Gazi Osman Paşa
Doksanüç Harbi diye meşhur olan, Osmanlı-Rus Savaşında 1877-1878 Plevne cephesinin ünlü kumandanı 1832 de Tokatda doğdu. Beşiktaştaki Askeri Rüşdiyede ve Kuleli Askeri idadisinde lisesinde okudu. Harbiyeyi yirmi yaşında ikincilikle bitirdi. Harb Akademisine girdi. Akademiyi bitirmeden, Kırım Savaşının çıkması üzerine Tuna cephesine gönderildi. Burada dört yıl kalarak, teğmenliğe yükseldi
Savaşın sonunda yüzbaşı oldu. 1856 da Akademiye devam ederek tahsilini tamamladı. Genel Kurmay Başkanlığında çalıştı. Anadolunun haritasını çıkarma göreviyle Bursaya gönderildi. Tesalyada, Yenişehirde ve Cebel-i Lübnanda görev aldı. Girit isyanlarının başlaması üzerine Girite tayin edildi. 1866 da Giritteki çalışmaları ile Serdar-ı ekrem Ömer Paşanın takdirini kazandı. Miralay albay oldu
ve Yemene gönderildi. Arkasından Paşa rütbesiyle Rumelide bulunan Beşinci Ordu Manastır Fırka tümen Kumandanlığına tayin edildi 1875. Buradaki çalışmaları takdir edilerek, birinci ferik korgeneral oldu. Sırp isyanları başlayınca emrindeki birliklerle izver tepelerini ve Zayçar kasabasını zaptetti. Sırp ordusunu yendi ve müşir mareşal oldu l876
Gazi Osman Paşayı bütün dünyaya tanıtan, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbindeki savunma, gayret ve kahramanlıklarıdır. Bu harpte, Plevne cephesindeki müdafaası ile dünya harb tarihine yeni prensipler getirdi
Gazi Osman Paşa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı başladığı sırada Vidin ve Rahova bölgelerinin korunmasıyla vazifeliydi. Tunayı geçerek savaşın düşman topraklarında yapılmasını teklif ettiyse de, buna izin verilmedi. Rusların Berkofça Dağlarını aşmaya başlamasından sonra Osman Paşaya
hareket emri verildi. Osman Paşa, kumandasındaki kuvvetlerle Plevne önlerine geldi. Rusların elinde bulunan şehri ele geçirerek, savunma için gerekli tedbirleri aldı. Ruslar Pelevneye karşı saldırıya geçti. Osman Paşa, Rusların bu ilk saldırısını, bir karşı taarruzla Osma Suyunun öte yakasına atarak bertaraf etti 20 Temmuz 1877
Ruslar 30 Temmuzda tekrar bir saldırıya geçtiler ve yapılan kanlı savaşlardan sonra geri çekildiler. Bunun üzerine Rus Çarı, Osman Paşaya karşı Romen ordusundan yardım istedi. Rus Çarı, Romanya Prensi Birinci Karole yardım için şu tarihi telgrafı çekti
imdadımıza gel! istediğin gibi, istediğin yerden, dilediğin şartlarla Tunayı geç! Acele Plevnede yardımımıza yetiş! Türkler bizi mahvediyorlar! Hıristiyanlık davasını kaybetmek üzeredir
Bu yardım talebi üzerine, Romenler elli bin kişilik bir orduyla Plevnede Ruslara yardıma koştu. 11 Eylülde Rus-Romen birleşik ordusu, tekrar Plevneye doğru taarruza geçti. On iki saat süren büyük Rus taarruzu, düşmanın, kesin mağlübiyetiyle neticelendi. Böylece Osman Paşa, üçüncü Plevne Savaşını da kazandı 11 Eylül 1878. Gazi ünvanını aldı
Daha büyük kuvvetlerle kuşatmaya devam eden Ruslar, Plevnenin teslimini istediler. Gazi Osman Paşa bu teklifi reddetti. Hiçbir yerden yardım gelmeyen Plevnede yiyecek, yakacak ve ilaç sıkıntısı
başlamıştı. Bu durum karşısında Gazi Osman Paşa, bir huruç çıkış harekatı yaparak, Plevneden çıkmaya karar verdi. Bu kararı öğrenen Plevne ahalisi, ileri gelenleri Osman Paşaya ricacı gönderdiler Eğer asker Plevneden çıkarsa, sivil halk içindeki Bulgarlar, bizlere çok zarar verir. Müsaade ediniz biz Müslüman ahali de Plevneden çıkalım. şeklindeki teklif üzerine Bulgar halkının ileri gelenlerini
Huruç harekatının yapılacağı sabah, halkın araba, kağnı ve hayvanları ile askerin intikal yoluna askerden önce, geceden dizilmiş olduğu görüldü. Plevne yollarında tam bir hengame oldu, yollar kapanmıştı. işte bu esnada Rus topçusu ateşe başladı. Nice çoluk çocuk, kadın-kız bu ateş altında
şehid oldu. Halkın bu aceleciliği aynı zamanda harekatı da ifşa etmişti. Zaten küçük bir kasaba olan Plevne yollarında yayaların bile geçmesi zorlaşmıştı. Plevneyi kuşatan Rus ordusuna karşı asker Allah Allah sesleri arasında hücüma geçti. Sayı ve silahça kendilerinden kat kat fazla olan düşman
ordusunun birinci hattını kahramanca yardı. Ancak Ruslar, asker ve silah çokluğunun yanında, ayrıca devamlı takviye alıyordu. Bu çıkış harekatı sırasında Gazi Osman Paşanın atı isabet alarak öldü. Kendisi de bacağından ağır yaralandı. Açlık, hastalık, yardımın gelmemesi ve maiyetinde her türlü fedakarlığı gösteren askerin harcanmaması düşünceleri Gazi Osman Paşayı, teslime mecbur etti. Yarası, Vizsuyu kenarında bir evde sarılırken, Rus generali Ganetski tarafından esir alındı. Az sonra Rus Başkumandanı Grandük Nikola askeri tören yaptırarak, askerlik ve esirlik kaidelerine aykırı olmasına rağmen, Osman Paşanın kılıcını iade etti. Heyecan ve samimiyetle takdir ve parlak savunmasından dolayı tebriklerini bildirdi. Azami hürmet göstermeye çalışan Nikola, Osman Paşaya
Şu anda yeryüzünde bu kılıcı şerefle taşımaya hakkı olan tek insan sizsiniz. demekten kendini alamadı.
Kısa bir süre sonra Rus Çarının bulunduğu karargaha getirilen Osman Paşa, Çar tarafından da tebrik edildi. Rusyaya trenle götürülen Osman Paşa, trende Rus subaylarıye harp ve askerlik üzerine Fransızca sohbetler etti. Rusyaya varışında, ülke içinde istediği yere gidebileceği bildirildi. Gazi Osman Paşa bazı Türk illerini gezdi. Her gittiği şehirde devlet reislerine yapılan merasimle karşılanıp uğurlandı
Gazi Osman Paşa, bir müddet sonra Sultan ikinci Abdülhamid Hanın teşebbüsleri neticesinde Rusyadan istanbula döndü. istanbula gelişte halk tarafından büyük sevgi ile karşılandı. Sultan ikinci Abdülhamid Han, göz yaşları içinde alnından öptü ve kendisine Sen benim yüzümü bu dünyada ak ettiğin gibi, Allah da senin yüzünü iki cihanda ak etsin. diye dua etti. Serasker oldu. Yedi yıl bu görevde kaldıktan sonra Sultan ikinci Abdülhamid Han tarafından Mabeyn Müşiri Saray Mareşalliği görevine getirildi
Ölünceye kadar bu görevde kaldı. Törenlerde, Padişahın arabasında ve ona karşı otururdu. 1900 de 68 yaşında vefat etti.Kabri, Fatih Camii avlusundadır.Türbesini, onu çok seven Sultan ikinci Abdülhamid Han yaptırmıştır.
Gazi Osman Paşa, temiz ahlakı, kahramanlığı, samimi Müslümanlığı ve devlete olan bağlılığı ile günümüze kadar sevgi ile anılmıştır. Adına yazılan Plevne veya Gazi Osman Paşa Marşı hala söylenmektedir.