Hak Nedir
Hak Nedir? Hak Ne Demektir? Hak Nedir Kısaca? Hak Ne Demek? Hak Hakkında Kısaca?
Hak Nedir, Kullanıldığı yerlere göre, çeşitli manalara gelen bir kelime. Hakikat ve hukük kelimeleri de hak kelimesinden türemiştir. Dinde de hak bazı manalara gelir Allahü tealanın esma-i hüsnasından güzel isimlerinden biri. Vacib-ül-vücüd, yani varlığı lazım olan, hiç yok olmayan, daima var olan ve kendisinden başkası yaratmaya layık olmayan, demektir. Kuran-ı kerimde mealen buyruldu ki Allah, Haktır. Müşriklerin Allahü tealadan başka taptıkları batıldır yok olucudur. Hac süresi 62 ibrahim Hakkı hazretleri şöyle buyurur.
- Hak, şerleri hayreyler,
Zannetme ki gayr eyler,
Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
1.) islamiyet. Hak gelince, batıl şirk, puta tapmak gider. Batıl her zaman gidicidir. isra süresi 8 mealindeki ayet-i kerimede islamiyet manasına kullanılmıştır.
2.) Gerçek, doğru. Cennet ehli Cennete girince Cehennem ehline Biz Rabbimizin bize vadettiğini Cenneti hak bulduk. Siz de Rabbimizin size vadettiğini azabı hak buldunuz mu? diye seslenir. Onlar da evet derler. Araf süresi 44 mealindeki ayet-i kerimede hak kelimesi bu manadadır.
Yine itikad, iman bilgilerini anlatan şu ifadelerde de hak bu manadadır Ölüm haktır. Kabir haktır. Kabirde, Münker ve Nekir denilen iki meleğin meyyite ölüye sual sorması haktır. Haşr kabirden kalkıp Arasat meydanında hesab vermek için toplanmak haktır. Neşr haktır. Dünyada yapılan amellerin işlerin hesabını vermek haktır. Amellerin tartılması haktır. Cehennem üzerinde bulunan ve üzerinden geçilecek, Sırat denilen köprü haktır. Cennetin müminler inananlar için, Cehennemin kafirler için olduğu haktır.
3.) Bir kimsenin başkasından alacağı. Bir kimse, peygamberlerin aleyhimüssalevatü vesselam, yaptığı ibadetleri yapsa, fakat üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe Cennete giremeyeceği bildirilmiştir. Bu ifadede hak kelimesi alacakmanasında kullanılmıştır.
4.) Hatır, gönül, hürmet. Peygamber efendimiz Allahümme inni eselüke bilhakkıssailine aleyke. yani Ya Rabbi! Senden isteyip de verdiğin kimselerin hakkı için, senden istiyorum. derdi ve Böyle dua ediniz. buyururdu. Mevlidde geçen hak kelimesi de bu manalarda kullanıldı Ya ilahi Ol Muhammed hakkı-çün Ol şefaat kanı Ahmed hakkı-çün
- Biz günahkar asi mücrim kulları
Yarlığayup kıl günahlardan beri - Kabrimiz iman ile pür nür kıl
Münis-i gılman ile hem-hür kıl.
5.) Yerine getirilmesi lazım gelen şey. Peygamber efendimiz buyurdu ki Müslümanın Müslüman üzerinde beş hakkı vardır Selamına cevap vermek, hastalığında arayıp sormak, cenazesinde bulunmak, davetine gitmek, aksırıp elhamdülillah deyince, yerhamükallah, diye karşılık vermek. Burada yerine getirilmesi lazım olan şey manasındadır. Hak kelimesi yukarıda belirtilen manalarından başka hukuk ilminde adalet, doğruluk ve fertlere tanınan menfaat ve yetkiler manasına da kullanılır. Hak kavramında üç unsur vardır 1 Hak sahibi için bir menfaatin bulunması. 2 Hakların, hak sahibine belirli bir kudret ve yetki vermesi. 3 Hakkın, hukuk nizamı tarafından verilmesi.
islam, hukükunda da hakkın sahibi açısından değerlendirilmesi ve kısımlara ayrılması vardır. Buna göre
6.) Hukükullah Allaha ait haklar. Allahü tealanın bildirdiği emirlerin, yasakların çiğnenmesi durumunda, bunlara verilecek cezayı hiç kimse değiştiremez, affedemez.
7.) Hukük-ı ibad Kulun sahib olduğu haktır. Bu haklar, insanların menfaatleri ile ilgili haklardır. Umümi ve husüsi olmak üzere ikiye ayrılır. Umüma ait yollardan istifade, avlanma, mübahları kullanma umümi haklardandır. Husüsi hakları ise, evi, işi, eşi üzerindeki hakları ile şahsi ihtiyaç ve menfaati sebebiyle mevcut haklarıdır.
8.) Karma nitelikteki haklar içinde Allah ve kul hakkının müşterek bulunduğu haklardır. insanın kendi hayatını, aklını ve sağlığını koruması, hürriyet hakkına sahib olması, malını boş yere telef etmekten koruması gibi… Bütün bunlarda, insan hayatının ve dünya nizamının korunması diye ifade edilen Allah hakkı yanında, bizzat kişiyi, hayatı, sıhhati ve malı ile ilgili konularda şahsen alakadar eden menfaatler vardır.
Günümüzde hukükun üstünlüğü sağlanmış toplumlarda, şahısların kendi hür iradesiyle faydalanabileceği bir takım imkanlar tesbit ve temin edilmiştir. Hakların kullanılması, şahsın kişinin tercih ve isteğine bırakılmıştır. Huküka dayalı toplumlarda, bazı imkanlardan faydalanmak hem bir hak, hem de bir vazifedir. Her hakkın bir sahibi vardır. Hak sahibi şahıslardır. Bunlar da hakiki ve hükmi şahıslar olmak üzere ikiye ayrılır. Haklar amme ve husüsi özel haklar olmak üzere de ikiye ayrılır.
Amme Kanunu hukükunda kişinin hakları Devlet ile fertler arasındaki münasebetleri düzenleyen anayasalarda yer almıştır. 1982 tarihli T.C. Anayasası ile fertlere birçok kamu hakları tanınmıştır. Milletvekili seçme ve seçilme hakkı mad. 10-11, Milletvekillerinin kanun teklif etme hakkı mad. 15, ispat hakkı mad. 39, Mülkiyet hakkı mad. 49, Sendika kurma hakkı mad. 53-54, Vatandaşlık hakkı mad. 66, Siyasi faaliyette bulunma hakkı mad. 167, Kamu hizmetlerine girme hakkı mad. 70, Dilekçe hakkı mad. 74… şahıslara tanınan haklardan bazılarıdır.
Husüsi haklar Şahıslar arasındaki özel münasebetleri düzenleyen hukuk kuralları, hakları çeşitli ayırımlara tabi tutmuştur. Birinci olarak mal varlığı hakları mülkiyet, irtifa gibi ayni haklar, alacak hakları, fikri haklar, yenilik doğuran haklar, beklenen haklar gibi ve şahıs varlığı haklarıisim, namus, şeref gibi şahsiyet hakkı, çocuklar üzerindeki velayet hakkı gibi olmak üzere ikiye ayrılır. ikinci olarak, mutlak haklar mülkiyet hakkı, irtifa hakkı ve rehin hakkı, fikri hak, şahsiyet hakkı gibi ve nisbi haklar alacak hakkı, karı kocanın birbirine yardım hakkı gibi olarak ayrılır. Daha başka birçok ayırımlar yapılmıştır. Ayrıca hak kelimesi, ortaklar arasındaki pay hisse ve bir iş yapma karşılığında alınan ücret manalarında kullanılmaktadır.