Coğrafi Keşifler
Coğrafi Keşifler, 15. yüzyıl ve 16. yüzyıllarda Avrupalılar tarafından yeni ticaret yollarının bulunması amacıyla başlattıkları ve yeni Okyanusların ve kıtaların bulunmasıyla gerçekleşmiş olan keşifleri ifade eder. Bilimsel bir merak ve yeni ufukların keşfedilmesi duygusu sözkonusu olmakla birlikte temelde bu keşifler özellikle 15.yüzyıldan itibaren açık bir şekilde ekonomik nedenlerden kaynaklanmıştır.ilk keşif denemeleri, Atlantik Okyanusu ve Afrika kıyılarına doğru, 14. yüzyılın başlarında Fransız ve Cenevizli gemiciler tarafından yapılmıştır.Kanarya Adaları ve Azor Adaları keşfedilmesi, bu girişimlerin sonucudur
Keşiflerin belli başlı nedenleri Avrupada cografya bilgilerinin artması ve gemicilik deneyiminin çogalması, pusulanın ögrenilmesi Avrupanın kendinde olmayan ama Dogu uygarlıklarında olduğunu bildikleri zenginliklere baharat, ipek ve diger maddi kaynaklara ulaşmak için yeni, kısa ve ucuz yol arayışı.
Özellikle ispanyol ve Portekiz krallıklarınca, değerli madenlere ulaşılması için gemicilerin desteklenmesi Hiristiyanlık dininin ve Avrupa kültürünün yaymak istenilmesi.
Artan bilgilerin de etkisiyle dünyanın tanınmak istenilmesi Keşifler Kristof Kolomb 1451-1506, 1492de Amerika Kıtasına ulaştığında, gerçekte Asyaya ulaşma arayışı içindeydi. Hem daha ucuz hem daha kısa yoldan asyaya ulaşma arayışı içindeydi
Çünkü buradan baharat ve benzeri Maddeleri ucuz ve hızlı taşımak gibi bir sorun sözkonusuydu.Dünyanın Pek çok yerinin keşfedilmesinde buna benzer ekonomik sebepler belirleyici olmuştur çoğu kez. Portekizli gemici Bartelmi Diyazın Ümit Burnunu bulmasından sonra Vasko dö Gama, buradan dolaşarak Hint Okyanusu ve Hindistana ulaştı. Portekizli Macellan ve Del Kano, dünyayı dolaşarak geçtiler ve bunun sonucunda dünyanın yuvarlaklığına dair kesinleştirici sonuclara ulaşmışlardır. Venedikli gezgin Marko Polo 1254-1324 Asya gezilerinin anlatımlarıyla Avrupanın Dogu uygarlıklarını tanımasını sağlamıştır.
Keşiflerin sonuçları Coğrafi keşifler, Reform ve Rönesans hareketlerinin etkileriyle gelişmiş oldukları gibi kendileri de bu hareketlerin gelişimini etkilemişlerdir. Bu keşifler sonucunda Avrupa yeni kıtalara yayılma ve onların zenginlik kaynaklarını ele geçirme olanağı elde etmiştir. Avrupa düşüncesi ve kültürü, evrensel bir değer olarak bu süreçten itibaren yayılmaya ve egemen kılınmaya başlanmıştır. Bunu yaparken Avrupalılar, yerli halkları ve yerel yaşamı dağıtmış ve hatta yok etmiş, avrupa kültürünü egemen kılma sürecini şekillendirmiştir.Hem doğal hem de kültürel farklılıkları yok eden bir süreç olmuştur bu. Klasik Sömürgecilik olarak bilinen sömürgecilik süreci bu dönemle başlamıştır.
Bunun yanı sıra, coğrafi keşiflerin sonucunda, sözkonusu dönemdeki öteki bilimsel devrimlerle de birleşerek tüm bir dünyayı/evreni kavrayış tarzı değişime uğramıştır. Bu kavrayış değişikliği sonucunda ve bu süreçte dünyanın düz değil yuvarlak olduğu, kendi etrafında ve güneşin etrafında döndüğü, evrenin merkezi olmadığı ortaya çıkmış, bunların sonucunda tüm bir evren kavrayışı değişime ugramıştır.Kopernik devrimi denilen zihniyet değişikliginin kaynaklarından birisinin de coğrafi keşifler olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Keşiflerin Osmanlı devleti açısından önemi Bu keşiflerle Osmanlının elinde bulunan ipek ve Baharat yolu önemini kaybetmiş. Yeni ticaret yolları bulunmuş. Buda Osmanlı Devletinin vergi gelirlerinin azalmasına yol açmıştır.Tüm bunlar Osmanlı devletini maddi açıdan kötü etkilemişti.
Daha doğrusu osmanlı devleti ve diğer müslüman devletler zarara uğrayıp, ellerindeki malların değerleri gitmiştir Coğrafi Keşiflerin Türk Dünyası Üzerindeki Etkileri Coğrafi Keşifler, bütün insanlığı etkilemiştir. Bu yönüyle evrensel bir özelliğe sahiptir. Akdeniz Limanları, Coğrafya Keşifler sonucunda önemini kaybetti. Ancak 1869da Süveyş Kanalının Fransızlar tarafından açılmasıyla bu limanlar yeniden önem kazanmıştır.
Coğrafi Keşifler, Müslüman ülkeler açısından büyük zararlara neden olmuştur. islam ülkeleri yoksullaşmış, Türkistan Hanlıkları giderek zayıflamış ve Ruslar karşısında gerilemiştir. Osmanlı imparatorluğu , ipek ve Baharat Yollarına hakim olmasına rağmen yolların değişmesinden dolayı umduklarına ulaşamamıştır. Osmanlı imparatorluğu, ticaret faaliyetlerini yeniden geliştirebilmek için Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermek zorunda kaldı.
Ayrıca Osmanlı topraklarında kervan yolları boyunca faaliyet gösteren halk ve zanaatkârlar işsiz kaldı. Bu durum, Osmanlı Devletinde ekonomik sıkıntılara ve Celali isyanlarına zemin hazırlamıştır.
Osmanlı Devleti, Hint ticaret yolunun hakimiyeti için Portekizlilerle, Akdeniz hakimiyeti için de ispanyollarla mücadele etti. Endonezyada savunma ve koruma savaşları yapan Osmanlı Devleti, Hıristiyan Avrupa karşısında Doğu Kalkanı haline gelmiştir