesinin kubbesi Avrupa mimarisinin kubbe anlayışına yeni bir şekil getirmiş ve bunun gelişmiş bir örneği olan Roma San Pietro Kilisesinin kubbesi, batı için nümüne olmuştur. Neo-klasik mimaride kubbe sivil mimariye de tatbik edilmeye başlanmış, fakat kubbe inşa tekniğine bir yenilik getirememiştir. Daha sonra betonarme tekniği kubbe çatıyı düz çatıya çevirmiştir. Son zamanlarda yeni metodlar geniş boşlukların üzerini kapatmada kullanılmaya başlanmıştır.
Türkiye’de Bulunan Bazı
- Camilerin Kubbe Ölçüleri Çap Yükseklik
Ayasofya Camii 33 m 24,3 m
Süleymaniye Camii 26,50 m 48 m
Selimiye Camii 31,28 m 43,28 m
Sultanahmed Camii 24 m 43 m
Üç Şerefeli Cami 24,10 m 28,40 m