Kıtlık Nedir
Deprem, su baskını, kuraklık, yangın gibi tabii afetler ve savaş, ekonomik ambargo gibi siyasi hadiseler neticesinde ortaya çıkan, insanların aşırı derecede zayıflayıp güçten düşmesine ve ölüm oranının hızlı bir şekilde yükselmesine sebep olan aşırı ve uzun süreli gıda darlığı. insanlık tarihi boyunca görülen kıtlıklar, ya umümi veya mahalli olarak ortaya çıkmıştır. Kıtlık sebepleri tabii ve beşeri olmak üzere iki kısımda ele alınır. Görünüşte tabii afetler veya insanlar sebebiyle ortaya çıktığı kabul edilen kıtlık olayları gerçekte, insanların Allahü tealaya karşı olan isyanları, peygamberlerine karşı çıkmaları, verdiği nimetlere şükretmemeleri sebebiyledir. Nuh aleyhisselama inanmayan insanları
tufan ile helak eden Allahü teala, Hüd aleyhisselama inanmamaları sebebiyle ad kavmine, Salih aleyhisselama karşı çıkmaları sebebiyle Semüd kavmine, Müsa aleyhisselama ve diğer peygamberlere karşı çıkan Mısırlılara ve israiloğullarına kıtlık göndermiştir. Babası Yaküb aleyhisselamdan ayrı düşen Yüsuf aleyhisselamı babasına kavuşturmak için Mısır ve civar ülkelere kıtlık gönderdiği gibi bazan da kullarını imtihan etmek için kıtlık göndermiştir.
Kuraklık, aşırı yağmurlar sebebiyle meydana gelen sel felaketi, mevsimsiz soğuklar, tayfunlar; bitki hastalıkları ve ürünlere musallat olan böcekler gibi tabii ve fiziki sebepler ürünlerin ve gıda kaynaklarının yok olmasına sebep olmuş, bu olaylar sebebiyle kıtlık ortaya çıkmıştır.
Tarihi kaynaklara geçmiş olan ilk kıtlık M.Ö. 4. bin yılda Mısır ve Ortadoğu’da görülmüştür. Ortaçağ Avrupa’sında çoğu siyasi sebeplerden meydana gelen kıtlıklar sebebiyle binlerce insan ölmüştür. Roma imparatorları servetlerini tahıl olarak biriktirdikleri için diğer bölgelerde yaşayan ve ikinci sınıf sayılan insanlara gıda vermemişlerdir. M.Ö. 436 da bu sebeple meydana gelen kıtlıkta binlerce Romalı açlıktan ölmektense Tiber Irmağına atlayarak ölmeyi tercih etmişlerdir. Ortaçağda, Britanya adalarında
95 defa, Fransa’da ise 75 defa kıtlık yaşanmıştır. 1235 senesinde Londra’da 20.000 kişi kıtlıktan ölmüş, pekçok kimse ölmemek için ağaç kabuklarını yemiştir. 16-18. yüzyıllar arasında Avrupa’nın doğusunu etkisi altına alan kıtlıklar sırasında bazı ana babaların sağ kalabilmek için kendi çocuklarını yedikleri bilinmektedir. 1600’lü yıllarda Rusya’yı etkisi altına alan kıtlıkta 500.000 kişi açlıktan ölmüştür.
Rusların 1812’de savaş taktiği olarak uyguladığı “ürün yakma” sebebiyle, yalnız Napoleon ordularının değil, birçok Rusun da açlıktan öldüğü bilinen bir gerçektir. Asya’da sık sık görülen kıtlıklar ise en çok Hindistan ve Çin’de meydana gelmiştir. 1702-1704 senelerinde Hindistan’da meydana gelen kıtlıkta 2 milyon kişi ölmüştür. Çin’in kuzeyini etkileyen kıtlıkta ise 9-13 milyon kişinin öldüğü sanılmaktadır. 1846-47 senelerinde irlanda’da meydana gelen kıtlıkta 2-3 milyon insan, 1971-73 senelerinde Etiyopya’da kuraklık sebebiyle meydana gelen kıtlıkta 1,5 milyon insan ölmüştür. 1980’lerin ortalarında başlayan kıtlık Afrika’da Büyük Sahra’nın güneyindeki kurak bölgede yaşayan 150 milyon insanın sağlığını tehdit etmektedir.
islamiyetin ilk yıllarında Mekkeli müşriklerin Müslümanlara uyguladığı ambargo neticesinde meydana gelen kıtlık sebebiyle Müslümanlar ot kökleri yemek mecbüriyetinde kalmışlar, birçok Müslüman çocuğu açlıktan ölmüştür. Orta Asya’da meydana gelen kuraklık ve kıtlık sebebiyle anayurtlarını terk
eden Türkler batıya doğru göç etmişlerdir. Ortaçağda Bizans hakimiyetinde olan Ortadoğu ve Anadolu’da meydana gelen kıtlıklar sebebiyle pekçok insan ölmüştür. 11-13. yüzyıllar arasında Hıristiyanların Müslümanlar üzerine düzenledikleri Haçlı seferleri Anadolu’da sürekli kıtlığa yol açmış, 13. yüzyılda Anadolu’yu istila ve talan eden Moğollar da yıllarca süren kıtlıklara sebep olmuşlardır. Osmanlı Devletinin gerileme devrinde meydana gelen harpler sebebiyle de Anadolu’da kıtlık
yaşanmıştır. Doksanüç Harbi diye bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi, daha sonra meydana gelen Balkan Harbi ve Birinci Dünya Harbi yıllarında kıtlıklar başgösterdi. Birinci Dünya Harbi sırasında bir milyondan fazla çalışan insanın cepheye gönderilmesi ve Anadolu’da görülen kolera salgını kıtlığa yol açmıştır. Cumhüriyet döneminde ise 1929-31 yılları arasında kuraklıktan kaynaklanan bir kıtlık yaşandı. ikinci Dünya Savaşı yıllarında, savaşa girilmemesine rağmen uygulanan yanlış politikalar
sebebiyle varlığa rağmen kıtlık görülmüştür. Kıtlık tehlikesi günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Somali’de meydana gelen iç savaş, Bosna-Hersek’te Müslümanlara uygulanan insanlık dışı baskı ve zulümler ile ambargo sebebiyle halen kıtlık yaşanmaktadır. Batılı ülkelerin uyguladıkları çifte standart yüzünden, her türlü imkan olmasına rağmen kıtlığa çare bulunamamaktadır. Gelecekte kıtlık tehlikesiyle karşılaşabilecek yörelerin başında Latin Amerika, Orta Afrika ve Güneydoğu Asya ülkeleri gelmektedir.