Gap Nedir
Ülkemiz enerji politikalarının ana hedefi ihtiyacımız olan enerjinin zamanında güvenilir ucuz ve kaliteli olarak öngörülen kalkınma hızı ve sosyal gelişmeyi destekleyecek şekilde temin edilmesi şeklinde belirlenmiştir. Bu politikalar çerçevesinde yerli kaynakların mümkün olduğunca kullanılmasını teminen devlet ve özel sektör ile yabancı sermayenin enerji alanındaki yatırımlarının arttırılması amacıyla çevresel etkilerde göz önüne alınarak önemli çabalar harcanmaktadır
Uygulamaya konulan politika tedbirlerini şu şekilde özetleyebiliriz Kısa dönemde uygulanan politika tedbirlerinden bazıları Enerji projelerinin yatırım sürelerinin en aza indirilmesi Mevcut enerji tesislerinin ekonomik işletme koşullarına kavuşturulması Enerji fiyatlandırmasında sübvansiyonlarının kaldırılarak fiyatların maliyeti yansıtacak ve enerji üreticisi kuruluşların oto-finansmanını sağlayacak yapıya kavuşturulması
Enerji israfını önleyici yönde enerji tasarrufunun ülke çapında kamuoyu bilinçlendirilmesi yöntemleri ile yaygınlaştırılmasıdır.
Orta ve uzun dönemde uygulanan tedbirlerin başlıcalar ise Uzun dönemde talebin yerli kaynak ağırlıklı olarak karşılanması amacıyla ülke kaynaklarının gerek kamu ve özel sektör gerekse yabancı sermayenin katkısı ile en iyi şekilde değerlendirilmesi Mevcut kaynaklarının yanı sıra yeni kaynak aramalarına hız verilmesi
Enerji ithalatında maliyet göz önünde tutularak gerek ülke gerekse kaynak çeşitlendirilmesine gidilmesi tek ülke ve kaynağa bağımlılık gibi bir durum yaratılmaması
Büyük yatırım gerektiren enerji projelerinin finansmanı için Yap – işlet -Devret Yap – işlet ve işletme hakkının devri gibi formüllerin işletilmesi Tüm enerji kaynaklarında talebin mümkün olduğu oranlarda bölgesel üretim imkanları ile karşılanması
Henüz gerektiği gibi değerlendirilemeyen yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının jeotermal ısı güneş rüzgar gibi en kısa zamanda enerji arzına katkısının sağlanması Enerji ihtiyaçlarının karşılanması sırasında çevre ve halk sağlığının korunmasına özen gösterilmesi
Ortadoğu ülkeleri ve komşu ülkeler ile kaynak zenginliklerine göre enerji ve diğer doğal kaynak değişimi imkanları üzerinde durulması Enerji alanında AR-GE çalışmalarının ihtiyaçlara cevap verecek şekilde programa bağlanması
Enerji üretimi dağıtımı ve tüketiminin her aşamasında kayıpların en aza indirilmesi verimliliğinin arttırılması ve israfın önlenmesi amacıyla enerji tasarrufu programının uygulanması şeklinde belirlenmiştir.
Elektrik Enerjisi Politikalarımız Elektrik enerjisi politikalarımız ekonomik ve sosyal kalkınmanın gerektirdiği ve yüksek oranlarda artmakta olan ulusal Elektrik ihtiyacımızın kesintisiz kaliteli ve güvenilir olarak karşılanmasının sağlanması elektrik sektöründe özelleştirme faaliyetlerine hız verilmesi kömüre dayalı termik santrallerin çevreye verebilecekleri zararı engellemek amacıyla Analiz sonuçlarına göre zorunlu görülen tüm mevcut ve tasarlanan projelere desülfürizasyon
tesislerinin ilavesinin esas alınması yeni üretim projelerinin seçiminde ülke ihtiyaçlarına en kısa zamanda ve en ekonomik çözümlerle verecek öncelikler tespit edilerek hidrolik projelerin yanısıra çoklu yakıt kullanan santraller üzerinde hassasiyetle durulması ülke termik ve hidrolik potansiyelinin değerlendirilmesi yanı sıra nükleer teknolojiye bir an önce girilmesi için gerekli hazırlıkların yapılması elektrik enerjisinin sürekli ve kaliteli olarak temini için mevcut iletim ve dağıtım hatlarının iyileştirilmesi bölge ülkeleri ile gerekli altyapının tesisi ve elektrik alış-verişinin yaygınlaştırılması şeklinde özetlenebilir.
Mevcut Durum ve ileriye Dönük Projeksiyonlar Türkiye 60 milyondan fazla nüfusu ve 2700 $lık GDP/kişi geliriyle gelişmekte olan bir ülke olup kişi başına enerji tüketimi 1069 kep ve elektrik enerjisi tüketimi ise 1520 kW/h dır. OECD ülkelerinde bu rakamlar 5100 kep ve 7800 kW/h dünya ortalamasında ise 1400 kep ve 2250 kW/h dır. Bu kıyaslama sonucunda Türkiye verilerinin düşük olduğu görülür ancak hedefimiz en kısa zamanda dünya ortalamasını yakalamaktır.
Yapılan projeksiyon çalışmalarına göre 1996 yılında 67.5 milyon ton petrol eşdeğeri olan birincil enerji tüketimimizin 2000 yılında 90 milyon ton 2010 yılında 156 milyon ton petrol eşdeğerine ulaşması beklenilmektedir.1996 yılında 27.5 milyon ton petrol eşdeğeri olan birincil enerji üretimimizin ise 2000 yılında 40 milyon ton petrol eşdeğerine 2010 yılında 60 milyon ton petrol eşdeğerine ulaşması beklenmektedir.
Yerli enerji üretimi toplam birincil enerji talebinin 1996da % 41ini 2000de % 44ünü 2010 yılında ise %38ini karşılayacaktır. Enerji politikalarımızın en önemli prensiplerinden birisi de enerji arzındaki güvenilirliktir.
1996 yılında 94.9 milyar kWh/yıl olan elektrik enerjisi arzımız 2000de 134 milyar kWh/yıl 2010da 290 milyar kWh/yıl ve 2020de ise 546 milyar kWh/yıla ulaşacaktır. Söz konusu talebi karşılamak için 2010 yılı sonuna kadar yaklaşık 40000 MWlık kapasitenin sisteme ilave edilmesi ihtiyacı vardır. Bu da mevcut sisteme yılda ortalama 2500-3000 MW kurulu güç ilavesi başka bir ifadeyle her yıl ortalama 3 milyar $lık bir yatırım ihtiyacını zorunlu kılmaktır. Söz konusu yatırımın tümüyle ülkemizin kamu kaynaklarının üzerine yüklenmesi mümkün değildir.
Bu nedenle elektrik sektöründe en rasyonel çözüm özelleştirme olarak önümüzde durmaktadır 1996 sonu itibariyle Türkiyenin toplam kurulu gücü 21164 MW ve üretimi ise 94.9 milyar kW/h olarak gerçekleşmiştir. Elektrik enerjisi üretiminin % 31i katı yakıtlardan taşkömürü ve linyit % 8i Sıvı yakıtlardan fuel-oil ve motorin % 14ü doğal Gaz ve % 47si ise hidrolik kaynaklardan sağlanmıştır. Kurulu gücün 11239 MWı termik santrallerden ve 9925 MWı ise hidrolik santrallerden oluşmaktadır. Bu toplam kurulu gücün % 53ü termik ve % 47si hidrolik kaynaklardır. Bunun içinde linyit yakıtlı santrallerimizin payı ise üçte birdir.
Gapın Önemi Ülkemizin mevcut 125 milyar kWh/yıl olan değerlendirilebilir hidrolik potansiyelinin önemli bir bölümü Gap enerji projeleri kapsamında işletmeye alınacaktır. Gap, Projeleri Fırat Nehrinin aşağı bölümü ile Dicle Nehrinin Su ve Toprak kaynaklarını geliştirmek amacıylaçok amaçlı 13 adet projeden oluşmaktadır. Öngörülen projelerin 7si Fırat 6sı ise Dicle Havzasında yer almakta olup anılan projeler ile 22 adet baraj ve 19 adet hidroelektrik santralin yapımı gerçekleştirilecektir.
Haziran 1997 tarihi itibariyle Gap ile yapımı öngörülen 19 adet projeden Karakaya ile Atatürk Barajı ve HES işletmede olup bunların toplam kurulu güçleri 4200 MW ve yıllık enerji üretimleri 16.2 milyar kW/hdir.
Kurulu gücü 1313 MW ve yıllık enerji üretimi 4.2 milyar kW/h olan 6 HES inşaat halindedir Programda yer alan 2 adet HESin kurulu gücü 1440 MW olup yıllık enerji üretimi 5 milyar kW/h tir.
Master Planı yapılan 5 adet HESin kurulu gücü 195 MW ve yılık enerji üretimi 509 milyon kW/h tir Ön inceleme aşamasında olan 4 adet HESin ise kurulu gücü 337 MW olup yıllık üretimi 1.3 milyar kW/h olacaktır.
19 adet Gap Projesinin toplam kurulu güçleri 7485 MWa yıllık enerji üretimleri 27345 milyon kWhe ulaşacaktır Gap projeleri 1995 yılı itibariyle toplam kurulu gücümüzün % 35ini enerji üretimimizin ise % 29unu teşkil etmektedir. Bütün Gap Projelerinin realize edilmesi durumunda toplam değerlendirilebilinir hidroelektrik potansiyelimizin %21i daha işletmeye alınmış olacaktır.
Bakanlığımızca Yapılmakta Olan Çalışmalar Yap- işlet – Devret modeli ülkemizde 1984 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Model özel sektörün santralleri tesis etmesinebelirli bir süre işletmesine ve bu sürenin sonunda devlete devretmesine olanak sağlamaktır.
Nisan 1997 itibariyle BOT modeli kapsamında kurulu güçleri toplamı 74 MW olan 5 adet hidrolik santral ile kurulu gücü 253 MW olan bir doğal gaz santrali işletmeye alınmıştır.
Marmara Ereğlisinde her biri 480 MW gücünde ve toplam yatırım tutarı 1.2 milyar $ olan 2 adet LNG santralinin inşaat faaliyetleri Gama-Enron ve Unimar Enerji firmaları tarafından sürdürülmektedir. Ayrıca 67 MW gücündeki Birecik Baraj ve HESi de içeren toplam kurulu güçleri 770 MW olan 5 adet hidrolik santral ise inşaat halindedir.
Doğa ve Mission Energy tarafından tesis edilecek olan 180 MW gücündeki Esen yurt Doğal Gaz santralinin inşaatına başlanmıştır. Trinity Partners-MSG tarafından tesis edilecek olan 125 MWlık Çankırı-Orta Termik Santrali Projesi Danıştay denetimine gönderilmiş olup Community Energy Alternative tarafından tesis edilecek olan 425 MWlık Konya Ilgın kömür yakıtlı termik santral projelerinin sözleşmeleri ise Danıştay tarafından incelenmektedir.
izmir-Aliağa 650 MWlık fuel-oil santralinin sözleşme görüşmeleri tamamlanmış olup Danıştaya gönderilmiştir. Toplam gücü 259 MW olan 3 adet hidrolik santral projesinin sözleşme görüşmeleri devam etmektedir. Bunlara ilave olarak toplam güçleri 712 MW olan 11 adet hidrolik santral ile 1 adet çöp santrali projesinin sözleşmeleri imzalanmış veya paraflanmıştır.
Yukarıda bahsedilen projelere ilave olarak Bakanlığımız çeşitli bölgelerde tesis edilecek 57 adet hidrolik santralin 7260 MW Yap-işlet-Devret modeli çerçevesinde gerçekleştirilmesini teminen ihaleye çıkmıştır. Bu projeler toplam olarak ülkemiz hidrolik potansiyelinin yaklaşık % 20sine karşılık gelmektedir. Geçen yıl çeşitli tarihlerde Resmi Gazete ilanı ile ihaleye çıkılan bu projelerden bazıları için fizibilite raporunu sunma son tarihi 30 Haziran 1997 olarak belirlenmiştir.
Bakanlığımız 2010 yılına kadar Yap-işlet modeli kapsamında gerçekleştirilecek olan toplam 10700 MW kurulu güç ve yaklaşık 10 milyar $ yatırım gerektiren doğal gaz ve ithal kömüre dayalı termik santrallerin planlamasını tamamlamıştır. Bu modele göre gerçekleştirilecek olan 13 termik santralin duyurusu Resmi Gazetede yapılmıştır. Bunlardan 4500 MW gücüne sahip ve 3.5 milyar $ yatırım gerektiren ilk 6 tanesinin 2003 yılında devreye alınması öngörülmüştür. ilk 6 santral için teklif verme süresi 28 Şubat 1997 tarihinde sona ermiş olup bu projelere 21 firma ve konsorsiyumdan toplam 35 teklif alınmıştır.
Bakanlığımız bu konuda Danıştayın vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararından sonra BOT modelinin uygulanmasını devam ettirmek amacıyla gerekli hukuki girişimlerde bulunmuş ve bu amaçla hazırlanmış olduğu yeni bir kanun tasarısını TBMMne sunmuş bulunmaktadır.
Ayrıca mevcut termik santrallerin verimliliğini arttırmak ve rehabilitasyonunu sağlamak amacıyla işletme Hakkı Devri modeli de uygulanmaktadır. Resmi Gazetede toplam kurulu güçleri 6700 MW ve yıllık üretimleri 33 milyar kWh/yıl olan iki adet doğal gaz santrali ve 10 adet kömür santralinin linyit sahalarıyla beraber devir bedeli karşılığında 20 yıllığına işletme Hakkının Devrinin yapılacağı duyurulmuştur. Santrallerin tahmini işletme devir bedelleri tesislerin teknik ve ekonomik şartları dikkate alınarak bulunmuş olup toplam devir bedeli 1.660 milyar $dır. Bu projeler için teklif verme işlemi 30 Nisan 1997 tarihinde tamamlanmış olup toplam 45 adet teklif alınmış bulunmaktadır.
Benzer faaliyetler hidrolik santraller içinde yapılmıştır. Resmi Gazete ile Devlet Su işleri DSince inşa edilmekte olan 18 adet hidroelektrik santralin Yap-işlet-Devret modeline göre bu Güne kadar yapılan harcamaların devlete geri dönüşünü sağlamak amacından hareketle inşaatların tamamlattırılarak işletme haklarının devri amacıyla ilana çıkılmıştır. Bu projelerden üçü için Obruk 200 MW Manyas 20 MW ve Çatalan 169 MW 5 firma başvurmuştur. Bu tekliflerden Obruk ve Manyas için olanlar pahalı bulunarak reddedilmiştir. Çatalan Projesi ile ilgili değerlendirme çalışması ise devam etmektedir. DSi ye ait olan diğer projelerin tamamlanmasının ise yapılacak ikili anlaşmalarla gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.
Diğer taraftan elektrik dağıtımında işletme hakkı devri modelinin uygulanması ile gerekli altyapı yatırımlarının özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi ve devletin yatırım yükünün hafifletilmesinin yanı sıra kayıp-kaçak oranları ile personel istihdamının azaltılması hedeflenmektedir.
Bölgesel tarife uygulamasına geçmek ve dağıtım tesislerinin işletme haklarını devretmek amacıyla ülkemiz enerji tüketimleri dağıtım tesislerinin durumları ve gelişmişlik düzeyleri göz önüne alınarak 29 dağıtım bölgesine ayrılmıştır. Bu bölgelerden 4ü daha önce devredildiği için geri kalan 25 bölgenin devri konusu 24 Kasım 1996 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olup toplam devir bedeli 2.625 milyar $ olarak belirlenmiştir. 3 Nisan 1997 tarihinde sona eren ihale için 85 firmadan 150 adet teklif alınmıştır.
Özel sektörün ihtiyacı olan enerjiyi üretmesi için otoprodüktör uygulaması devam etmektedir. Halen kurulu güçleri 575 MW olan 22 otoprodüktör tesisinde yılda toplam 4.5 milyar kW/h enerji üretilmektedir. Bunun dışında toplam kapasitesi 833 MW olan 32 adet otoprodüktör tesisi için sözleşme görüşmeleri tamamlanmış bulunmaktadır. Ayrıca toplam kapasiteleri 1118 MW olan 51 adet otoprodüktör uygulaması için değerlendirme çalışmaları sürdürülmektedir.
Bir devlet kuruluşu olan TEAŞın 1997 yılı yatırım programı aşağıdaki faaliyetleri kapsamaktadır Ambarlı fuel-oil ve 2300 MW Çayırhan 5. ve 6.ünitelerinin rehabilitasyonu baca Gazı desülfürizasyon BGD ünitesi dahil 300 MWlık Tunçbilek santrali BGD dahil 2*300 MW Soma C ve BGD dahil 150 MW Kangal santrallerinin tesisidir. Bu projelerin 1997-2002 yılları arasında tamamlanması beklenmektedir.
Bunlara ek olarak 3096 sayılı kanun kapsamında yapılması planlanan 1*150 MW kapasiteli Seyitömer B santralinin fizibilite raporu değerlendirme çalışmaları Bakanlığımızda devam etmektedir. 4*340 MW gücündeki Afşin-Elbistan B santrali ihalesi Aralık 1996da yapılmış olup teklif verme süresi Haziran 1997de sona erecektir. Santrali besleyecek maden sahası ile ilgili ihale çalışmalarına başlanmıştır. Bursa Doğal Gaz Çevrim Santralinin temeli Aralık 1996da atılmıştır inşaat faaliyetleri devam etmektedir. Santralin 1. ve 2.üniteleri inşaatın başladığı tarihten itibaren 30 ve 32 ay sonra devreye alınacaktır.
1997 yılında toplam uzunluğu 864 km olan 380 kV ve 383 km olan 154 kVluk iletim hatları devreye alınacaktır. Ayrıca toplam 46 adet 5000 MVA kapasiteli Trafo merkezleri de devreye alınacaktır.
Uluslararası enerji enterkonneksiyonu projeleri kapsamında Hamitabat-Selanik Yunanistan 400 kV Karakaya-Khoy iran 400 kV Cizre-Kesek Irak 400 kV Birecik-Halep Suriye 400 kV projeleri planlanmış bulunmaktadır.
Türk ulusal enerji ağını Avrupa ve diğer komşu ülkelere entegre etmek için faaliyetler devam etmektedir. Türkiye Mısır Ürdün Suriye ve Irakı kapsayan bir enterkonneksiyon projesinin
inşası devam etmektedir. Türkiye-Suriye ve Türkiye – Irak arasında 2 adet 400 kVluk iletim hattı inşaa edilecektir. Türkiye-Suriye arasındaki hat 1997 yılı sonunda devreye girecektir. Bu projelerle ilgili inşaatgenel ticaret ve genel enterkonneksiyon anlaşmaları imzalanmıştır.
Ülkenin artan elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak için 1997 yılında Gürcistandan 680 milyon kW/h irandan 130 milyon kW/h ve Bulgaristandan 18 milyar kW/h enerji ithalatı planlanmıştır. Ayrıca 1997 yılında Azerbaycana 360 milyon kW/h enerji satılması planlanmıştır.
Enerji sektöründeki darboğazları aşmak ve kaynak çeşitliliği yaratmak amacıyla nükleer santrallerin kurulması planlanmıştır. TEAŞ toplam 2800 MWlık nükleer programı uygulamaya koymuş ve Aralık 1996da ihaleye çıkmış bulunmaktadır. Teklifler 4 Eylül 1997 tarihine kadar verilecek ve santralin ilk ünitesi 2005-2006 yıllarında işletmeye alınacaktır. Nükleer santral ihalesi konusunda AECL Kanada Westinghouse-Mitsubishi-Raytheon USA-Japon NPI Fransa-Almanya firmaları ilgi göstermişlerdir. Teklifler % 100 kredi teyitli olarak verilecektir.
Sonuç Bakanlığımız tarafından ihtiyacımız olan enerjinin karşılanması için çalışmalar sürdürülürken özellikle son yıllarda sektörümüz çevre açısından kirlilik kaynağı olarak görülmektedir. Çevre faktörünün öncelikle ve ödünsüz dikkate alınması kaçınılmaz olarak enerji sektörü gelişimine sekte vurmaktadır. Bakanlığımızca ekonomi – enerj i- çevre politikaları dengelenerek bu üç faktörü en iyi ve verimli şekilde birleştirecek araçların geliştirilmesine çalışılmaktadır. Çok katı çevre tedbirlerinin uygulanması ile enerji üretimimizin kısıtlanması ileride pahalıya mal olabilecek ciddi sonuçlar doğuracaktır