Karakter Nedir
Karakter Ne Demektir? Karakter Nedir Kısaca? Karakter Ne Demek? Karakter Nedir? Karakter Hakkında? Karakter Hakkında Bilgi?
Karakter Ne Demek, Karakter Bir şey üzerinde değişmeden kalan izler, bir şeyi benzerlerinden ayırmaya yarayan temel husüsiyet, üstün manevi özellik, bir nesnenin ayırıcı özelliği. Fransızcadan gelen kelime; huy, mizac, seciye yerine de kullanılır. Genel olarak, bir nesnenin yapısını, diğer nesnelerden ayıran kalite ve vasıflara karakter denilir. Ahlaki değerleri ifade etmek için de kullanılır. “Karakter sahibi insan” veya “karaktersiz şahıs” tabirleri böyledir. iyi ve kötü kimseleri belirtmek içindir. Biyoloji ilminde karakter, herhangi bir canlının görülebilen bir özelliği veya davranış tarzıdır. Genetikte ise, bir veya bir grup genin bir fenotipte görülen ifadesidir. Karakter daha çok şahsiyet psikolojisini ifadelendirmede kullanılan ilmi bir tabir olmuştur.
Psikolojide karakter kelimesi, bir insanın kendine has davranış ve düşüncelerini belirtmek için kullanılmaktadır. Ferdin kendine mahsus davranış özelliklerine karakter adı verilmiştir. Bir bakıma karakter, bir şahsın, rühi hayatının dışarıdan görünüşüdür. Kalıplaşmış bir yapıdan uzak olan insanın rühi hayatı, değişkenlik ve karmaşık bir özelliğe sahiptir. Karakterin belirmesi, kişinin kanaatleriyle davranışlarının arasında devamlı bir uygunluğun bulunmasına bağlıdır. Bu kanaat ve davranışların iyi
ve kötü olmasına göre insan şahsiyeti gelişmesinde, doğuştan getirilen mizac, huy, zeka ile fizik veya sosyal çevreden kazanılan değerlerin etkisi büyüktür. Bu bakımdan karakter, “Çok çeşitli davranışlardan, toplumun kültür değerlerine göre, iyi veya kötü olanlarının yahut doğru veya yanlış olanlarının bir insan tarafından devamlı yapılmasıdır.” diye de tarif edilmiştir. Psikolojide mizaç, karakter ve şahsiyet içiçe geçmiş üç kavramdır. Bu bakımdan bazı klasik kitaplarda bile biri diğeri yerine kullanılmaktadır. Bunun yanında bazı psikologlar karakteri, şahsiyetten ayrı mütalaa etmektedir. Bunlardan bazılarının karakter hakkındaki görüşleri şöyledir
Kant, karakter’i bir insanın düşünme, davranış ve hissetme tarzı olarak kabul eder. Bazı müellifler için karakter, eğilimlerin topluluğudur. Bourlud’a göre karakter, ferdin istikrarlı eğilimlerinin sentezidir. Dupre, karakteri, ferdin alışılmış reaksiyonlarının topluluğu diye tarif etmiştir. Çeşitli tariflerden, şöyle toplu bir tarif daha yapılabilir
“Karakter, her birimizi vasıflandıran hissetme, düşünme ve hareket etme tarzlarının bütünlüğüdür.”
insanda, fizyolojik ve morfolojik (şekille ilgili) karakteristiklerinin topluluğuna mizaç denilirken, ferdi
canlılıkları ve dürtüleriyle bütün anadan doğma içgüdülerin topluluğuna da fıtrat (yaradılış, hilkat, nature) denebilir. Bütün bu izahlara göre karakter, insanın doğuştan bünyesinden menşe alan mizaç ile huyun teşkil ettiği kompleks (karmaşık) bir örgüden ibarettir. O halde karakter, zeka ve ahlakın yönlendirilmesi altında, mizaç ve hilkat dediğimiz anadan doğma unsurlarla fizik ve psiko-sosyal çevre arasındaki karşılıklı faaliyetin birleşik bir sonucudur, denilebilir. Mizaç ve motivasyonal (güdülerle ilgili) eğilimlerin topluluğu şahsın iradesiyle çok değişebildiği halde, karakter terbiye ve ferdi gayretle oldukça az değişmeler gösterir.
Belli bir karakter yapısında olan insan, belli hallerde tutarlı ve önceden az çok kestirilebilen tepkiler gösterir. Her insan çocukluk yıllarında, çevresiyle sürekli tesir görme neticesi, kendine has bir tepkiler sistemi geliştirir. Başka bir deyişle savunma ve uyum mekanizmaları aracılığı ile bir intibak sağlamaya çalışır. Kendi faydasına olan, ama çevresine ters düşmeyen çözümler geliştirir. Haz veren, tatmin sağlayan yollardan gider, kendi dürtü(dirve) veya motivleriyle(güdü) çevre isteklerini bağdaştırmaya uğraşır. Bu maksada umumiyetle egonun düzenleyici, uzlaştırıcı ve bütünleyici fonksiyonu aracılığıyla ulaşır. iyi işliyen bir karakterde, bugünkü psikiyatrinin kabul ettiği mefhumlarla ifade edilecek olursa, id-ego-süperego ve çevre arasında belli bir denge ve uyum sağlanmıştır. Oysa bu denge nevrozlarda ve psikozlarda bozulmuştur. Karakter bozukluklarında uyumsuzluk ego ile çevre arasındadır. id-ego-süperego dengesi çarpık da olsa vardır. Karakter bozukluğu kendini insanlar arası münasebette gösterir.
Ahlak ilmi, ruh sağlığı bilgisi demektir. Kötü huylar, rühun hastalığı ve kötü işler, bu hastalıkların alametleri, arızalarıdır. islam alimlerinin çoğuna göre, herkesin huyu değişebilir. Hiçbir kimsenin huyu, yaratılıştaki gibi kalmaz. Sonradan değişebilir. Huylar değişmeseydi, peygamberlerin getirdikleri dinler, boş lüzumsuz olurdu. alimlerin sözbirliği ile koymuş oldukları terbiye ve ceza usülleri abes olurdu. Bütün ilim adamları, çocuklarına ilim ve edep vermiş ve terbiyenin fayda sağladığı her zaman görülmüştür. Şu kadar var ki, bazı huylar pek yerleşmiş; rühun hassası gibi olmuştur. Böyle huyları değiştirip, yok etmek pek güçtür. Böyle ahlak, çok cahil, kötü kimselerde bulunur. Bunu değiştirmek için çok uğraşmak lazımdır.