Kayısı Nedir
ilk olarak çinde, Han sülalesinin ilk dönemlerinde yetiştirilir, Büyük Kral Kaniskanın aldığı çinli tutsaklar bunları Hindistana sokar. Zerdali ve kayısı oradan da irana yayılarak, isa’dan sonra birinci yüzyılda Roma imparatorluğu’na ulaşır. Erken olgunlaşan bir meyve olduğu için Latince erken gelişmiş anlamında Abrikosas sözcüğüyle tanımlanır
2-10 m yüksekliğinde, dikensi ve tüysüz bir ağaçtır. Yapraklar uzunca ve mızraksı, kenarları dişli, ucu sivri veya küttür. çiçekler beyaz veya pembe renkli olup, yapraklardan daha önce meydana gelirler. Meyvelerin üzeri tüylü olup, sarımsı turuncu renkte eriksidir. Yabanisine zerdali adı verilir Kayısı, ve Zerdali, bilimsel adlarının aksine Kuzeydoğu çin kökenli meyvelerdir
Apricot kelimesinin başındaki A harfi etimolojik bir hatayla eklenmiştir. Bir kısmı günümüzde Türkiye toprakları içinde kalan tarihi Ermeni krallığında yaygın olarak bulunduğu için bu meyveye Prunus armeniaca adı verilmiştir.Tarihi kaynaklara göre Türkistan, Orta Asya ve Batı çini içerisine alan çok geniş bir bölgenin kayısının ana vatanı olduğu sanılmaktadır. Günümüzden 5000 yıl gibi çok uzun bir zaman önce kayısı bu bölgede bilinmekte ve tarımı yapılmaktaydı
Büyük iskenderin seferleri sırasında kayısı M.Ö. IV yy da Anadoluya getirilmiş yetişmesi için uygun iklim ve toprakları Anadoluda bulunduğundan Anadolu kayısının, ikinci vatanı olmuştur. M.Ö. I. Yyda Roma ve Pers savaşları sırasında Ermeni tüccarlar tarafından önce italyaya sonra da Yunanistan’a götürülmüştür. italya ve Yunanistandan diğer Avrupa ülkelerine geçişi uzun yıllar almış 13. Yy da ispanya ve ingiltere, 17. Yy’da da Fransa ve Amerikaya da götürülmüştür.
Türkiye’de Kayısı Üretimi
Kayısı üretimiyle ilgili bilgileri Malatya İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Çevre Durum Raporundan beraber görelim. Türkiye’nin kayısı ağacı sayısında, yas ve kuru kayısı üretiminde sürekli bir artış meydana gelmiştir. Ayrıca, 1980’li yılların basına kadar Türkiye kayısı varlığının yaklaşık %70’ini zerdali ağaçları oluşturmasına karşılık son yıllarda zerdali ağaçlarında önemli oranda azalmalar meydana gelmiştir. Nitekim son resmi verilere göre Türkiye kayısı ağacı varlığının yaklaşık %85’ini kayısı, %15 ini ise zerdali ağaçları oluşturmaktadır.
1934 yılında 1.500 ton olan kuru kayısı üretimi yaklaşık 80 kat artarak bugün 120 bin tona yükselmiştir. Ülkemiz kayısı üretiminde meydana gelen bu dalgalanmaların en önemli nedeni, hiç kuskusuz Dünya’nın bir çok yerinde olduğu gibi ilkbahar geç donlarıdır. Yaklaşık 2-3 yılda bir meydana gelen ilkbahar geç donları kayısıda önemli ürün kayıplarına yol açmaktadır.
Türkiye yaş kayısı üretiminin bugün yaklaşık % 50’si Malatya’dan sağlanmaktadır. Malatya gerek ağaç sayısı gerekse yas ve kuru kayısı üretimiyle sadece Türkiye’nin değil Dünya’nın en önemli kayısı üretim merkezidir. Malatya’da üretilen yas kayısının yaklaşık %90 94 ‘i kurutularak ihraç edilmektedir.
Ülkemizde kayısı tarımı yapılan diğer iller ise; Kahramanmaraş, Kayseri, Elazığ, İçel, Erzincan, Konya, Ankara, Sivas ve Nevşehir’dir. Bu iller içerisinde Malatya, Elazığ ve Sivas’ta kurutmalık, diğer illerde ise sofralık amaca yönelik üretim ağırlık kazanmaktadır. Son yıllarda Kahramanmaraş’ın Elbistan, Elazığ’ın Baskil, Sivas’ın Gürün ve Adıyaman’ın Gölbaşı ilçelerinde kuru kayısı üretimine yönelik çok sayıda kapama kayısı bahçesi kurulmuştur. Ülkemizde ağaç basına düsen en yüksek verim 66 kg. ile Iğdır’da, en düşük verim ise 7 kg. ile Adıyaman’da elde edilmiştir. Ayrıca geçmişte ülkemizin önemli kayısı üretim merkezleri arasında yer alan Nevşehir ve Erzincan illerinde kayısı yetiştiriciliğinin yavaş yavaş eski önemini kaybettiği görülmektedir.
Kayısının Besin Değeri ve Yararları
Kayısı insan sağlığı bakımından önemli işlevlere sahiptir. pH ’ ı 3- 4 arasında olan yas kayısı 9 farklı şeker, 18 serbest aminoasit, zengin A vitamini, yüksek miktarda potasyum, demir ve fosfor içermektedir. 100 gram yas ve kuru kayısı ile pestilinin besin değeri Tablo 59 da verilmiştir.
- 1- Beyinin daha düzenli çalışmasını sağlar, yorulmasını önleyip stresi azaltır.
2- Vücudun en önemli depo ve laboratuvarı sayılan karaciğerin tahrip olan kısımlarının tamirini sağlar,
3- Kemiklerin çok daha düzgün ve sağlam olmasında önemli rol oynar,
4- Dişlerin daha sağlam ve kuvvetli olmasında etkisi vardır,
5- Kan yapımını artırarak kansızlığı önler, mide ve onikiparmak bağırsağı ülserini önler, oluşan ülseri tedavi eder,
6- Böbreklerde tas teşekkülünü azaltır,
7- Kansere karsı koruyucu bir etkiye sahiptir,
8- Kalp kaslarını kuvvetlendirir ve daha düzenli çalışmasını sağlar,
9- İçeriğinde bulunan potasyum bakımından zengin, sodyum minerali düşük olması ve A vitamininin öz maddesi karotence zengin olması nedeniyle dengeli beslenmede önemli rol oynar
10- Üreme sistemi üzerinde önemli rol oynar, cinsel gücü artırmaktadır. Besleyici ve potasyum açısından çok zengindir. Sindirim sorunlarına iyi gelir; stresi, kansızlığı önler. İçerdiği A vitamini akne gibi cilt bozukluklarını önler. Büyümeye yardımcıdır, görme fonksiyonlarını güçlendirir, şeker hastalığının gelişimini engeller, bağışıklık sistemini korur. Potasyum başta kalp kasları tüm kasların ve sinirlerin iyi çalışmasını sağlar. Kayısı lifli bir meyvedir. Lifli besinlerin kan şekerinin dengeli yükselmesini sağladıkları, zararlı maddelerin bağırsakta kalma süresini kısalttıkları için kanserden korunmada faydalı oldukları saptanmıştır.
Kayısı Bağırsak Hastalıklarına iyi Geliyor
İnönü Üniversitesinde (İÜ), sıçanlar üzerinde yapılan bir araştırmada, kayısının, bağırsak hastalıkları, kanser ve kalp krizi riskine karşı yararlı olduğu belirlendi. MALATYA – İÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Otlu, Malatya Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısında, kayısının kanser ve bir takım hastalıklara iyi geldiğinin ilk kez bilimsel olarak kanıtlandığını söyledi.
Kayısının birçok hastalığa iyi geldiğinin halk arasında bilindiğini, söylendiğini ancak, bilimsel olarak kanıtlanmamış olduğuna işaret eden Otlu, 5 aylık bir süreyle sıçanlar üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucu bağırsak hastalıkları, kanser ve kalp krizi riskine karşı kayısının oldukça faydalı olduğunun saptandığını kaydetti.
Toplam 30 sıçan kullanarak 5 ay boyunca inceleme yaptıklarını belirten Otlu, 300 kilogram kuru kayısının yeme karıştırılarak sıçanlara farklı dozlarda verildiğini söyledi. 5 ayın sonunda kayısının, özellikle kanser, bağırsak hastalıkları ve kalp krizi riski olmak üzere birçok rahatsızlığa iyi geldiğinin tespit edildiğine dikkati çeken Otlu, şöyle konuştu: “Kayısının faydaları ve nelere iyi geldiği noktasında çok fazla şey söylenirdi. Bunların birçoğu doğruydu. Ancak bilimsel olarak kanıtlanmamıştı. Sıçanlar üzerinde yaptığımız çalışmadan elde ettiğimiz sonuç bizi oldukça heyecanlandırdı. Elde ettiğimiz verilere göre kayısı, karaciğer, bağırsak, kanser ve kalp krizi riski gibi hastalıkların önüne geçebiliyor.”
Kayısının glisemik indeksi yüksektir ve çabuk enerji verir. Kuru kayısı tüketirken mümkünse doğal yollarla kurutulan ve koyu renkli (sarı değil) günkurusu denilen kayısı tüketmek daha sağlıklı bir seçimdir.