Derviş Vahdeti
Osmanlıların son devirlerinde yaşamış olan gazeteci yazar. Otuzbir Mart Vakası olarak tarihe geçen olayın tertip ve teşvikçilerindendir. Babası Kıbrıs papuççu esnafından Kıbrıslı Mahmut Ağadır. 1869 da Lefkoşede doğdu. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başladı. Bir müddet, şimdiki adı Selimiye Camii olan Lefkoşe Ayasofya Camiinde müezzin olarak vazife yaptı. Yirmi yaşına geldiği zaman bir ara tarikat
mensupları arasına girip kendini derviş olarak tanıttı. Fakirlik ve sıkıntılı bir hayattan dolayı içine düştüğü aşağılık kompleksinden kurtulmak için ingilizce öğrenmeye merak etti. istanbula geldi. ingilizce öğrenmek bahanesiyle ingiliz gizli haber alma teşkilatı
intelligence Service elamanlarıyla tanıştı. Biraz ingilizce öğrendikten sonra, ingiliz hükümetinin bir memuru olarak Kıbrısa döndü. Kraliçe adına verilen balolara katıldı. Bu hususu Sultan Abdülhamid Hana yazdığı bir mektupta şöyle dile getirdi
25 sene hoca mesleğinde, hoca itikadında, hoca kıyafetinde, medrese köşesindeki bir Müslüman, şimdi medeni ! bir devletin balosunda dekolte madamları, matmazelleri seyrediyor, seyrediyor, amma yine o kaybolmasından fazla olan gizli ses
Yüksel ki bunun da fevki vardır, insanlığın başka bir zevki vardır diyerek beni daha ilerilere sevkediyordu. Her yüksek gördüğüm dereceye ayak bastıkça bakışlarım daha ilerilere matuf bulunuyordu. Ancak bunlar hep meşrü bir çalışma neticesiydi. Zira ingilizler adama hiç bedava lokma verir mi
Osmanlı Devletinin yıkılması için türlü planlar hazırlayan ingilizlerin emrinde çalışan Derviş Vahdeti, Sultan ikinci Abdülhamid Hana karşı olan kimselerle birlikte hareket etti. istanbuldan kaçarak Kıbrısa gelen ve Sultan ikinci Abdülhamid Hana karşı olan kimseleri koruyup himaye etti. Larnakada ingilizce ders veren bir misyonerden incil okudu. Daha çok, ingilizce öğrenirim düşüncesiyle kiliseye devam etti.
Derviş Vahdeti istanbula gelerek Memdüh Paşanın yalısında imamlık yaptı. Bu sırada Osmanlı Devletinin parçalanarak yıkılması için çalışan ingilizlerle olan münasebeti tesbit edildiği için istanbuldan Diyarbakıra sürgün edildi. Üç bucuk yıl Diyarbakırda kaldıktan sonra ikinci Meşrütiyetin ilanından sonra affedilerek istanbula döndü.
Sultan ikinci Abdülhamid Handan çıkarmak istediği gazete için yardım istedi. Bu isteği kabul edilmedi. Fakat o 11 Aralık 1908 den itibaren Volkan Gazetesini çıkarmaya başladı. Gazetede yayınladığı yazılarıyla ittihat ve Terakki Fırkasının icraatlarını sert bir dille tenkid etti. ingilizlerin teşvik ve
desteğiyle, devlet ileri gelenlerine hitaben dini inançların sarsıldığı, ahlakın bozulduğu yolunda açık mektuplar yayımladı. Bu hareketleriyle islamiyeti savunuyor görünerek Müslümanları arkasına almayı gaye edindi. 3 Nisan 1909 da bu gayelerini gerçekleştirmek için ittihad-ı Muhammedi Cemiyetini kurdu. islamiyeti seven fakat cahilliği sebebiyle eğriyi doğrudan ayırd edemeyen halk kitlelerinden taraftar
buldu. Müslümanların dini hislerini istismar ederek fitne çıkarmaya ve onları devlete karşı getirmeye çalıştı.
ikinci Meşrütiyetin ilanından sonra orduda ve memurlar arasında çeşitli bahanelerle yapılan tasfiyeler, büyük bir memnüniyetsizlik meydana getirdi. Alaylı tabir edilen dindar subaylar ordudan atılıp, komutanları Refik Paşa hapsedildi. ittihatçı subay ve memurlar orduda ve devlet kademelerinde kilit noktalara getirildiler. ittihatçıların hükümet işlerine sık sık müdahele etmeleri sebebiyle ülkede bir iktidar boşluğu meydana geldi. Padişahın da devlet işlerinden uzak tutulması, devletin otorite
buhranına sebep oldu. Müesseselerde ortaya çıkan başıboşluk ve otoriter bir gücün mevcud olmayışı isyanlara müsait bir zemin hazırladı. Bu durumu fırsat bilen derviş vahdeti ittihatçı subayların erler arasında dine karşı takındıkları menfi tutumları istismar ederek, orduyu ve halkı isyana teşvik etti. Suikastler biribirini takip etti. ismail Mahir Paşa Sultanahmet meydanında öldürüldü. istanbulun
emniyetini sağlamakla vazifelendirilen Avcı Taburlarının subayları eğlence hayatına daldılar. istanbulun emniyeti de çavuşların emrine terk edildi. Başsız ve disiplinsiz kalan bu taburlar içeriden ve dışarıdan tahrik edildiler. derviş vahdeti, Volkan Gazetesinde Beşinci Alaydaki askerlere hitaben açık mektup şeklinde şöyle nasihat etti Askerler!.. ittihad-ı Muhammedi Cemiyetinin amali, vatanın
selametine, yüce dinimizin bekasına mani olacak en ufak bir sebebin bile ortadan kaldırılmasına matuftur… Siz de cemiyetimize dahilsiniz. Biz bütün askerlerimizi bu cemiyete destek biliriz. Sizden beklediğimiz bir şey varsa o da bu kutsal cemiyetimize arka çıkmanızdır. Buna da şüphemiz yoktur. Şayet, bizde bir kötü niyet görürseniz hemen bizi süngülerinizin ucuna takınız
Derviş Vahdeti Volkan Gazetesinde askerleri ve halkı tahrik edici yazılar neşretmeye devam etti. Askerlerin ve ordunun büyük bir kısmının kurduğu ittihad-ı Muhammedi Cemiyetine üye olduğunu iddia etti. Bu sırada Harbiye Nezareti bir tamim neşrederek ordunun siyasetle meşgul olmasını yasakladı.
Medrese talebeleri imtihanlarla ilgili bir kanun teklifi sebebiyle yürüyüş yaptılar. 7 Nisan 1909 da Serbesti Gazetesi başyazarı Hasan Fehmi Bey faili mechül şekilde öldürüldü. 13 Nisanda Dördüncü Avcı Taburuna bağlı askerler gece yarısından sonra saat 04.00 sıralarında isyan ederek subaylarını
hapsettiler. Ayasofyadaki Meclis-i Mebüsan önüne gelerek toplanmaya başladılar. isyanı tertip ve teşvik eden Derviş Vahdeti ve arkadaşları da isyancı askerler arasında yer aldılar. isyancılar Tanin ve Şüra-i Ümmet gazetelerinin idare merkezlerini tahrib ettiler. ilmiye Sınıfı mensupları ve din adamları ayaklanmada yer almadıkları gibi, halkı sükünete davet ettiler. Derviş Vahdetinin tahriklerine kapılan
bir kısım cahil kişiler haricinde isyana halktan katılan olmadı. Padişah Sultan ikinci Abdülhamid Han ise isyanı Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşanın gönderdiği bir telgraftan öğrendi. Osmanlı Devletinin yıkılmasını ve Sultan Abdülhamid Hanın tahttan indirilmesini isteyen ingilizlerin ve ittihatçıların planladığı
ingiliz ajanı Derviş Vahdeti ve taraftarlarının uyguladığı, Rümi takvimle 31 Mart 1325 te vukü bulduğu için tarihe 31 Mart Vakası olarak geçen isyanın genişlememesi ve önlenmesi için gerekli tedbirler alındı. Fakat isyancılar sonraki günlerde de hareketlerini sürdürdüler. Bazı kimseleri öldürdüler. isyan sebebiyle daireler kapandı. ittihat ve Terakki mensupları Selanike kaçtılar. Milletten
ve halktan gelmeyen tahrik ve teşvikler neticesinde çıkan isyan on bir gün müddetle istanbulu karıştırdı. isyanın planlandığı gibi gerçekleştiğini gören ittihatçılar isyanı bastırmak bahanesiyle Selanikte kuvvet toplamaya ve bu kuvvetleri trenlerle istabula göndermeye başladılar. Sırp, Bulgar, Yunan, Makedon ve Arnavut çetecileriyle sözde gönüllülerin de bulunduğu Frenk silahlarını taşıyan
Mahmut Şevket Paşa idaresindeki Hareket Ordusu istanbula geldi. Mahmud Şevket Paşa tebliğler yayınlayarak, Hareket Ordusunun padişahı asilerin elinden kurtarmak maksadıyla geldiğini duyurdu. Yapılan gizli toplantılarda ise Sultan ikinci Abdülhamid Hanın Hal edilmesine karar verildi. Dört koldan istanbula giren Hareket Ordusu Örfi idare Sıkıyönetim ilan edip duruma hakim oldu. Hareket Ordusu
Kumandanı Mahmud Şevket Paşa daha önce padişaha teminat vermiş olmasına rağmen Yıldız Sarayını muhasara etti. Saraya girip, hazineyi yağmalattı. 27 Nisan 1909 gecesi Sultan ikinci Abdülhamid Han hal edilerek tahttan indirilerek 38 kişilik maiyetiyle trene bindirildi ve Selanike gönderildi. Böylece hazırlanan gizli ve çirkin plan uygulandı.
Derviş Vahdetinin, tertib ve teşvik ettiği Otuzbir Mart Vakasıyla Avrupa Siyasetine hakim olmuş, otuz üç senelik bir tecrübeyle milli menfaatlerimiz için Avrupa devletleri arasındaki çıkar çatışmalarını koz olarak kullanan, Fransa sefiri Maurice Bompardın Bütün Avrupada onun ayarında tek bir diplomat
yoktur. diye medhettiği, ileri görüşlü, zeki bir devlet adamı olan Sultan ikinci Abdülhamid Han tahttan indirildi. Memleket devleti yıkmak için ingiltere, Rusya ve Fransa gibi Hıristiyan Avrupa devletleriyle ve Bulgar, Sırp, Ermeni ve Rum çetecileriyle işbirliği yapan, milli tarih ve kültürden mahrum, din cahili tecrübesiz maceracı kimselerin eline düştü. ittihat ve Terakki diktatörlüğüne giden yol açılmış oldu.
isyanın Hareket Ordusu tarafından bastırılması üzerine izmire kaçan Derviş Vahdeti yakalanarak istanbula getirildi. Volkan Gazetesi kapatıldı. istanbulda Örfi idare Mahkemesinde yargılandı. 19 Temmuz 1909 da, Otuzbir Mart Vakasının asli faili sayılan Derviş Vahdeti ve arkadaşlarının, Hasis şahsi menfaatleri için vatanı inkıraz girdabına sevk etmek isteyen ve nice masum vatan evladının ziyan ve hederine sebep olmaları gerekçesiyle idam edilmelerine karar verildi. Ayasofya Meydanında asılarak idam edildi. Derviş Vahdeti ve arkadaşlarının kurduğu ittihad-ı Muhammedi Cemiyeti de kapatıldı.