Haberleşme Nedir
iki nokta arasında haber alıp verme usüllerine ve bu usüllerin tatbiki sırasındaki faaliyetlerin tamamına verilen ad. Bir verici ve bir alıcı arasında mesaj, bilgi ve haberlerin alınıp verilmesi faaliyeti. Bilgi, duygu ve düşüncelerin paylaşılması için kurulmuş sistemler.
Haberleşmeden maksat sadece bilgi vermek veya almak değildir. Zaten bilginin kıymeti, bir harekete, bir işe, bir faydaya yol açmasıyla yakından ilgilidir.Tehlikedeki geminin S.O.S. işareti vermesi, yangında itfaiyeye haber verilmesi, harpte beyaz mendille teslim işareti verilmesi, trenin düdüğünü, otoların kornasını çalması hep bir harekete, bir işe yol açmak içindir.
insan beyni haberleşmenin merkezi durumundadır. Beynin hafıza kabiliyeti, bilgileri tasnif ve biraraya getirme fonksiyonları, insanın çevresinde olup bitenleri takip edebilmesine imkan vermiştir. Yine bu kabiliyetler, insanlar arası haberleşme vasıtalarından biri olan lisanın ve kültür adı verilen ortak hatıraların doğmasını sağlamıştır. ilk insanın yaratılması ile Allahü teala ona kitap gönderdi ve ona birbirleriyle konuşmalarını öğretti. Hazret-i ademin çocukları çoğalınca beraber konuştukları bir lisan meydana geldi. Lisanın böylece ilk defa meydana çıkmasından sonra, değişik beldelerde yaşayan milyonlarca insan değişik lisanlar kullandılar. Bunlar zamanla gelişti.
Yazının mükemmelleşmesinde, Uzakdoğuda keşfedilip, Avrupaya getirilen kağıt ve mürekkebin devreye girmesinin önemli tesirleri olmuş ve 15. yüzyıldan itibaren baskı teknolojisi gelişmeye başlamıştır. El yazması kitaplardan ucuza ve çabuk çoğaltılan kitaplara, oradan gazete ve dergilere ulaşılmıştır.
Konuşma ile gelişmeye başlayan haberleşme vasıtalarının tekamülünde teknolojik gelişmelerin büyük tesiri olmuştur, olmaktadır ve olacaktır. Zira mesajlar, her zaman akmak için en kolay, en çabuk ve en ucuz vasıtalara meyletmektedir.
James Watt 1736-1819ın geliştirdiği buhar makinasından güç alan Alman yapısı baskı makinaları ile Times Gazetesi o yıllarda inanılmaz bir hızla, saatte 1100 adet basılıyordu. 1886 da linotip dizgi makinaları piyasaya çıktı. On dokuzuncu yüzyılın sonunda 12 sayfalık bir New York gazetesinin rotatifteki baskı hızı saatte 96.000e ulaşmıştı.
Matbaa ve basın, yazılı haberleşmenin ve dolayısıyla lisanın standartlaşmasını ve karadan, denizden ulaşabilen, her yere yayılmasını sağladı. Böylece yazılı-basılı mesajların iletilme hızı büyük ölçüde artmış oluyordu.
Mesajların kaynaktaki vericiden varış noktasındaki alıcılarına ulaşması için gerekli süre olan iletim süresi, artık taşıma araçlarının hızı sınırına dayanmıştı. Bu sınır mesajların önce elektriki, sonra elektronik olarak ulaştırmasıyla ortadan kaldırılarak, mesafenin bir haberleşme engeli olmasına son verildi. Bir bakıma eski Yunancada uzak manasına gelen tele devri açılmış oldu.
Telelerin ilki olan telgraf telegraf, elektriğin kontrolünü gerçekleştiren Benjamin Franklin, Volta Galvani, Ampere, Joseph Henry, Faraday, Maxwell, Heinrich Hertz ve diğer araştırmacıların çalışmalarına dayanan Samuel B.Mors tarafından geliştirildi. 1837de patentini aldığı bu buluşu ile Mors, harfleri temsil eden elektrik sinyallerini kotlanmış olarak atölyesinde dolaştırdığı 16 kmlik bir tel üzerinden aktarmayı başardı. ilk ticari telgraf hattı 1845 yılında Washington-Baltimore arasında kuruldu. Bu hatta Morsun çektiği ilk telgraf şöyle idi Allah bizlere neler gösterdi! Bkz. Telgraf
Daha Avrupa ile Amerika kıtaları arasındaki 3240 kmlik ilk telgraf kablosu atılmadan 1958, Osmanlı Devletinde ilk telgraf hattı Sultan Abdülaziz devrinde 1854 yılında Kilyos-Varna arasındaki denizaltı kablosu ile gerçekleştirilmiştir.
ikinci tele olan telefona gelince, Alexander Graham Bellin, 1876 yılında telefonu bulmasıyla haberleşmede yeni bir devir açılıyordu. ilk ticari telefon ABD de aboneli olarak kurulmuş, Siemens, 1922 de ilk kadranlı telefonu imal etmiştir. Bugün kadranlı, tuşlu, hatta görüntülü telefonlar, otomatik ve elektronik santrallarda gelişmesine devam etmektedir.
Ülkemize ilk telefon makinası Sultan ikinci Abdülhamid Han zamanında Bellin keşfinden sadece üç yıl sonra 1879 da gelmiş ve 2 yıl sonra da 1881de istanbulda Posta ve Telgraf Nezareti ile Postane arasına ilk telefon tesisi kurulmuştur. 1909da 50 hatlık manyetolu lokal bataryalı bir santral şimdiki Büyük Postahaneye monte edilmiştir. Düzenli ve teşkilatlı ilk telefon şebekesi 1911 yılında faaliyete
başlamış, 1914 te 9600 hatlık Tahtakale, 6400 hatlık Beyoğlu ve 200 hatlık Kadıköy merkezi hizmete verilmiştir. 1926 yılına kadar istanbuldan başka yerde telefon şebekesi yoktu. ilk şehirlerarası telefon 1929 da Ankara, istanbul, ilk milletlerarası konuşma 1931 de istanbul-Sofya arasında yapılmıştır.
Ülkemizde 1923 te 13 santralda 8450 telefon abonesi varken, 1984 sonunda abone sayısı 1.197.000 olmuştur. Memleketimizde 100 kişiye 2 telefon düşerken, dünya ortalaması 8,6dır. 1993 yılında ilave edilecek yeni hat kapasitesiyle telefon abone sayısı 10,2 milyona ulaşacaktır. Telefon abone yoğunluk oranının ise % 16,5 seviyesine yükselmesi beklenmektedir. Bkz. Telefon
Radyo, telli haberleşmenin özel, şahsi ve sınırlı olma özelliğini ortadan kaldıran yaygın bir haberleşme vasıtasıdır. Radyonun esası olan elektromanyetik dalgaların Heinrich Hertz tarafından bulunuşundan sonra 1895 te Guglielmo Marconi, Mors kodunu kullanarak ilk telsiz mesajını gönderdi. Aynı yıl benzer bir deneyin Rusyada Aleksandır Popov tarafından da yapıldığı bildirilmiştir. 1906da Edisonun
yanında çalışan Kanadalı Regina Fenenden, insan sesini ilk olarak radyo ile göndermeyi başardı. Radyoda yayınlanan ilk haber 1916da ABDde başkanlık seçimi sonuçlarının duyurulması idi. Müzik yayınlarıyla ilgi kazanan radyo ve radyo yayıncılığı hızla yayıldı.
Fotoğraf oldukça eski bir haberleşme vasıtasıdır. Ancak görüntünün dondurulması bir asır kadar sürmüştür. Bir asırlık bir durgunluktan sonra resimlerin hareketi zaptetmesi, bir yerden bir yere anında nakledilmesi mümkün olabilmişti. Önce sessiz, sonra sesli sinema ve daha sonra televizyon, görüntünün durgunluğunu harekete dönüştürmüş ve büyük bir hız kazandırmıştır. On dokuzuncu yüzyılın başlarında fotoğraf keşfedildi. Bu asrın sonlarında fotoğrafın baskı ve basın hayatına, daha sonra hareketle birlikte sinema hayatına girmesi büyük bir hadise oldu.
Fotoğrafa benzer olarak seslerin dondurulması ve saklanması fotoğrafla mümkün olmuştur. Thomas A.Edison 1877 de mumlu silindirik fonoğrafı buldu. Daha sonra seslerin önce optik sesli sinema doğdu, sonra manyetik olarak saklanıp, yeniden canlandırılması devri açıldı. Sinemanın ve manyetik ses kayıt cihazlarının sosyal hayat, kültür ve eğitim alanlarındaki tesirleri hala devam etmektedir.
Haberleşme araçları içinde insanlar üzerinde en büyük ve en derin etkiyi televizyon sağlamaktadır. Hem göze hem kulağa hitap etmesi ve sahib olduğu muazzam hız, bir yandan televizyonun yayılmasını bir yandan da toplumlara hükmeden bir araç haline gelmesini sağlamıştır. Asrımızın müthiş silahı olan televizyonun temeli, 1904 yılında ilk telli fotoğrafın Münihten Nüremberge gönderilmesi ile atılmıştır, denebilir. 20 yıldan az bir zaman içinde resimler New York ve Filadelphia arasında telsiz olarak gidip gelmeye başladı. ilk faksimile haberleşme 1938de başladı. Televizyon öyle hızlı yayıldı ki, 1967de ABDde 10 evden 9unda televizyon alıcısı bulunuyordu. Bkz. Televizyon
Ses ve görüntünün anında manyetik kaydı ve anında tekrar görünüp dinlenebilmesini sağlayan videolarla birlikte televizyon şimdilik haberleşme teknolojisinin zirvesine oturmuş görünüyor. Onu da zirveden indirecek yeni teknolojik gelişmeler elbette var olacaktır. Çünkü yapılan keşifler ve yenilikler haberleşme sahasında muazzam bir rekabete yol açagelmiştir. Bazıları birbirini tamamlayan, biribirine yardımcı olan yeni haberleşme vasıta ve şekilleri hemen hemen daima birbirleriyle rekabet etmiştir. Her yeni buluştan sonra, bu buluşla herşeyin altüst olacağı iddia edilmiştir. Bu iddialar bir ölçüde doğru çıkmıştır. Yeni haberleşme imkanları eskilerin pırıltısını ve üstünlüğünü ortadan kaldırmıştır.
Haberleşme uyduları Uzak mesafe veya denizaşırı haberleşmede kullanılan yer yörüngesindeki araçlar. Mesajlar yerdeki bir istasyondan diğerine uydular yoluyla gönderilir.
1946 da Arthur C.Clarke adlı bir ingiliz, uzayda uygun yerlere yerleştirilecek üç aktif haberleşme uydusundan ibaret dünya çapında bir haberleşme sistemi teklif etmiştir. John R.Pierce, 1955te Bell Telefon Laboratuvarlarından uydularla haberleşmede hazırlanan ilk farklı metodu analiz etti. Bu metodlardan birinde sinyaller herhangi bir elektronik cihazı olmayan pasif bir uydudan yansıtmaya diğeri ise sinyalleri alacak, güçlendirecek ve tekrar yeryüzüne aktaracak cihazlara sahip aktif uydular kullanmayı öngörüyordu. Bugün her iki cinsten uydular da kullanılmaktadır.
Echo 1 ve 2 uyduları gibi pasif haberleşme uyduları sinyalleri yansıtan metal yüzeylere sahiptirler. Sinyaller yerdeki bir verici istasyondan bu uydulara sevk edilir, uydudan yansır ve yerdeki alıcı istasyonda güçlendirilir. Alınan sinyaller çok güçsüz olduğundan, sınırlı miktardaki sinyali almak için bile çok büyük ve çok hassas alıcı istasyonlara ihtiyaç duyulur. Bu sebeple, pasif uydular, bol miktarda bilgi sinyal taşıyan ticari haberleşme sistemlerinde pek kullanılmazlar. Echo 1, ilk haberleşme uydusu olarak 12 Ağustos 1960ta, Courier 1B, 10 Ekim 1960ta fırlatılan ilk başarılı uydulardır.
Telstar 1, Relay 1 ve Syncom 2 gibi aktif haberleşme uyduları ise, kendilerine gelen sinyalleri alan, güçlendiren ve yer istasyonlarına başka bir frekanstan gönderen mikrodalga cihazlarına sahiptir. Bu cihazlarla, mütevazi büyüklükteki alıcı yer istasyonlarına büyük miktarlarda bilgi aktarılabilmektedir.
Syncom 2, Syncom 3 ve Intelsat 1,2 ve 3 adlı ticari haberleşme uyduları hep aktif uydulardır. Ekvatordan 35.200 km yüksekte yörüngeye oturtulmuşlardır. Bu yükseklikte uydunun dönüş hızı ile yer kürenin dönüş hızı birbirine eşittir. Bu sebeple bu uydulara senkronize uydular denir.Yerdeki bir gözlemciye göre senkronize bir uydu hareketsiz görünür. ilk senkronize uydu, 26 Temmuz 1963te fırlatılan Syncom 2 uydusudur.
Uydu aracılığı ile bütün dünyaya ilk ses nakli, 19 Aralık 1958de ABD başkanı Eisonhowerin yeni yıl mesajının basit bir sinyal tekrarlama cihazına sahib olarak yörüngede bulunan bir Atlas Füzesi ile gerçekleştirilmiştir.
Telotar 1 10 Temmuz 1962de fırlatıldı. ABD ve Avrupa arasındaki TV sinyalleri taşıyordu. 4800 km yükseklikte bir yörüngede bulunduğu için senkronize olmadığından ancak kesikli hizmet yapabiliyordu. Sürekli hizmet için çok sayıda yerleştirilmesi gerekiyordu. Halbuki senkronize uydulardan üç tanesi yer kürenin her noktasına sürekli hizmet edebilir.
Early Bird Intelsat 1, ilk ticari haberleşme uydusu 6 Nisan 1965te Atlantik üstüne fırlatıldı. Senkronize bir uydudur. Bir TV kanalı ve 240 telefon hattı taşır Denizaltı kablosu 480 kanallıdır. intelsat 2 Bu seriden üç uydu vardır. Kapasitesi Intelsat 1 kadardır. Biri Pasifik, diğeri Atlantiktedir. Intelsat 3 Serisi dört uydudan meydana gelir. 4 TV kanalı ile 1200 telefon kanalı vardır. Sovyetlerin 1965te fırlattıkları Molniya 1 uydusu Moskova Vladivostok arasındaki 30 yer istasyonuna TV yayınlarını aktarmaktadır.