Doğa Nedir?, kendiliğinden var olan ve insan etkinliğinin dışında kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren, canlı ve cansız nesnelerden oluşan varlığın tümü insan eliyle büyük değişikliğe uğramamış doğal güzelliklerini koruyan, genellikle kent dışı kesim. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümüdür. Aynı zamanda insanın yaşaması bakımından önemli bin mekandır.Aslında bir hayal olarak görülen doğada yaşama fikri gerçekleştirilebilir.
Doğa Nedir? Doğanın bize kucak açması için;onun içinde kendimizede bir yer bulmamız için ve onun bizi kabul etmesi için kendimizi ona affettirmemeiz gerekir. Madde ve enerji unsurlarından oluştuğu kabul edilir. İnsan etkinliğinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç; canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın tümü, tabiat. İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış doğal güzelliklerini koruyan, genellikle kent dışı kesim.
Kendiliğinden var olan, canlı, ve cansız nesnelerden oluşan, kendini sürekli olarak değiştiren varlığın tümüne doğa, tabiat denir.
Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü. Aynı zamanda insanın yaşaması bakımından önemli bin mekandır.Aslında bir hayal olarak görülen doğada yaşama fikri gerçekleştirilebilir.Doğanın bize kucak açması için;onun içinde kendimizede bir yer bulmamız için ve onun bizi kabul etmesi için kendimizi ona affettirmemeiz gerekir.
Doğa Bilimleri Nedir
Doğa ve doğa olayları ile ilgilenen bilimdir. Konusu doğal gerçekliktir (realite). İnsan düşüncesinden bağımsız olarak var olan her şey doğal gerçekliktir. Fizik başta olmak üzere, maddeyi inceleyen kimya, canlıyı inceleyen biyoloji, gök cisimlerini inceleyen astronomi ve yerbilim doğa bilimlerinin altdallarıdır.
Bilimde, doğa bilimler rasyonalist çalışma ya da yasaların doğal kurallarından oluşur. Terim, doğa bilim sosyal bilimler ile bilimsel metodun insan davranışları üzerine uygulanması, ve formal bilimlerbilimsel metodlarla doğayı çalışan farklı metodları kullanmasıyla ayrılır. Doğa bilimleri olgusaldır. Doğada her an varolabilen olaylar zincirlerini, olguları inceler. Olgular arasındaki neden-sonuç ilişkisini inceleyerek doğanın yasalarına ulaşır.
Olgusallık, deney ve gözlem yolu ile ulaşılan yasaları yine deney ve gözlem ile doğrulatmaktır. Ayrıca determinist olmalıdır. Doğa bilimleri tüme varım yöntemini kullanır. Tek tek olaylardan ve olgulardan hareket edilerek genel doğa yasalarına ulaşılır. Doğa bilimleri açıklayıcıdır. Amacı sadece anlamak değil, ayrıca açıklamaktır. Açıklama; bir olgu veya varlığı meydana getiren temel öğeleri, anlaşılır bir biçimde ortaya koymaktır. Doğa bilimleri anladığı her realiteyi tanım, yasa veya formül ile açıklamalıdır.
Doğa bilimleri geliştirilmiş bilimlerin temelidir. Bununla beraber, doğa ve geliştirilmiş bilimler, sosyal bilimleri ve insanlığı bir elde, teoloji ve de sanatları diğer elde tutarak gelişmişlerdir. Matematik, istatistik ve bilgisayar bilimleri doğa bilimlerinden değildir, fakat doğa bilimleri olmadan temel hatlarını karşıyalabilirler. Bu kullanımın yanında, kelime daha eskilerde, günlük anlamıyla, doğal tarihi karşılamak için kullanılmıştır. Bu anlamıyla, “doğa bilimleri” biyolojik bilimlerin yerine kullanılabilmiştir.
Sözlük Anlamı “Doğa” Ne Demek
- Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.
- İnsan etkinliğinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç; canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın tümü, tabiat.
- İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış doğal güzelliklerini koruyan, genellikle kent dışı kesim.
Cümle içinde kullanımı
Deniz de pisliği doğa yoluyla temizleyemez oldu.
– H. Taner
Ne ekersen ek toprağa; hiç düşünme / Umduğundan fazlasını verir doğa.
– F. Halıcı
Doğa Kelimesinin ingilizcesi
[Doga (comics)] n. nature, internalv. be born, rise, arise, come about, break through, arrive, begin, emanate, emerge, ensue, grow out of, spring
Doğa Nedir? Felsefe
Geniş anlamda, fenomenlerin sonsuz çeşitliliği içinde dile gelen maddi nesnelerin, yapıların ve süreçlerin bütünü. Bu anlamda doğa kavramı, evren, uzay boşluğu, madde ve nesnel gerçek kavramlarıyla özdeştir. Doğa, durmadan yeni biçimlerin doğduğu, diğerlerinin de yok olup gittiği bir gelişme süreci içinde sonsuza değin ve bitimsiz var olur. Organik ya da inorganik doğa, evrenin içinde elementer parçacıklar ve alanlar biçiminde bulunur atomlardan oluşan molekül birleşimleri, çeşitli yıldız sistemlerindeki gezegenleri oluşturan çok çeşitli cisimleri oluştururlar.
Bazı Gezegenlerde
yaşamın doğmasını, gelişmesini ve inorganik doğayı meydana getirebilecek koşullar ortaya çıkabilir. Örneğin gezegenimizde, uzun bir gelişme süreci sonunda, en yüksek ürünü insan toplumu olan canlı doğa ortaya çıkmıştır. Toplum, doğanın gelişiminden çıkar ve her zaman doğanın bir parçası olarak kalır. Ve toplumun doğuşu, doğanın gelişme çizgisindeki en yüksek nitelik sıçraması anlamına gelir çünkü toplum, kendi dışında kalan doğayı karşısına alma, onu işleyerek belirli amaçlar doğrultusunda değiştirme ve gitgide artan ölçüde egemenliği altına alma yeteneğini kazanır.
İnsan toplumunun doğup gelişmesiyle birlikte, doğa ile toplum arasındaki karşılıklı etkileşimde ortaya çıkar bu etkileşim alanı içinde insanlar, kendilerini çevreleyen doğayı, tarihsel bir süreç içinde, teoride ve pratikte gittikçe daha geniş kapsamlı olarak öğrenir, kendine mal eder (özümler), yani onu tanır, onun bilgisini edinir ve insan gereksinimlerinin giderilebilmesi için ondan yararlanmak amacıyla onu değiştirirler.
Bu Bağlam içinde Doğa Kavramı
toplum kavramını içermeyen dar bir anlam kazanır. Burada doğa deyince, insan toplumunun yaşamının doğasal koşullarını, doğasal çevreyi ve toplumun dışında yer alan dünyayı anlarız. Doğanın, insan toplumuna üretim, teknik, bilim, sanat vb. yollarıyla mal edilmesi, insanlık tarihinin başlıca konularından birini oluşturur. Bu süreç içinde insanlık, ona kendi damgasını basar ve onu insana yaraşır bir dünya haline çevirir.
Bu süreç, ilkel toplumda, köleci toplumda ve feodal toplumda, üretim güçlerinin henüz tam gelişmemiş olması nedeniyle, oldukça ağır yürürken, kapitalizmin ortaya çıkması ve üretim güçlerinin alabildiğine gelişmesiyle büyük boyutlara ulaşmıştır. Doğa güçlerinin ve doğa zenginliklerinin kullanılması, kapitalizmin kar amaçlarına göre düzenlenmiş, böylelikle, doğanın gelişigüzel tarumar edilmesine yol açılmış, doğa zenginlikleri kurutulmuş, insanların varlık temelini oluşturan doğasal dayanaklar zarara uğramıştır.
Kapitalist yıkıcılığın doğa üzerindeki feci etkileri (toprak erozyonu, su sıkıntısı, hava ve su kirlenmesi, hayvan soylarının tükenmesi), kapitalist ülkelerde çevre kirlenmesine ve doğanın tahrip edilmesine karşı çevreyi koruyucu önlemlerin alınmasının gittikçe yoğunlaşmasına ve doğayı koruyucu bir dizi önlemlerin yürürlüğe konulmasına yol açmıştır. Ne var ki, kapitalist toplum sistemi, kar etmekten başka bir şey düşünmeyen sanayinin bu noktada ortaya koyduğu kesin sınırları aşamadığı için, bu sorunu temelden çözüme kavuşturma olanağından yoksundur.
Sosyalist toplum, ilke olarak doğa karşısında yeni bir tavır takınmıştır. Salt kar amacıyla doğanın tahrip edilmesine son vermiş ve ilkönce, geçmiş yıkıntıların etkilerini ortadan kaldırmakla işe koyulmuştur. Bu konuda, toplumun doğasal varlık koşullarının temelini oluşturan doğasal kaynakların korunması ve düzeltilmesi için, orman ve su ekonomisine ilişkin geniş kapsamlı önlemlere başvurulmuştur. Sosyalist toplum, ekonomik olanakların elverdiği ölçüde doğaya müdahalesini geliştirmekte, doğasal güçlerin ve zenginliklerin gelecekteki toplumsal gelişmenin de doğasal dayanağını oluşturacak şekilde korunmasına özen göstererek, üretimi artırmaktadır.