Kader Nedir
Kader Nedir, Kader, bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan doğaüstü güç, ezeli takdir. Yazgı veya mukadderat olarak da anılır. Kader kavramı birçok farklı din ve felsefi akımda önemli bir yer tutar.
Bu makalede yüzeysel olarak belli başlı dinlerin ve felsefi akımların kader, görüşü ele alınmıştır. Her hangi bir din veya felsefi akımın kader görüşünün detaylı açıklaması için o din veya felsefi akımın makalesine bakınız.
islam Dininde Kader
islam, dininde, Kader, ezelden ebede kadar hayır ve şer (iyi ve kötü) meydana gelecek bütün hadiselerin (olaylar) Allah katında malum olmasıdır.
Bazı islami fırkalarca dininde kadere inanmak imanın şartlarındandır, amentünün bir parçasıdır. Buna göre islam anlayışındaki kadere inanmayan kişi islam’dan çıkmış olur.
Musevilik’de Kader
Musevilik dininde kader inancı diğer dinlere göre bir parça değişiklik gösterir, Museviliğe göre bir insanın kaderi, tüm hayatı boyunca baştan yazılmaz ve bir yıl önceki hâl ve hareketlerine göre yıllık olarak yazılır. Bir yıl boyunca iyi ve hayırlı işler işleyen kişilerin kaderi bir yıl sonrası için iyi yazılır.
Bir Musevi, Musevi Yılbaşısı olan Roşaşana ile Yom Kipur arasındaki 10 gün boyunca bir vicdan muhasebesi yapar ki buna ibranice teşuva adı verilir teşuva ibranice’de geriye dönme anlamına gelir. On gün boyunca, o yıl içinde yapılan tüm hatalı davranışlar gözden geçirilir insanlara karşı yapılan haksızlıklar için Tanrı’dan af dilemek yetmez, o insanlardan da özür dilenmeli ve helalleşilmelidir Tanrı’ya karşı işlenen suçlar içinse tövbe edilir.
9. günün akşamı güneş batmadan bir saat önce Yom Kipur orucuna başlanır. 26 saat aralıksız sürecek olan oruç boyunca çeşitli tövbe duaları edilir. 26. saatin sonunda, orucun bittiğini balirten Şofar (boru) çaldığında, Tanrı’nın gelecek için insanların yeni kaderderlerini yazdığına inanılır.
Mistisizmde Kader
Kader yanlış bilinen ve bilindiği şekliyle de insan hayatını belirleyen kavramların başında gelmektedir. Kader ilahi takdir anlamında, manasında kullanılsa da aslında bu, kaza kavramının karşılığıdır. Kader; önceden bilmek manasında, insanın ancak sınırlı bir alanda kazanabileceği ve buradaki kullanımıyla bir zamanüstü niteliğe sahip Tanrı niteliğidir. Kader; olacakları bilmek, kaza ise takdir etmektir. insan; şartlarla çevrili ve şartlarla beraber günlük hayatını yaşarken ve geleceğini de yönlendirme gayreti içindeyken, kaza kavramı, insan hayatındaki önemi, inansın ya da inanmasın, hayatı biçimlendiren, tartışmasız bir noktadadır.
Bu kavram öyle bir şeydir ki, yok denilirse olduğu ve var denilirse, yokluğu dile gelir. Bu kavram kendisini ne tam serbestlikte ne tam bağlılıkta gösterir. “Şu olay kaderdir” dediğimizde, alttan alta öyle olmadığını da hissedebiliriz. Hayatın hem insana hem de yaratıcısına açık bir oluşumlar dünyası olduğu ve yer yer kiminde ilahi izlerin, kiminde de kendi ayak izlerimizin bulunduğu kabul edilirse, hem beşeri sorumluluk-sorumsuzluk dengesi sağlanabilir hem de iki aşırı ucun sorumsuzluğundan kurtulunabilir.