Hamid Aytaç
son hat üstadı. 1881 de Diyarbakır eski adı ile amidde doğmuştur. Bazı zamanlar imzalarında amidi ibaresine yer vermesi bu yüzdendir. Asıl ismi Şeyh Müsa Azmidir. Dedeleri arasında da hattatlar bulunan Hamid Aytaç sıbyan mektebinden sonra askeri rüşdiyeye devam ederken gizlice hat dersleri almaya başlamıştır. Genç yaşlarda yazdığı bir levhanın mükafat görmesi üzerine hatla meşgüliyeti artmış ve yavaş yavaş tanınmaya başlamıştır
1908 de istanbula gelerek bir yıl Hukuk Fakültesinde ve daha sonra Sanayi-i Nefise mektebinde derslere devam etmiş, babasının vefatı üzerine geçimini temin için çalışmaya başlamıştır. Bir taraftan da Mekteb-i Harbiyede hat dersleri almaya devam etti. Daha sonra Rüşdiye Mektebinde Hoca Vahid Efendiden rika, jandarma kolağalarından ön yüzbaşı Ahmed Hilmi Efendiden sülüs, Mehmed Nazif Efendiden sülüs celisi, Hacı Kamil Efendiden nesih ve sülüs, Hulüsi Efendiden de talik dersleri aldı.
Hattat Hamid Bey, Türk matbaacılığına da bir yenilik olarak Çinkografi çelik üzerine resim ve yazı hakketme yontarak yazma, gravür, kabartma ve lüks baskı tekniğini ilk getiren hattattır. 1913 yılında Erkan-ı Harbiye Umümi Matbaasına hattat olarak girip, bir müddet çalışmış, sonra Almanyaya gönderilerek haritacılık üstüne ihtisas yapmıştır. istanbula geri döndüğünde geçim sıkıntısına düşerek Hamid müstear adıyla yazılar yazmış ve nihayet 1920 yılında Hattat Hamid Yazı Yurdunu açmıştır.
Hamid adını seçişini, Müsa Azmi olarak azmedip hattı öğrendim. Neticesinde Allaha hamd ederek Hamid adını aldım. diyerek açıklayan Hattat Hamid Bey, hat sanatını klasik usülde bir üstattan öğrenmiş değildir. Hacı Kamil Efendi, Tuğrakeş, Hakkı Bey ve Hulüsi Efendi gibi hatla ilgilenen şahıslardan istifadesi sadece müzakere usülü ile pek az sürmüştür. Fakat Allahü tealanın, gözünü ve elini üstün kabiliyetle yaratmış olması ayrıca tükenmez azmi sayesinde hat üstadı olarak kendisini kabul ettirmiş, devirlerinde yetiştiği hat üstatlarının teşvik ve takdirlerini kazanmıştır.
Hattat Hamid Bey, hat yazılarının her dalında güzel eserler vermiştir. Harf inkılabından evvelki yıllarda, Babıalinin kitap, gazete, mecmua ve bunun gibi her türlü neşriyatında emeği geçmiştir. Serlevha başlık, ilan gibi yazılarda o devir itibariyle imzasına sık sık rastlamak mümkündür. 1928 yılında yapılan harf inkılabından sonra, islam ülkelerinden gelen siparişlerle, hat meraklılarının sınırlı
siparişleri üzerine elden kalemi düşürmemiştir. 1945-1947 yılları arasında Şişli Camiine celi sülüs ile ilk abidevi yazısını yazmıştır. Bunu Fındıklı, Eyüp Sultan, Kartal, Pendik, Söğütlüçeşme gibi camilerin hatları takib etmiştir. Üstün kabiliyeti sayesinde bütün yazı çeşitlerini maharetle yazmıştır. Uzun ve verimli bir ömür geçiren Üstad Hamid Beyin dünyanın her yerinde imzasını taşıyan binlerce nefis yazısı vardır. Hamid Aytaç, 29 Mayıs 1982de istanbulda vefat etti. Vasiyeti üzerine Karacaahmet Mezarlığının Hattatlar bölümüne bir mirac kandili günü defnedildi.