Site icon Nedir ve Nasıl

Domuz Gribinin Tarihçesi

Domuz Gribinin Tarihçesi

Domuz domuzluğunu 1918 yılında da yapmıştı Çok yaygın olan, ancak genellikle öldürücü olmayan grip 1918’de büyük bir salgın hâline gelerek 20 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmuştu. ispanyol gribi olarak isimlendirilen bu salgının korkutucu yanı günümüzdeki domuz gribi gibi o yıllarda da domuzdan insana bulaşmasıydı. insanoğlu dünya tarihi boyunca birçok amansız hastalıkla mücadele etti. Bunların çoğu insanlığın azmi karşısında yenildi ve ortadan kalktı.

Bugün bu hastalıkların çoğunun adlarını bilenler sadece işin uzmanları. Tarih boyunca “Mahşerin Dördüncü Atlısı” denilen kolera, çiçek, verem, cüzam, sıtma, difteri, tifo, tifüs, frengi, grip ve veba gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadele eden insanoğlunun dramı, Türkçe olarak Doris Flexner, Andrew Nikiforok ve Zeynep Dramalı’nın kitaplarında genişçe anlatılır.

Çağımızın amansız hastalığı olan kanser bulaşıcı değil. AIDS ise insanlığın geçmişte yaşadıklarına göre kıyaslanamayacak ölçüde yayılması sınırlı temaslarla olan bir hastalık. Son yıllarda karşımıza çıkan gizemli zatürre, yani Sars, kuş gribi ve en son da domuz gribi gibi hastalıklar ise geçmişte insanlığın karşılaştığı salgınlara benziyor. Bu üç hastalık da bulaşıcı ve çok hızlı yayılıyor.

DOMUZ GRiBi
Grip muhtemelen çiçek hastalığı gibi at, inek, domuz, ördek gibi hayvanların evcilleştirilmesi sırasında insanlarda da görülmeye başlandı. Şehirlerin büyümesi ile birlikte grip salgınları da arttı. Ancak öldürücü olmadığı için grip fazla önemsenmiyordu. Grip fazla önemsenmeyen ve genelde bir haftada geçen bir hastalıkken 1918’de amansız bir hastalık olarak insanlığın karşısına çıktı.

Andrew Nikiforok’un “Mahşerin Dördüncü Atlısı” isimli eserinde bu salgın teferruatlı olarak anlatılır. Iowa, ABD’nin en önemli domuz üretim merkezlerinden birisiydi. 1918 Eylül’ünde geleneksel domuz yarışından sonra domuzlarda gizemli bir hastalık görüldü. Milyonlarca domuz hastalanırken, binlercesi öldü.

Domuz üreticileri de bu salgından etkilenmişti. 1918 sonbaharında Kansasta bulunan kışlalardaki askerlerin çoğu grip salgınından etkilenmişlerdi. Salgın ABD’li askerlerle Avrupa’ya taşındı. Genç ve sağlıklı askerler hastalığa yakalandıktan sonra burun kanamasıyla karşılaştılar ve çoğu 48 saat içinde nefes almaya çalışarak öldüler. Grip ABD şehirlerinde çok hızlı yayılarak, kamu işlerini yapacak insan bırakmadı. Ölüler günlerce ortalıkta kaldı.

Cenazelerin gömülmesi ayları buldu. Hastalık, Amerika’dan Hindistan’a, Japonyadan ispanyaya birçok ülkeyi etkiledi. Türkiye’de de on binlerce insanın ölümüne sebep olan salgını hiçbir ilaç durduramadı.

GRiPTEN KORUNMAK iÇiN CEPTE PATATES TAŞINDI
insanlar gribe yakalanmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Toplantılar yasaklandı, okullar tatil edildi, kütüphanelerde kitap dağıtımı durdurulurken ulaşım araçları dezenfekte edildi. El sıkışma bile suç hâline gelmişti. ABD ordusunda sabahları sirke ve suyla gargara yapmak mecburi olmuştu. Gribe karşı çok ilginç korunma yöntemleri de vardı. Kimileri ayağına salatalık bağlıyor, kimileri cebine patates koyuyor, kimileri de çocuklarını soğanların içine sokuyorlardı. En yaygın korunma biçimi ağza takılan pamuklu maskelerdi.

San Francisco’da maske takmak mecburi olduğu için tepki olarak “Maske Aleyhtarları Birliği” kuruldu. Polis binlerce göstericiyi bu yüzden tutukladı. Hastalık yaşlı genç demeden çok kısa sürede bulaştığı insanı öldürdüğü için epidemiyologlar, yani salgın uzmanları ispanyol gribi virüsüne öldürücü etkisinden dolayı “süper virüs” adını vermişlerdi. 1919 Nisan’ında salgın sona erdiğinde Hindistan’da 5 milyon, ingiltere’de 228 bin, italya’da 375 bin, ABD’de 550 bin can almıştı. ABD bu hastalık yüzünden savaştakinden on misli daha fazla insanını kaybetmişti.

ispanyol gribi bütün dünyada 18 ayda 20 milyondan fazla insanın ölümüne yol açmıştı. 1957’de görülen grip salgını 1918 kadar olmasa da binlerce kişinin ölümüne sebep oldu. Bu salgında ABD’de 70 bin kişi öldü. Daha sonraki yıllarda salgınlar olduysa da geniş çaplı ölümler yaşanmadı.

Uzmanlar, uzun zamandır bir grip salgını bekliyorlardı. Salgının Çin’de grip deposu olan ördek çiftliklerinden başlayacağı tahmin ediliyordu. Ancak salgın ördeklerden ve Çin’den değil 1918 salgını gibi yine domuzlarla Amerika kıtasında başladı. 1918-1919 salgınından sonra yok olan virüsün geçtiğimiz yıllarda kuş gribi araştırmalarına yardımcı olması için laboratuar şartlarında tekrar canlandırıldığı söyleniyordu. Acaba salgının sebebi bu mu?

GRiP haberlerine SANSÜR
1918 deki salgına “Yıldırım nezlesi”, “Flanders gribi” “ispanyol gribi”, “ispanyol kadını” gibi adlar verilmişti. Ülkeler dünya savaşı devam ettiği için basına sansür uygulayarak kendi vatandaşları ile ilgili ölüm haberlerini yayınlatmamışlardı. ispanya savaşta taraf olmadığı için grip salgını ile ilgili haberlere sansür uygulamamış, bu yüzden de yüz binlerce insanın ölümüyle ilgili haberler gazetelerde çıkmıştı. Bu yüzden grip “ispanyol gribi” adını almıştı.

HiÇBiR HASTALIK VEBA KADAR iNSANLARI KORKUTMADI
insanlık yüzyıllarca “Mahşer’in Dördüncü Atlısı” denilen kolera, çiçek, frengi ve veba gibi hastalıklarla mücadele etti. Günümüzde ne kadar ölümcül olursa olsun hiçbir hastalık vebanın meydana getirdiği ölümlere ve dramlara yol açmadı. Ortaçağ’da savaş, engizisyon ve veba üçlüsünün oluşturduğu acı, korku ve yıkım tarihsel kaynakların dışında, sayısız sanat eserinde de bugün bile ürpertiyle görülür. Vebanın dehşetini o çağlardaki vaziyeti tasvir eden tablolardan anlamak mümkündür. Elinde orak, iskelet bir ata binmiş, iskelet biçiminde Azrail.

En korkunç veba salgını 1346 ile 1353 yılları arasında meydana geldi. Moğollar’la Orta Asya’dan gelen ve Yersina basili taşıyan pireler, ipek Yolu boyunca dolaştılar. Asya’da başlayan salgın, Kırım’dan bütün Avrupa’ya yayıldı. “Kara ölüm” olarak anılan veba sonucunda 75 milyonluk nüfusunun üçte biri yok olan Avrupa’nın ekonomik ve kültürel yapısı değişmişti.

Erhan AFYONCU / Bugün Gazetesi

Exit mobile version