Hidrojen Bombası
Tahrip gücü yüksek termonükleer bomba. Altmış megatona kadar çıkarılabilen tahrip gücü ile 390 km2’lik bir alanda (takriben 11 km yarıçaplı dairesel bir alan) tahribat meydana getirir. Yakıcı sıcaklığı 26 km yarıçaplı dairesel alanı etkiler. Hidrojen bombası hidrojenin izotopları olan döteryum ile trityumun çekirdeklerinin kaynaşması (füzyon) reaksiyonunun zincirleme olarak devam etmesiyle meydana getirilir (Bkz. Nükleer enerji). Füzyon reaksiyonunun başlayabilmesi için yaklaşık 3,5×107 °K civarında kritik bir sıcaklığın elde edilmesi gerekir. Bu da atom bombasının patlatılmasıyla açığa çıkan ısı ile elde edilir. Atom bombası bir kere patlatıldıktan sonra füzyon reaksiyonu başlar ve bundan sonraki füzyon reaksiyonları için yeterince enerji açığa çıkar.
Atom bombası ile hidrojen bombası (termonükleer bomba) arasındaki esas fark, hidrojen bombasında, iki hafif atom çekirdeğinin daha ağır bir çekirdek (helyum çekirdeği) oluşturacak biçimde kaynaşması sonucunda açığa çıkan enerjiden faydalanılması, atom bombasında ise ağır bir atom çekirdeğinin daha hafif iki çekirdek oluşturacak biçimde bölünmesiyle (fisyon) açığa çıkan enerjiden faydalanılmasıdır.
Atom çekirdeği pozitif yüklü olduğundan normal şartlarda diğer bir atomun çekirdeğini iter. Ancak bir atom bombasının patlatılması ile ulaşılan milyonlarca derecelik sıcaklık neticesinde çekirdekler bu itme kuvvetini yenecek kadar bir kinetik enerjiye kavuşur. Çok hafif olan hidrojen çekirdekleri küçük pozitif yüklerinden dolayı nispeten az bir itme direnci gösterirler. Bu bakımdan hidrojen çekirdeklerinin kaynaşması (füzyonu) başka atomlarınkine göre daha kolay gerçekleşir.
Hidrojenin izotoplarının kaynaşarak helyum çekirdeğini meydana getirmeleri esnasında kütlelerinin yaklaşık % 0,6’sı yok olur ve enerjiye dönüşür. Bunun sonucunda meydana gelen enerji miktarı Albert Einstein’in ünlü E= m c2 formülü ile belirlidir. Bu formülde E açığa çıkan enerji, m kütle değişmesi ve c de ışık hızıdır.
Bir termonükleer bomba patladığında büyük bir gürültü, ışık, ısı ve nükleer serpintiler meydana gelir. Patlama sonucu meydana gelen şok dalgası kilometrelerce mesafelerdeki binaları yerle bir edebilecek kadar güçlüdür. Bombanın ışığı kilometrelerce uzaktaki insanlarda körlüğe bile yol açabilir. Bombanın yüksek ısısı geniş bir alandaki ağaç ve çalılıkları yakarak büyük yangınlara sebep olur.
Hidrojen bombasının tahrip gücü uranyum ve plutonyum kullanılan atom bombalarının tahrip gücünden oldukça yüksektir. Mesela SSCB’nin 1961 de patlattığı 60 megatonluk hidrojen bombası, ikinci Dünya Savaşında Hiroşima’ya atılan 15 kilotonluk atom bombasından yaklaşık 4 bin defa daha güçlüydü. Bir termonükleer bombanın gücü bir milyon ton dinamitin gücüne eşit olan megaton cinsinden ifade edilir. Stratejik füzelere yerleştirilebilen hidrojen bombalarının gücü 100 kiloton ile 1,5 megaton arasında değişir. Termonükleer bombalar kıtalararası balistik füzelerin savaş başlıklarına sığabilecek boyutlarda da üretilebilirler. Bu bombalar dünyanın çevresini yarım saatten az bir sürede dolanabilecek bir hızla giderken tesbit edilen hedefin birkaç yüz metre yakınına düşürülebilirler.
Hidrojen bombasından ilk defa 1950’lerin başında süper bomba diye bahsedilmeye başlandı. Amerikalıların 1 Kasım 1952’de denediği 5 ila 7 megatonluk hidrojen bombasının patlatılmasıyla bir ada ortadan kayboldu ve 5-6 m derinliğinde 1609 m çapında bir çukur açıldı. SSCB ilk termonükleer bomba denemesini 12 Ağustos 1953’te gerçekleştirdi. Günümüzde birçok ülkenin ordularında 20 binden fazla termonükleer bomba bulunduğu tahmin edilmektedir. 5 Mart 1970’te nükleer silahların
yaygınlaştırılmasını yasaklayan bir anlaşma kabul edildiği halde bilhassa büyük devletler silah yapımına bütün hızları ile devam etmektedirler.