Dna ve Kriminoloji
Teknolojik gelişmeler, moleküler genetik biliminin gelişimini hızlandırmış kriminal problemlerin çözümünde de kullanılacak delillere yenilerini eklemiştir. Bilimin ana hedefi gerçeği aramaktır ve yüzyıllardır hukuki problemlerin çözümünde yardımcı olmuştur.Kriminoloji kelimesinin Türkçe karşılığı “suç bilimi”dir. Suçluların ve suçsuzların ayrımında kullanılan teknikler giderek özelleşmiştir. 20 yy. başında parmakizi analizleri teknikleri kullanılırken son yıllarda dna analiz teknikleri kullanılmaya başlanmıştır. dna molekülü kanıt için güçlü bir araçtır. Çünkü tek yumurta ikizleri dışında tüm insanların dna’ sı birbirlerinden farklıdır. Bu özellik kriminal tanı koymada temel faktördür. Bir diğer önemli özellik ise bir insanın dna’sının her hücrede birebir aynı olmasıdır. Örneğin, bir insanın kan hücrelerinden alınan dna örneği, saç hücresinde, kemik hücresinde yada sperm hücresindeki dna ile aynıdır
Suç mahalinden toplanan dna örnekleri, parmak izinde olduğu gibi kıyaslama yöntemi ile kişiyi şüpheli olmaktan çıkarabilir ya da kanıt oluşturarak bir şüpheli ile bağlantı kurabilir.Aynı zamanda farklı suç mahalleri ile bağlantı kurulmasını sağlayabilir.
dna, moleküllerinin kriminal amaçlı kullanılması, insan dokusundan elde edilen dna’nın, belirli bölgelerinin incelenerek “barkod”lama işlemi ile gerçekleştirilir. “Barkod” bilgisayar tarafından sayısal bir değere dönüştürülür. Böylelikle her insanın (yumurta ikizi hariç) kendine özgü bir barkodu olacaktır.
Bilimsel koşullara ve konuyla ilgili dernekler ve kurumların oluşturduğu çalışma grupların tavsiyelerine uygun olarak gerçekleştirildiği takdirde, yeryüzünde dna molekülü aynı olan iki kişinin bulunması olanaksızdır.(ihtimal 1 trilyonda birden azdır.)
Suç mahalinden alınan örnek dokular, laboratuvar ortamında dna’ları ayrıştırılır ve saflaştırılır. Elde edilen dna molekülleri üzerindeki bazı bölgeler (dna profilleri) binlerce kez kopyalandıktan sonra UV ışığı altında görüntülenir. UV ışığı altında dna’da beliren bantlar bilgisayar yardımıyla barkotlanır. Farklı sanıklara ait barkodların karşılaştırılması araştırmacıya gerekli bilgiyi verir.
dna profilleri kan, sperm, deri hücreleri, dokular, organlar, kas, beyin hücreleri, diş, kemik, saç, tırnak, ter, burun sıvısı, tükürük, idrar, dışkı gibi alınan örneklerden temin edilebilmektedir.
Araştırmacının hayal gücü ile kurulan bağlantılar olayların çözümüne yaklaştırıcı etkendir. Mesela, yanarak ölen bir insanın dişinden alınan dna profili mevcut gen bankasında bulunan örnekler ile karşılaştırılması kurbanın kimliğini belirleyecektir.
Aşağıdaki tabloda suça ilişkin kanıtlar ve bu kanıt üzerindeki dna molekülünün muhtemel yeri ve kaynağı gösterilmiştir.
Tabi ki her yöntemde olduğu gibi bu yöntemin de dezavantajları vardır. dna örneklerin titiz bir çalışma ile toplanmaması, çevresel faktörler, dna molekülünü olumsuz yönde etkiler. Çok küçük dna örnekleri kanıt olarak kullanılabileceğinden, dna kanıtı teşhis ederken, toplarken ve muhafaza ederken bulaştırma riskine çok dikkat edilmelidir. dna kanıtı başka bir kaynaktan gelen dna ile karıştırıldığında bozulabilir.
dna, içerebilecek kanıt nakledilirken ve depolanırken kuru bir ortamda kağıt zarf içinde ve oda sıcaklığında muhafaza edilmelidir. Doğrudan güneş ışığı ve daha sıcak koşullar dna için zararlı olabilir .
Parmak izinde olduğu gibi bu yöntemde de görevlilere şüphelinin ne zaman suç mahalinde olduğu veya ne kadar süre orada kaldığı hakkında bilgi vermez.
ABD’de dna verilerini toplamak için CODIS kurulmuştur. Ülkedeki her eyalet, tecavüz, cinayet, çocukların kötüye kullanılması gibi belirli suçlardan mahkum olmuş kişilerin dna indeksini tamamlamak için sürekli verileri işlemektedir. Türkiyede ise henüz dna bankası yoktur fakat Türkiye’nin birçok laboratuvarlarında kriminal amaçlı dna analizleri yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar bilgisayarda tutulmadığı ve bilgi paylaşımı yapılmadığı için pek çok olay bu nedenle aydınlatılamamaktadır.
Ülkemizde kriminal çalışmaların sağlıklı yürütülmesi için dna bankaları kurulmalı ve dünya bankaları ile entegre olunmalıdır.
Gelecek yıllarda dna genom projesinin hedeflerinden biri olan genlerin tanımlanması tamamlandığında kişideki mevcut genlere göre suça yatkın olma ihtimalleride değerlendirilerek farklı boyutlarda çalışmalar yapılacağı kaçınılmazdır