Karaborsa Nedir
insanların ve hayvanların ihtiyaç maddelerini piyasadan toplayıp, pahalandığı zaman satmak. Lügatte hak yemek, haksızlık etmek ve kötü muamele etmek manasına olup, meşrü olmayan kazanç yollarından birisidir. karaborsaya “ihtikar”da denir.
Karaborsa, yeryüzündeki bütün toplumlarda suç ve çirkin bir iş sayılmıştır. Hemen hemen her devlet, karaborsacılığı yasaklamış, bunun için kanunlarında müeyyideler koymuştur. Bir milletin iktisat sistemini allak bullak eden, devletin iktisadi tedbirlerini geçersiz hale getiren ve milleti aşırı derecede sıkıntıya sokan karaborsa, hayatın çekilmez hale gelmesine sebeb olur. Komünizmin ve kapitalizmin hüküm sürdüğü ülkelerle, serbest piyasaya dayanmayan ve aşırı devletçiliğin tatbik edildiği ülkelerde karaborsa yaygın olup, çok fazla bir şekilde yürütülmektedir.
Memleketimizde de Karaborsa ile mal temin edip piyasaya sürmek kanunen suçtur. Gerek Türk Ticaret Kanununda ve gerekse Milli Koruma Kanununda bu hususta cezai müeyyideler konmuştur. Ayrıca serbest piyasa ekonomisine dayanan iktisadi bir sistem tatbik edilmeye çalışılarak, karaborsacılık yapmak isteyenlere engel olunmaya çalışılmaktadır. Sosyal hayatta derin yaralar açan ve iktisadi sistemlerdeki tedbirleri ortadan kaldıran karaborsaya engel olmanın en gerçekçi yolu; ihtiyaç duyulan malları üretmek veya zamanında ithalini sağlamak ve bu işi yapmak için fırsat kollayanları caydırıcı hükümlerle ve zorluklarla vazgeçirmeye çalışmakla beraber, ahlaki açıdan bu işin çirkinliğini vicdanlara yerleştirmektir. Bu da insanlara din ve ahlak eğitiminin verilmesiyle sağlanır.
Karaborsacılık yapan, piyasanın ucuzlamasından üzülür, piyasa yükselirse sevinir. Halbuki eldeki maldan başkalarını faydalandırmak, insani ve dini vazifedir. Ticaret hayatında, müşterilerini aldatmak ve karaborsacılık yapmak çirkin ve suç olan bir kazanç yoludur. islamiyet karaborsacının elindeki kazancı kötülemekte ve kendisinin de günahkar, yani suçlu bir Müslüman olduğunu bildirmektedir. Sakladığı malların hepsini sadaka olarak dağıtsa bile, yine de karaborsacılık günahından kurtulamaz.
Nitekim, Peygamber efendimiz; “Bir kimse gıda maddelerini alıp, pahalı olup da satmak için kırk gün saklarsa, hepsini fakirlere dağıtsa, günahını ödeyemez.” buyurmaktadır. Bunun gibi, başka bir hadis-i şerifde de karaborsacılıktan sakınanları överek, şöyle buyurmaktadır: “Bir kimse, dışarıdan gıda maddesi satın alıp, şehre getirir ve piyasaya göre satarsa, sadaka vermiş veya köle azad etmiş gibi sevap kazanır.” Hazret-i Ali de; “Gıda maddelerini kırk gün saklayanın kalbi kararır.”buyurmuştur. Hatta hazret-i Ali, kendisine haber verilen bir karaborsacının, sakladığı şeylerin hepsini yaktırmıştır.
alimlerden birisi tüccardı. Vasıt şehrinden, Basra’ya gıda maddeleri gönderip satılmasını vekiline emretti. Basra’da ucuz olduğu için, vekili bir hafta bekleyip, pahalı sattı ve müjde yazdı. O zat ise, cevabında “Biz az kar ile çok sevap kazanmayı daha çok severiz. Fazla kazanmak için, dinimizi feda etmemeliydin. Çok büyük suç işlemişsin. Bunu affettirmek için sermayeyi ve karı hemen sadaka olarak dağıt.” dedi.
Dinimizde karaborsanın yasak olması Müslümanlara ve bütün insanlara zararlı olduğu içindir. Çünkü, gıda maddeleri, insanların ve hayvanların yaşayabilmesi için lazımdır. Bir kişi alıp saklayınca başkaları alamaz. Bu, sanki çeşme suyunu saklayıp, herkesi susuz bırakmaya benzer. insanlara lazım olan her şeyde ihtikar (karaborsa) haramdır. Mesela lüzumlu ilaçları da saklamak büyük günahtır. Kininin
sıtmaya, ensülinin şeker hastasına ve aşı ile serumların belli mikroplara karşı kullanılması, ekmeğin açlığa karşı kullanılması gibi, muhakkak şifaya sebeb olduğundan, bunun gibi tesiri kuvvetli ilaçları saklayarak karaborsacılık yapmak haramdır. Karaborsa gıda maddeleri az bulunduğunda haramdır. Çok olup, herkes kolaylıkla alabilirse, karaborsa olmaz. Fakat, böyle zamanlarda da yapılan iş mekruhtur; yani çirkin olup beğenilmez. Çünkü insanların zararını beklemek, iyi birşey değildir. Hadis-i
şerifte; “insanların iyisi, insanlara faydası olandır.” buyruldu. En kötüsü de onlara zararı dokunanıdır.
Hileyle rızk artmaz, malın bereketi gider. Hile ile azar azar biriktirilen şeyler, ansızın gelen bir felaketle, birden bire giderek geride yalnız günahları kalır. Birgün ansızın sel gelip, süte hile yapan birinin ineğini boğdu. Adam şaşkın bir halde düşünürken çocuğu dedi ki: “Baba süte kattığımız sular birikerek sel oldu. ineğimizi alıp götürdü.” Hadis-i şerifte buyruldu ki: “Ticarete hıyanet karışınca bereketi gider.”Bereket demek, az malın çok faydası olmak, çok işe yaramak demektir. Az bir mal, bereketi olunca, çok kimsenin rahat etmesine çok iyi işlerin yapılmasına yarar. Bereketli olmıyan çok mal vardır ki, sahibini dünya ve ahirette felakete sürükler. O halde malın bereketli olmasını istemelidir. Bereket, emin tüccarlarda bulunur. Çünkü her müşteri emin tüccara gider. Hıyanet edenlere kimse gitmez.
Her sanatta hile yapmamak dinimizin emridir. Müslüman güzel ahlakını her yerde gösterirse örnek olur.
Karaborsa memleketin ahenk ve nizamını sarsan, birlik ve beraberliğini bozan, dostluğu düşmanlığa çeviren, vatanı felakete sürükleyen bir afettir. Karaborsacılıktan elde edilen kazanç, sahibini Allah’ın gazabına ve insanların nefretine layık yapar.