Devalüasyon Nedir
Eski Yunan ve Romada devalüasyon, paranın temsil ettiği maden miktarının azaltılması yoluyla gerçekleştirilmekteydi. Belli bir altın ve gümüş miktarından basılan sikke miktarının çoğaltılması, para değerinin düşürülmesi sonucunu doğurmaktaydı. On dokuzuncu yüzyılda ise kağıt para miktarının arttırılması sonucu meydana gelen enflasyon, iç fiyatların artışı ve banknotların altına tahvil kabiliyetini yok ederek, para değerinin düşüşüne yol açmıştır. Böylece milli para biriminin karşılığı kabul edilen altın miktarı indirilmiş ve kambiyo kurları da buna göre ayarlanmıştır.
Günümüzde, madeni para, altın para sistemi olmadığından yerli para biriminin değerinin düşülmesine, iç fiyatların yükselmesi sonucu elde edilemeyen döviz gelirleri dolayısıyle girişilmektedir. Başlıca ihracatı teşvik etmek için yerli para birimi değeri, belli bir yabancı para esas alınmak süretiyle ayarlanmaktadır. Ancak bu tür bir uygulamanın başarılı olabilmesi için, devalüasyon sonrası iç fiyatların artışının önlenmesi, yabancı ülkelerin ithalat kısıtlamalarına başvurmaması gerekmektedir.
Türkiyede 1946, 1958 ve 1970 yıllarında istikrar programları çerçevesinde büyük devalüasyon yapılmıştır. 1977-1980 arası belirli aralıklarla yapılan devalüasyonlar o tarihten bu yana günlük ayarlamalara dönüşmüştür. Ne var ki, kambiyo denetimi hala geçerli olduğundan günlük ayarlamalar, para değerini piyasa şartlarına göre serbestçe belirlenmesi anlamına gelmemektedir. Türkiyede para birimi düşürülmesi işlemi, Türk Lirasının Amerikan Doları karşısındaki değerine göre yapılmakta ve çapraz kurlar, dolara göre belirlenmektedir.
devalüasyon niçin yapılır Öncelikle ifade etmek gerekir ki, ödemeler dengesi Dış Ticaret Bilançosu açıklarını kapatmak için mümkün kur politikalarından biri olan devalüasyon denen ve yukarıda tarif edilen bu iktisat politikası aracı ekonomik olduğu kadar politik tartışmalara da alet olmuştur. Bu sebeple devalüasyon niçin yapılacağına temas etmek faydalı olacaktır. devalüasyon
genel olarak dış ticareti açık veren bir ülkede idari düzenlemelerle fazlaca değerlenmiş durumda tutulan suni olarak kuru, denge kuru seviyesine çıkarıp, dış ödemelerin dengeye getirilmesi, dolayısıyla döviz rezervlerini artırmak, dış borçları ödeyebilecek duruma gelmek, ekonomide döviz sağlama fonksiyonunu gören sektörlerin rekabet gücünü takviye etmek gayesiyle yapılır. Diğer taraftan
dış ödemeleri ve kuru, zaten değer kaybetmekte olan bir ülkede sadece dış pazarlardaki rekabet gücünü artırmak için paranın başka paralar karşısındaki değeri düşürülebilir devalüe edilir. Bu durumu sanayileşmiş bazı ülkelerde sık sık görmek mümkündür.
Genellikle gelişmekte olan ülkelerde, ülkemizde de olduğu gibi devalüasyon bir sebeb değil bir neticedir. Bir başka deyişle ekonomik politikada muayyen tercihler veya hatalar yapılır kontrol edilmeyen bazı ekonomik değişkenlerin seyri değişir petrol fiatları gibi ve öyle bir noktaya gelinir ki, ekonomide dış dengeyi kurmak için devalüasyon kaçınılmaz olur.