Kan Dolaşımı Nedir
Kanın vücutta dolaştığı ilk olarak 1628 yılında ingiliz hekimi william harvey tarafından gösterilmiştir. Harvey kanın atardamarlardan toplardamarlara nasıl geçtiğini anlamamıştır. Bu olayın kanın etteki deliklerden geçmesiyle gerçekleştiğini tahmin etmiştir.Bu eksikliği 30 yıl sonra italyan asıllı malpighi açıklayabilmiş ve yeni bulunmuş mikroskop yardımıyla atardamarlar ve toplardamar sistemlerini birleştiren kılcal damarları görmüştür. Vücutta kan dolaşımı şöyledir. Atardamar kanı akciğerlerden sol kalbe gelmektedir. Sol kulakçığa girip oradan mitral kapak yoluyla sol karıncığa pompalanmaktadır.
Atardamar sistemi çeşitli atardamarlara dallanır ve kan vücudun bütün bölgelerine yollanır. Atardamarlar daha uzak olan atardamarcıklara bunlarda kılcal damarlara dallanır. Bu damarlar adını aldıkları kıllardan daha incedir ve içlerinde kan oksijenini dokulara verip koyu pis kan haline gelir.
Toplardamar sistemi bu kanı kalbe geri götürür. Toplardamar sisteminin özel bir bölümü olan portal sistemde barsaklardan gelen kan vücudun diğer bölümlerinin toplardamar kanıyla birleşmeden önce karaciğerden geçer. Oksijeni alınmış koyu renkli toplardamar kam, üst ve alt vena kavalarca sağ kalbe iletilir. Sağ kulakçığa giren bu kan triküspit kapağı arasından sağ karıncığa pompalanır.
Sağ kulakçık kanıda pulmoner kapaktan pulmoner atardamara ve akciğerlere geçer. Burada damarlar kılcal damarlara kadar dallanır. Buradaki toplardamar kanı ile alveollerdeki hava arasında yalnız çok ince bir duvar vardır. Kan havayla gaz alışverişi yapıp akciğerleri oksijenle doyarak terk eder. Sol kalbe gidip yeniden atardamar sistemine girer.