Kemoterapi Nedir
vücudu hastalandıran mikropları veya kanser hücrelerini kimyasal maddeler (ilaç) ile yok etme metodu. On dokuzuncu asrın sonunda Paul Ehrliche tarafından ortaya atılmış bir terimdir. Vücudu istila eden mikroorganizmaları hastaya zarar vermeksizin öldüren ilaçlarla yapılan tedavi şekli demektir.kemoterapi kullanılan ilaçlara genel olarak kemoterapötik adı verilir. Vücüda giren ve hastalık sebebi olan organizmalar çok çeşitli oldukları için (helmintler, amip, plasmodium, bakteriler, mantarlar, riketsiyalar ve virüsler gibi), kemoterapide kullanılan kimyevi maddeler (kemoterapötikler)de o oranda çeşitlilik gösterirler.
Vücut için habis olması, çabuk çoğalması ve normal vücut hücresinden ayrı biyokimyevi özelliklere sahib olması bakımından kanser hücreler de bakteri ve diğer hastalık yapan mikroorganizmalara benzetilebilirler. Kemoterapide kullanılan ilaçlar, genellikle kullanıldığı patogen etkenin (hastalık amilinin) cinsine göre sınıflara ayrılır: Antihelmintik ilaçlar (barsak parazitleri), antimalarial ilaçlar (sıtma ilaçları), antiamibik ilaçlar, antibakteriel ilaçlar (antibiyotikler) antiviral ilaçlar ve antineoplastik ilaçlar (kanser ilaçları).
Hastalığı Tedavi Etmek
Kanser hücrelerinin çoğalmasını önleyip, yayılmasını yavaşlatarak hastalığın kontrol altına alınmasını sağlamak
Hastalığa bağlı şikayet ve belirtileri ortadan kaldırarak kişinin yaşam kalitesini artırmak
Cerrahi veya radyoterapi sonrası uygulandığında hastalık nüksünü azaltmak
Cerrahi veya radyoterapi öncesi uygulanarak yapılacak lokal tedavileri kolaylaştırmak
Kemoterapi İlaçları Nasıl Etki Eder
Vücuttaki normal ve sağlıklı hücrelerin gelişim ve ölüm süreci bir düzen ve kontrol içinde yürür. Oysa kanser hücrelerinin büyümesi ve ölümü bu kontrol sürecinden çıkmıştır ve bu hücreler kontrolsüz bir şeklide büyüyüp çoğalmaya başlar. Kemoterapi ilaçlarının hemen hepsi kan yolu ile vücuda dağılarak kontrolsüz çoğalan hücrelere ulaşarak bu hücreleri öldürür veya kontrolsüz büyümesine engel olur. Kemoterapi ilaçları bir taraftan bu kötü hücreleri yok ederken diğer taraftan vücuttaki normal hücreler üzerine de etki etmektedir. Bu da vücutta kemoterapiye bağlı bir takım yan etkiler ile kendini gösterir. Ancak mevcut ilaçların normal hücreler üzerine olan istenmeyen bu etkileri geçicidir.
Kemoterapi Nasıl ve Nerede Verilir
Kemoterapi ilaçlarının vücuttaki uygulama şekli farklı yollarla olabilir. Halen tedavi uygulamada dört farklı yol kullanılmaktadır:
Ağız yoluyla (oral). İlaçlar hap, kapsül veya solüsyon tarzında ağızdan alınabilir.Damar yoluyla (intravenöz). Kemoterapi ilaçlarının en sık uygulandığı yöntemdir. İlaçlar seruma katılarak veya doğrudan enjektör ile damar içine verilerek yapılan uygulamadır. Genelde kol ve el üstündeki damarlar bu işlem için kullanılır. Damardan tedavi uygulamalarında bazen port, kateter ve pompa gibi farklı aletler de kullanılabilmektedir.Enjeksiyon yoluyla. İlaçlar bazen kas içine (intramusküler) veya cilt altına (subkutan) direkt enjeksiyon yolu ile verilebilir. Diğer bir enjeksiyon yöntemi de ilacın direk tümör dokusu içerisine uygulanmasıdır (intralezyoner).Haricen cilt üstüne (topikal). İlacın direkt dışardan cilt üzerine uygulanmasıdır.
Kemoterapi ilaçları evde, hastahane ortamında veya özel merkezlerde uygulanabilir. Tedavinin nerede uygulanacağına ilacın veriliş şekline; hastanın genel durumuna, hastanın ve doktorunun tercihlerine göre karar verilir. Hastanede yapılacak uygulama yatarak veya ayaktan kemoterapi ünitelerinde yapılabilir.
Kemoterapi Günlük Yaşantıyı Nasıl Etkiler ve Hasta Ne Hisseder
Kemoterapi alırken hastalarda tedaviye bağlı hoş olmayan çeşitli yan etkiler gelişse de birçok hasta günlük yaşantısında ciddi kısıtlamalar yapmadan hayatını devam ettirmektedir. Genelde bu yan etkilerin şiddeti alınan ilaçların çeşidine ve yoğunluğuna göre değişmektedir. Hastanın genel durumu, hastalığının yaygınlığı ve hastalığın yol açtığı belirtiler de bu süreci etkileyebilmektedir. Kemoterapi tedavisi alırken birçok hasta çalışma hayatlarına devam edebilmektedir, ancak bazen tedavi sonrası yorgunluk ve benzeri semptomlar çok olursa hasta bu dönemi akitvitelerinde kısıtlamaya giderek istirahatle geçirebilir. Her ne kadar tedaviye bağlı bir takım şikayetler olsa bile bu hastaların kendilerini toplumdan izole etmelerini ve günlük yaşamlarında ciddi değişiklikler yapmasını gerektirmez.
Kemoterapi Alırken Hasta Ağrı Hisseder mi?
Kemoterapi ilacı verilirken hasta ağrı hissetmez. Ancak bazen kemoterapi ilacı iğnenin takılı olduğu bölgeden damar dışına sızabilir. Bu da ilacın takılı olduğu bölgede ağrı, kızarıklık, yanma ve şişlik gibi şikayetlere sebep olabilir. Böyle bir durumda hemen tedavi uygulayan hemşireye haber verilip damar yolunun yerinde olup olmadığından emin olana kadar kemoterapi uygulaması durdurulmalıdır, aksi takdirde ilacın damar dışına kaçışı o bölgede ciddi doku hasarına sebep olabilir.
Kemoterapinin Olası Yan Etkileri Nelerdir?
Kemoterapi bir yandan vücuttaki kanserli hücreleri yok etmeye çalışırken diğer yandan normal hücrelere etki ederek yan etkilerin çıkmasına sebep olur. Kemorapiye bağlı olası yan etkiler ve bu yan etkilerin şiddeti, alınan ilaçlara ve kişisel duyarlılıklara göre değişmektedir. Kemoterapi ilaçlarından en çok etkilenen normal hücreler vücutta en hızlı çoğalan hücrelerdir. Hızlı çoğalma yeteneğine sahip bu hücrelerin başında saç, kemik iliğinde gelişim gösteren kan hücreleri, sindirim sistemindeki hücreler gelir. Bu nedenle ilaçların en fazla istenmeyen etkileri bu sistemler üzerinde görülür. Buna rağmen bu hücreler hızlı çoğalma ve yenilenme özelliği sebebi ile kısa sürede çoğalarak kemoterapinin bu olumsuz etkilerini ortadan kaldırırlar.
Kemoterapiye Bağlı En Sık Karşılaşılan Olası Yan Etkiler
Halsizlik: Tedavi sonrası en sık karşılaşılan yan etkilerin başında gelir. Halsizlik kansızlık (anemi) veya hastanın tükenmişlik duygusu gibi çok çeşitli sebeplere bağlı olabilir. Eğer sebep kansızlık ise kan transfüzyonu ile halsizlik ortadan kaldırılabilir, psikolojik sebeplere bağlı halsizlikte ise bu konuda uzman birinden yardım alınabilir.
Bulantı ve Kusma: Tedavi öncesi hastaların en çok endişe ettiği konuların başında gelir. Kemoterapiye bağlı bulantı ve kusma tedaviden hemen sonra ortaya çıkabileceği gibi tedavi bitiminden birkaç gün sonra da ortaya çıkabilir. Bazen de hastalarda tedaviye başlamadan beklenti bulantısı denilen bulantı görülebilir. Bulantı ve kusma şikayeti, günümüzde yeni geliştirilen ilaçlar sayesinde önüne geçilebilecek veya en aza indirilebilecek bir durumdur.
Saç Dökülmesi: Bazı kemoterapi ilaçları geçici olarak saç dökülmesi yapabilir. Saç dökülmesinin derecesi alınan ilacın cinsine ve dozuna göre değişmektedir. Genelde saç dökülmesi tedavi başladıktan 2-3 hafta sonra ortaya çıkar. Bu geçici bir süreçtir, tedavi tamalandıktan 3-4 hafta sonra saçlar tekrar çıkmaya başlayacaktır.
Kan Değerlerinin Düşmesi: Kemoterapi alırken vücutta hem kırmızı kan hücreleri, hem beyaz kan hücreleri, hem de trombositlerde düşme görülebilir. Bunun sebebi ilaçların kemik iliğinde kan yapımını baskılamasıdır. Kırmızı kan hücreleri oksijen taşıyan hücrelerdir ve eksikliğinde; halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı gibi belirtiler ortaya çıkar. Beyaz kan hücreleri vücudun mikroplara karşı savunmasında görev yapar ve sayısı azaldığı zaman kişi çok kolay enfeksiyon kapabilir. Trombositler ise kanın pıhtılaşmasından sorumludurlar. Sayıca azalmalarında vücutta kolay morarmalar, kolay burun ve diş eti kanamaları gibi kanamalar görülebilir.
Ağız Yaraları: Kemoterapi ilaçları bazen ağız içinde iltihabi yaralara sebep olabilir. Hastaların ağız hijyenine dikkat etmeleri, çok sıcak veya çok soğuk içeceklerden kaçınmaları, dudaklarını kremlerle nemlendirmeleri ağız yaralarının en aza inmesini sağlayacaktır. Ayrıca ağız içi yaralarda takip eden doktordan da ilave tedaviler noktasında görüş alınabilir.
İshal ve Kabızlık: Kullanılan kemoterapi ilacının cinsine bağlı olarak hastalarda ishal veya kabızlık görülebilir. Bu şikayetler diyet ve çeşitli basit ilaç tedavileri ile ortadan kaldırılabilir. Ancak bazen ishal beklenenden çok daha şiddetli olup damar yolundan sıvı desteği almak gerekebilir. Böyle bir durumda takip eden doktor haberdar edilmelidir.
Cilt ve Tırnak Değişiklikleri: Bazı kemoterapi ilaçları cilt renginde koyulaşma, soyulma, kızarıklık veya kuruluk gibi belirtilere, tırnaklarda koyulaşma ve kolay kırılmalara sebep olabilir. Bu durumda kolonya ve alkol gibi irritan maddelerden uzak durulmalıdır. Ilık su ile pansuman yapılabilir ve basit nemlendiriciler kullanılabilir. Bu şikayetler genelde ciddi boyutlarda değildir ve zamanla düzelir, ancak eğer mevcut belirtiler şiddetli ise mutlaka takip eden doktor haberdar edilmelidir.
Kemoterapi Alırken Hasta Nelere Dikkat Etmelidir?
Daha öncede bahsedildiği gibi kemoterapinin istenmeyen bazı yan etkileri olabilmektedir. Bu nedenle aktif tedavi almakta olan hastaların günlük yaşantılarını fazla etkilememekle birlikte dikkat etmeleri gereken bazı önemli noktalar ve uymaları gereken bazı kurallar vardır. Bu hususlardan bazıları:
Derece kullanmayı öğrenmelidir. Çünkü yüksek ateş ile birlikte beyaz küre sayısının düşmesi halinde acil tedavi gerekliliği vardır. Ateşi yükselen her hasta mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.Enfeksiyonu olan bireylerden uzak durulmalıdır. Ayrıca çevresindekilerle sarılma, öpüşme gibi yakın temastan kaçınmalıdır.Havasız, tozlu, sigara dumanı olan ortamlardan uzak durmalı, odasını sık sık havalandırmalıdır. Sigara kullanıyorsa azaltmalı ve bırakamaya çalışmalıdır.Meyve ve sebzeleri iyice yıkamalı, sütü pastörize veya iyice kaynatıp içmelidir.Doktoru tarafından sıvı kısıtlaması önerilmediği sürece bol sıvı almalı, özellikle yaz aylarında aldığı sıvı miktarını arttırmalıdır.
İştahsızlık ve bulantı nedeni ile yemek yemede zorlanıyorsa az az ve sık sık yemeye çalışmalıdır.Mümkünse dışarıda, özellikle temizliğinden emin olmadığı yerlerde yemek yememelidir.Gerek ağız gerekse vücut temizliğine özen göstermeli, tırnaklarını derin kesmemeli, traş olurken jilet kullanmamalıdır.Tedavi alırken ve sonrasında kontrollerini aksatmamalı ve özellikle yaşadığı kemoterapi yan etkileri konusunda doktorunu bilgilendirmelidir.Kemoterapi alırken gerek diş çekimi, gerekse önerilen diğer tedaviler noktasında mutlaka takip eden doktorundan görüş almalıdır.