imza Nedir
imza Ne Demektir? imza Nedir Kısaca? imza Hakkında Bilgi? imza Ne Demek? imza Nedir? imza Hakkında Kısaca Bilgi?
imza Ne Demek, imza Bir şahsın kişiliğini tesbite ve başkalarından ayırmaya yarayan, genellikle o kişinin ismini taşıyan husüsi işaret. Bu işaretin el ile yazılması huküki bir kaidedir. Fakat istisna olarak imza yerine geçecek işaretler de kullanılabilir. imza, şahsa aittir. Bir müessesenin imzası olmaz. Ancak, temsilcinin imzası olur. imza kelimesi Arapçada “geçmişe mal etmek” manasına gelir. ister el ile yazılmış olsun, ister imza.
yerine geçen bir işaret kullanılmış bulunsun, imza ilişkin olduğu metnin kabul edildiğinin bir ifadesidir. Başka bir ifadeyle, imza atmakla o kimse metnin, muhtevasının kendi iradesinin bir açıklanışı olduğunu kabul etmiş demektir. Bu sebeple imzanın yerinin tesbiti önemlidir. imza, Almanca“Unterschrift” kelimesi ile ifade olunur bu, “alt yazı” manasına gelir. Gerçekten de imzanın, metnin altına atılması icab eder. Bu hal, imzanın üzerindeki yazıların imza sahibinin kendi iradesinin açıklanışından ibaret bulunduğunun en kesin ifadesidir.
Metnin üstüne veya yanına atılmış imza, metnin tamamının kabul olunduğunu ifade edemez. imzanın altına veya kağıdın yanına ilaveler yapılmış ise, bu eklerin de ayrıca imzalanması gerekir. Belge birden fazla sayfaları taşıdığı takdirde, sayfalar arasında bağlantı bulunmak kaydıyle, sonuncu sayfanın altındaki imza kafidir. Fakat bütün sayfaların imzalanması, hiç olmazsa paraf edilmesi tedbirli bir hareket olur.
imzanın bir metne bağlı olması tabiidir. Metinsiz imza, tek başına hiç huküki bir mana taşımaz. Fakat bazan açığa atılmış imzanın üstü doldurulmak süretiyle metin ve imza arasındaki bağlantı sağlanmak istenir. Genellikle güven prensibine dayanan bu ihtimal, ticari hayatta rastlanan olaylarda olur. Boş bir kağıda imzasını atıp, üzerini anlaştıkları biçimde doldurması için diğer tarafa veren kimse, bu hareketi ile, sonradan yazılacak metni peşin olarak kabul etmiş ve onun muhtemel rizikosunu göğüslemeyi önceden üstlenmiş sayılır.
imzanın Şekli
imzanın ne biçimde atılması gerektiği hususunda kanunda belli bir hüküm yoktur. Bu
konuda, soyadı kanununun (evvela öz ad, sonra da soyadı yazılması) gerektiği yolundaki esasına da uymak şart değildir. Maksat, sahibini tanımaya yarayacak ve ona has olacak bir tarzın metin altına yazılmasıdır. Sadece öz ad, sadece soyadı veya her ikisinin tamamı veya bir kısmını imza olarak kullanmak mümkündür. Problem bu açıdan alınınca “paraf” yani imzanın kısaltılmışşekli, çok zaman baş harfleri de imza kabul edilir.
Çok sayıda piyasaya çıkarılan kıymetli evrakın imzası gerektiği zaman mekanik bir araçla konulan imza yeterli sayılır. Kağıt paraların basımında bu usüle baş vurulur. Sirkülerde, genel hizmet sözleşmelerinde, çalışma talimatnamelerinde ise imzanın, mühür veya el yazısının mekanik sürette çıkarılmış örneğinin tatbiki süretiyle atılması esası kabul edilmiştir.
Çek ve poliçelerde ise, mikdarı ne kadar çok olursa olsun imzanın mutlaka el yazısı ile atılmış olması Türk Ticaret Kanunu’nda açıkça ifade edilmiştir. (Ticaret Kan. mad. 668/II.)
Noterlik Kanunu, mad. 75/1’de “ilgililer. imza yerine geçecek bir el işareti kullanmadıkları takdirde varsa mühür, yoksa sol elinin baş parmağı. bastırılır, demiştir.
Osmanlı Devleti Padişahları
imza yerine “tuğra” veya “damga” kullanmışlardır. Sonradan tuğra şeklinin içine padişahın adının uygun biçimde yazılması adet olmuştur. Padişahlardan Fatih Sultan Mehmed Han, sadece bu tuğrayı çizmek, fermanlarının altına nişan koymak için nişancılık rütbesini ihdas etmiştir. Daha sonra tuğra çekenlere, “tuğrakeş” ismi verilmiştir.
Dünyada ticari hayatın gelişmesi, imzanın yayılmasına yol açmıştır. Fakat ilk imzanın ne zaman ve nasıl çıktığı pek bilinmemektedir. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) ve dört halifenin (radıyallahü anhüm) mühür kullandıklarını müteber kaynaklar bildirmektedir.