Hava Yastıklı Araç
Aracın alt tarafından püskürtülen basınçlı hava ile meydana getirilen hava tabakası üzerinde istenilen yöne hareket edebilen araçlar. Bu araçlar zeminden bir hava tabakası ile ayrıldığından her türlü zeminde gidebilme özelliğine sahiptir. Araç zemine değmediğinden bundan doğacak sürtünmeden ve diğer etkilerden zarar görmezler. Daha hızlı ve kolay hareket edebilirler.
Bilhassa deniz taşıtlarında suyun sürtünmesinden ve geminin suyu dalgalandırmasından doğan kayıplardan etkilenmediklerinden güç ve enerjiden büyük kazanç sağlarlar. Hoverkraftlar aynı büyüklük ve güçteki gemilere göre iki kat hızlı gidebilir.
On dokuzuncu asırda John Thornycroft gibi mühendisler gemi gövdesinin suyla temas eden kısmındaki deliklerden hava püskürterek sürtünme ve su direncini azaltmaya çalıştılar. 1930’larda ABD ve Finlandiya’da hava yastıklı araçlar konusunda ilk hamleler yapıldı. Fakat asıl önemli gelişme, ikinci Dünya Savaşından sonra ingiltere’de görüldü. 1950’lerde Christopher Cockerell, deniz araçlarında
hava yastığını gerçekleştirmeyi başardı. ilk Hoverkraft 1959’da Wight Adasından ingiltere’ye sefer yaptı. Birkaç hafta sonra aynı araç Manş Denizini iki saatte geçti. ilk düzenli seferlere 1965’de Wight Adasıyla ingiltere arasında başlandı. Günümüzde araba ve yolcu taşıyan SR-N4’lerden meydana gelen bir filo, ingiltere ile Fransa arasında sefer yapmaktadır. Bu hatta deniz trafiğinin üçte biri bu şekilde gerçekleştirilmektedir.
Çalışma prensibi
Hava yastıklı araçların alt kenarları yüksek, orta kısmı içerlek bir şekildedir. Aracın altında hava püskürtülmesiyle meydana getirilen basıncın atmosfer basıncından yüksek olması durumunda, aracı havada taşıyan kuvvet hasıl olur. Aracın dengesi ise aracı çevreleyen kenarlar boyunca hava püskürterek sağlanır.
Modern hava yastıklı araçlarda hava, fanlar (pervaneler) yardımıyla gövde altındaki deliklerden ve jet memelerinden hızla püskürtülür. Dışarı çıkınca hızı aniden düşen hava, basıncı yükselterek hava yastığını meydana getirir. Teknenin alt tarafındaki içerlek hazne kısmı, hava yastığı kullanılmadığı zaman, duba vazifesini görerek teknenin su üzerinde durabilmesini sağlar. Üst kısmından hazne içine püskürtülen hava, aynı oranda hazne kenarlarından dışarı atılır.
ilk Hoverkraft tiplerinde araçta hava yastığının meydana geldiği alt kısım düzdü ve hava yastığının kalınlığı azdı. Havanın kenarlarından hızla kaçarak basıncın düşmesini önlemek için aracın kenarlarına bükülebilen bir etek eklemek yoluna gidilmiştir. Bu aynı zamanda aracın hareket
kabiliyetini arttırarak dalga ve diğer engellerin kolayca aşılmasını sağlamıştır. Sağlam lastik malzemeden yapılan etek kısımları, en fazla hasara uğrayan kısımlardan olduğundan kolayca değiştirilebilecek şekilde yapılırlar. Bu özellik, Hoverkraftlara amfibik olma özelliği kazandırarak su dışında karada da hareket kabiliyeti sağladı. Hoverkraftların büyüklüğü hiçbir mahzur teşkil etmez. Çok sayıda yolcu ve araç taşıyan tipleri halen kullanılmaktadır.
Tahrik ve itiş gücü bazan merkezî bazan da farklı yerlere yerleştirilmiş birimlerden sağlanabilir. Çok çeşitli sevk ve kumanda sistemi denenmiştir. Bunlar pervaneler, fanlar veya su jetleri şeklinde olabilir. Pervanelerin tehlike ve gürültüsü kapalı fanlar kullanılarak azaltılma yoluna gidilmiştir. itiş ve tahrik gücünü arttırmak için fanların çıkışına havayı hızlandıran jet memeleri de konmaktadır.
Kullanma
Hava yastığı, aracın, taşımacılığın yanında esnekliği ile de, engebe ve dalga gibi zeminin şekillerinden etkilenmeden sarsıntısız yolculuk yapmasını sağlarlar. Bilhassa askerî alanda hem kara hem de denizde hareket kabiliyetleri ve kullanımıyla üstün özellikler gösterirler. Denizlerde; hem denizaltılardan etkilenmedikleri, torpillenemedikleri için, hem de hava yastığının ses geçirmez özelliği dolayısıyla sonar gibi aletlere yakalanma tehlikeleri olmadığından motor gürültüleri duyulmaz ve tesbit edilemezler.
Ayrıca araç denizden karaya ve karadan denize hiçbir güçlükle karşılaşmadan geçebilir. Bu yüzden pahalı liman tesislerine lüzum olmamakla, sığ bir kumsal bile bunlara yeterli olmaktadır. Ayrıca zeminden etkilenmediğinden kutuplarda ve donmuş bölgelerde rahatça hareket eder. Ağır yükleri de taşıyabilirler.
Bütün bunlara rağmen yeteri kadar büyük hoverkraftlar yapılmadığından bunlar ticari taşımacılıkta tanker ve yük gemilerinin yerini alamamaktadırlar. Bu alanda büyük gemilerle yapılan taşımacılık daha ekonomik olmaktadır.