Epigenetik Nedir
Epigenetik, biyolojide Dna dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan, ama aynı zamanda ırsi olan, gen ifadesi değişikliklerini inceleyen bilim dalıdır. Diğer bir deyişle, ırsi (kalıtımsal) olup genetik olmayan fenotipik varyasyonları incelemektedir. Bu değişiklikler hücreyi ya da organizmayı doğrudan etkilemektedir ancak, Dna dizisinde hiç bir değişiklik gerçekleşmemektedir
Etimoloji ve Anlamları
Eski Yunanca επί- (epi-) öneki “üstü(nde)”, “üzeri(nde)”, “ötesi(nde)”, “öncesi(nde)”anlamlarını taşır. Γένεσις (Genesis) ise “doğuş”, “köken”, “yaratılış” veya “oluşum” demektir.
Aristoteles, epigenesis “oluşum öncesi” sözcüğünü biyolojide, o zaman en kabul gören teori olan preformasyona “önceden oluşum”a karşıt bir teori olarak kullanmıştır. Aristoteles’in epigenez teorisine göre, canlının şekli ve yapısı döllenme sırasında mevcut değildir. Bu yapı, doğuma kadar, başkalaşımlar yoluyla yavaş yavaş gelişmektedir.
Epigenetik sözcüğü (επιγενετικός – epigenetikόs) işte ilk defa Aristoteles tarafından, epigenez’e (epigenesis’e) ait, ona dair anlamında bir sıfat olarak kullanılmıştır. Hayvanların “epigenetik oluşumlarından” ya da “epigenetik gelişimlerinden” bahsederken, onların – o günkü kanıya ters olarak – rahimde ya da yumurtada yavaş yavaş, aşama aşama gelişimlerini kastetmektedir. Böylelikle epigenetik, ilk anlamıyla, embriyolojik bir süreci anlatan bir sıfat olarak 1940’lara kadar kullanılmıştır.
Epigenetik sözcüğü 1942’de, ilk kez bir bilim dalı anlamıyla, Conrad Waddington tarafından kullanılmıştır. Onu bir isim olarak “Epigenetic Genetics” (Epigenez Genetiği) sözcüklerinden, “Epigenetics” (Epigenetik) kelimesini türetmiştir. Waddington’a göre epigenetik gelişim esnasında genotipin fenotipi nasıl oluşturduğunu inceleyen bilim dalıdır.
Waddington’un daha çok, embriyolojik bir anlam ile oluşturduğu “epigenetik” terimi, moleküler tekniklerin gelişmesiyle, daha moleküler seviyeye indirilmiş ve de kalıtımsal anlam eklenmiştir. Bu anlamda, bugün en çok kullanılan ve de kabul gören tanımı şöyledir:
Epigenetik Dna dizisindeki değişikliklerle açıklanamayan, mitoz veya mayoz yoluyla kalıtılan gen ekspresyonu (ifadesi) değişikliklerini inceleyen bilim dalıdır.
Gerçekte, gen ifadeleri, fenotipi belirlediğinden, Waddington’un tanımı da yanlış kabul edilmemektedir. Ancak ırsilik faktörü bulundurmadığından eksik görülmektedir.
Böylelikle “Epigenetik” teriminin Türkçe’de beş anlamı vardır diyebiliriz. Bunlar
Epigenez teorisine dair anlamında sıfat, (Aristoteles)
Irsi kavram içermeyen Epigenetik bilimi (Waddington)
Bu bilime dair anlamında sıfat
Irsi kavram içeren Epigenetik bilimi (çağdaş)
Bu bilime dair anlamında sıfat
Her ne kadar, geçmişten bugüne bu beş anlama sahip olmuş olsa da, son ikisi, çağdaş bilim tarafından kabul edilen ve bundan sonra bu makalede yer verilecek olan anlamlardır.
Yanıtlamaya Çalıştığı Sorular
Fenotipi belirleyen nedir
Çok hücreli bir organizmada örneğin bir karaciğer hücresi ile bir kas hücresi, tamamen aynı genotipi paylaşırlarken, nasıl olur da, apayrı – yine de stabil – gen ifade profillerine ve de farklı ve bağımsız hücre fonksiyonlarına sahip olabilmektedirler?
Fibroblastlar veya lenfositler gibi farklılaşmamış hücreler, nasıl hücre bölünmesi yoluyla fenotiplerini stabil bir şekilde korumaktadırlar?
Nasıl, bir farklılaşmamış kök hücre, bazen bölündüğünde iki yeni kök hücre verirken, bazen de bir kök hücre ve de bir farklılaşmış hücre verebilmektedir?
Memelilerin, bizim de dahil olduğumuz Eutheria altsınıfına ait dişi bireylerinin her hücresinde ayni nükleoplazma içinde bulunan ve de neredeyse özdeş Dna dizinlerine sahip iki X kromozomundan biri inaktive edilmektedir. iki X kromozomundan hangisinin inaktive edileceği nasıl belirlenmektedir ve de inaktivasyon hangi yolla/yollarla gerçekleşmektedir
Tamamen aynı genotipe sahip tek yumurta ikizlerinin, nasıl olur da hastalıklara genetik yatkınlıkları farklı olur Çevremiz ve de yaşam tarzımız bizi (gen ifademizi dolayısıyla bizi) ne kadar, nasıl etkiler Bu etkiler bizden sonraki jenerasyonlara da aktarılır mı