Kös Nedir
Mehterhanede ve askeri müsikide kullanılan büyük davul. Kelimenin aslı Farsça küs olup, Türkçe telaffuzu kös şeklindedir. Bu büyük davulu çalana farsça “küsi veya küs-zen” Türkçe’de “kösçü” denmiştir. Kösler, bakır üzerine deve derisi geçirilerek yapılırdı. Evliya Çelebi, ordu için yapılan 150 çift deve kösü ile fil kösleri gördüğünü yazmaktadır. Köslerin en küçüğü, at ve katırlara yüklenirdi. Bunlardan daha büyükleri ise deve ve filler tarafından taşınırdı. Kanüni Sultan Süleyman Hanın Zigetvar Seferine götürdüğü fil kösü, halen askeri müzede bulunmaktadır. Bunun çapı 130, yüksekliği ise 127 santimetredir.
Mehteranın büyüklüğü ve dağları çınlatan sesiyle sembolü olan kösler, yüzyıllarca cenk meydanlarında, sefer yıllarında dövülmüşlerdi. Gönüllerde ferahlık, vücüda zindelik, gayret, sadakat ve cenge sabırsızlık hislerini ruhlara işleyen kösler, Osmanlı ordusunun maneviyatını yükseltirdi. Yeri, göğü inleten sesiyle düşmanları perişan ederdi. Kös, hayvanın iki tarafına sarılır, köscü de tam ortaya semer kısmına otururdu. iki elinde tuttuğu eşit büyüklükteki tokmakla usul vururdu. Sanki her tokmağın vuruşu zihinlerde “Allah bir” hissini uyandırdığından kösçü arada bir “Yektir Allah” diye bağırırdı.