Bülent Ecevit Hayatı
Mustafa Bülent Ecevit, 1925 doğumlu gazeteci, siyasetçi, şair, yazar. 5 kez Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olma ünvanını taşıyan Ecevit, dürüst siyasetçi kimliğinin yanısıra edebiyata düşkünlüğüyle, yazdığı kitapları ve şiirleriyle de hep göz önünde olmuştur. 20. yüzyılın ikinci yarısında, Türk siyaset sahnesinin en önemli isimlerinden biridir, Türkiyenin Karaoğlanıdır
Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925 te Beşiktaş, istanbul Kanatlarımın Altındada doğdu. Annesi Fatma Nazlı, istanbul doğumluydu ve bir ressamdı. istanbul ve Ankara Konservatuarlarında öğretmenlik yapmıştı. Türkiyenin ilk profesyonel kadın ressamlarından biriydi. Babası Ahmet Fahri Ecevit, Kastomonu doğumluydu ve Ankara Hukuk Fakültesinde bir adli tıp profesörüydü. Fahri Ecevit, 1943 te siyasete atıldı ve CHPnin Kastamonu milletvekili oldu, 1950 de bu görevinden ayrıldı. Ecevit soyadı, Kastamonundaki bir bucağın isminden geliyordu. Annesi ve babası Osmanlı Devletinin seçkin isimlerindendi, ayrıca dedelerinden biri alay komutanı, diğeri ise müderristi.
Liseyi Robert Kolejde edebiyat kolunda okuyan Ecevit, 1944te bu okulu bitirdi. Önce Ankara Üniversitesine, sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesine kayıt yaptırdı. Hint felsefesiyle ve Doğu mistizmiyle ilgileniyordu.
1944 te Basın Yayın Genel Müdürlüğünde çevirmen olarak başladığı çalışma hayatına, 1946 da Londradaki elçilikte Türk Basın Ateşeliği katibi olarak devam etti. Bu sırada da Londra Üniversitesine kayıt yaptırmıştı, burada ingiliz dili ve edebiyatı, Sanskritçe, Bengalce ve sanat tarihi üzerine eğitim aldı ancak eğitimini tamamlamadı. Katiplik görevinden 1950 yılında ayrıldı ve aynı yıl Cumhuriyet Halk Partisinin çıkarttığı Ulus Gazetesinde işe başladı
Bunun sebebi ise babasının Londrada yaşamasından memnun olmaması ve dönemin başbakan yardımcısı Nihat Erimi araya sokarak Ecevite Ulus Gazetesinde iş bulmasıydı. Çalkantılı bir dönemde bu mesleği yürütmeye çalışan Ecevit, dönemin Demokrat Partisinin basın üzerindeki baskılarından nasibini aldı. Ulus Gazetesi, Demokrat Parti tarafından kapatıldı, bunun üzerine Ecevit, Halkçı Gezetesinde, Forum Dergisinde ve Yeni Ulus Gazetesinde yazı işleri müdürlüğü görevini üstlendi, aynı zamanda bu gazetelerde yazılar da yazıyordu.
Ulus Gazetesinde başlayan siyaset ilgisi, onu 1954 yılında CHPnin Çankaya Ocağına kaydolmaya itti. Bu sırada gazetecelik görevine devam eden Ecevit, 1955 yılında Amerikanın Kuzey Carolina eyaletine bağlı Winston-Salemde, The Journal and Sentineladlı gazetede konuk gazeteci olarak çalışmaya başladı. Bu görev, Amerikan Basın Enstitüsü ve ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Eğitim Mübadele Programının, Amerikayı genç ve yetenekli yazarlara tanıtmak için sarfettiği çabaların sonucu olarak doğmuş, Ecevit de bu programa dahil edilmek istenmişti. Daha sonra Türkiyeye geri döndü.
1957de Rockefeller Foundation Fellowship isimli kurumdan kazandığı burs ile, Harvard Üniversitesinde inceleme yapmak üzere Amerikaya döndü. Burada 8 ay boyunca Orta Doğu tarihi ve psikoloji üzerine incelemelerde bulundu. Aynı yıl, 27 Ekim 1957 de, ismet inönünün damadı Metin Tokerin adaylığı ona devretmesinin yardımıyla CHPden milletvekili adayı oldu böylece aktif siyaset hayatı da başlamış oldu.
Ecevit, 1957den 1980e kadar Ankaradan ve Zonguldaktan CHP milletvekili oldu. 1960ta Kurucu Meclis Üyesi, 1961de Çalışma Bakanı oldu. Bakanlık görevini 1965e kadar sürdürdü. 1965te Zonguldaktan milletvekili seçildi. Bu seçimleri Süleyman Demirelin başında bulunduğu Adalet Partisi kazanınca, CHP muhalafet partisi oldu. Bu tarihten sonra da Bülent Ecevit, Ortanın Solu fikrini benimsemeye ve bu akımın öncüsü olmaya başladı. Ama zaman zaman komünizme kaymakla suçlandı
1971 Darbesinden sonra oluşturulan hükümete, CHPnin de katkıda bulunduğu gerekçesiyle partiden istifa etti. ismet inönünin 12 Mart Muhtırasına karşı tavrı, Eceviti bu davranışa itti. CHPnin değişmez genel başkanı gibi görülen ismet inönüye karşı, istifa ettikten sonraki dönemde bir karşı hareket yürütme çalışmalarına başladı.
1972 yılında yapılan 5. Olağanüstü Kurultayda güvenoyunu Ecevitin alması üzerine ismet inönü istifa etti. Böylece Ecevit, 4 Mayıs 1972 de CHP Genel Başkanı seçildi. 1973 seçimlerinde en çok oyu aldığı halde hükümet kuramayan Ecevit, 1974 yılının çok tartışlan CHP-MSP Milli Selamet Partisi koalisyonunun başbakanı oldu. Aynı yıl 20 Temmuz 1974 tarihli Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştirdi.
Ecevitin cumhurbaşkanı Fahri Korutürk onayıyla 1977 de kurduğu azınlık hükümeti güvenoyu alamayınca, 2. Milliyetçi Cephe, Demirel başkanlığında AP, MHP ve MSP ile kuruldu. Aynı zamanda 5 Haziran 1977 seçimlerinde CHPnin aldığı %41lik oy oranı, Eceviti tek başına iktidara getiremese de, Türkiye tarihinde sol bir partinin aldığı en yüksek oy oranı olarak tarihe geçti. 21 ay boyunca bu hükümetin başbakanlığını yürüttü
Ecevit bu yeni hükümete karşı yeni bir oluşum başlatma işine girdi ve kendi deyimiyle “kumar borcu olmayan 11 milletvekili” arayışına girdi. istanbul Güneş Motelde Adalet Partili 11 milletvekiliyle görüşmesi, tarihe Güneş Motel Olayı olarak geçti. Ecevitin bu girişimi başarılı oldu ve 1978de yeni hükümeti kurarak başbakanlık koltuğuna oturdu. Ancak bu 11 vekilin hakkında çıkan yolsuzluk söylentileri Ecevitin dürüstlük ilkesine zarar verdi.
Ülkede gittikçe tırmanan gerginlik, şiddetli sol-sağ çatışmaları ve eleştiriler bir yandan darbe yolunu açarken, bir yandan da Ecevitin 1979 ara seçimerlerinde başarısız olmasına yol açtı. Bunun sonucunda Süleyman Demirel, MHP ve MSP ile bir azınlık hükümeti kurdu. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında, askeri darbelerin antidemokratik olduğunu düşünerek karşı çıktığı askeri yönetim tarafından üç kez hapse mahkum edildi, birçok siyasetçi ile birlikte 10 yıl süreyle politikadan uzaklaştırıldı.
Bu çalkantılı dönemde Ecevit, gazeteciliğe dönmeye karar verdi ve 1981de Arayış Dergisini çıkartmaya başladı ancak dergi askeri yönetim tarafından kapatıldı.
1985 yılı, Ecevitin isminin yanında her zaman hatırlanacak olan bir olaya şahit oldu Demoktarik Sol Parti, Ecevit siyasi yasaklı olduğu için eşi Rahşan Ecevitin başkanlığında kuruldu. 1987 yılında yasağı kalkan Ecevit, partinin başına geçti
Ancak 1987 de yapılan seçimlerde partisi barajı aşamayınca siyasetten çekilme kararı aldı. 1989da Genel Başkanlık koltuğu boşalınca, Olağanüstü Kurulda tekrar DSPye dönmesine ve Genel Başkan olmasına karar verildi ve 1991 seçimlerinde Zonguldaktan milletvekili oldu. Bu seçimler sonucunda Demirel önderliğindeki Doğru Yol Partisi ve Erdal inönünin Sosyal Demokrat Halkçı Partisi bir koalisyon hükümeti kurdu
Bu hükümet, APyi ve CHPyi siyaset sahnesine tekrar kazandırdı AP kendisini feshettiyse de CHP Deniz Baykalın girişimleriyle yoluna devam etti. Bunun sonucunun solun parçalanması olduğu düşünüldüğü için CHP ve DSPyi birleştirme girişimleri, Ecevitin Baykalinkinden farklı kulvardaki siyasi tarzı nedeniyle gerçekleşmedi.
1994 seçimlerinden sonra DSP, solun en büyük partisi konumuna geldi. DTP ve ANAP ile kurulan hükümette başbakan yardımcısı, daha sonraki DSP-DYP-ANAP azınlık hükümetinde de başbakan oldu. 1999 seçimleri sonrasında ise 2002 yılına kadar DSP hükümeti ile başbakan oldu. Ancak 2002 seçimlerinde DSP barajı aşamadı ve Ecevit, yaşının da oldukça ilerlediğini ve sağlığının bozulduğunu göz önüne alarak siyasetten çekilme kararı aldı.
Ecevit, dürüstlüğüyle tanınan bir siyasetçi olmasının dışında aynı zamanda bir şair ve yazardı. Birçok yapıtı Türkçeye çevirdi, ingilizce, Sanskritçe ve Bengalce çalışmaları ve incelemeleri yürüttü. 1976da Şiirler, 1978 de ışığı Taştan Oydum, 1997 de El Ele Büyüttük Sevgiyi ve 2005 te Bir Şeyler Olacak Yarın isimli şiir kitaplarını çıkarttı. Şiir kitapları dışında, siyaset konulu kitapları işe şöyleydi Ortanın Solu 1966, Bu Düzen Değişmelidir 1968, Atatürk ve Devrimcilik 1970, Kurultaylar ve Sonrası 1972, Demokratik Sol ve Hükümet Bunalımı 1974, Demokratik Solda Temel Kavramlar ve Sorunlar 1975, Dış Politika 1975, Dünya – Türkiye – Milliyetçilik 1975, Toplum – Siyaset – Yönetim 1975, Türkiye / 1965 – 1975 1976, işçi – Köylü Elele 1976 ve Umut Yılı 1977.
Ecevit, 1946 yılında, Robert Kolejden sınıf arkadaşı olan Rahşan Aral Ecevit ile hayatını birleştirdi. Ecevitin Rahşan Hanıma karşı beslediği aşk, şiirleri ve ikilinin 60 yıllık birlikteliği her zaman Türk halkı tarafından gıptayla takip edildi.
Bülent Ecevit, 18 Mayıs 2006 tarihinde geçirdiği beyin kanaması sonucunda Gata da tedavi altına alındı. Yaklaşık 6 ay boyunca bu hastanede tedavi gördü, yoğun bakımda kaldı. 5 Kasım 2006da, 81 yaşında, solunum yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Devlet Mezarlığına gömülebilmesi için 9 Kasımda yapılan kanun değişikliği sonucu 11 Kasım 2006da buraya defnedildi.
Bülent Ecevit, Türk siyasetinde ayrı bir yere sahip olan bir siyasetçidir. Edebiyata düşkünlüğü, siyasetçi kimliği kadar ilgi görmüştür. Siyaset ve şiir kitaplarının dışında Özgür insan 1972, Arayış 1981, Güvercin 1988 gibi dergiler çıkartmıştır. Bitlis ve Meclis sigaralarını içer, klasik Batı müziğini ve Türk halk müziğini sever. Kendisine 6 kez suikast girişiminde bulunulmuştur
En göze batan noktalardan biri de, eniştesi ismail Hakkı Okdayın ona hediye ettiği 70 yıllık Erika marka daktilosudur. Bu daktiloyu ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesine armağan etmiş, kendisini de yazılarını hep bu daktilonun başında yazarken hafızalara kazımıştır. 1973 yılında, CHPnin seçim kampanyası sırasında yaşlı bir kadının sarfettiği Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlanı görmek istiyom cümlesinden sonra Ecevit, Türk siyasi sahnesinin Karaoğlanı olarak anılmaya başlamıştır.
Üniversite mezunu olmadığı için cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturamasa da 5 kez Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ünvanını taşımıştır. Ölümünün ardından tüm gazetecilerin tek bir ağızdan söylediği şey, Ecevitin gazetecilere karşı hiçbir zaman olumsuz bir tavır sergilemediği ve onları hep el üstünde tuttuğu olmuştur
Bunun arkasında yatan en önemli neden, asıl mesleinin gazetecilik olmasıdır. Can Dündarla yaptığı röportajda Biliyor musunuz, Rahşan da ben de siyaset sevemedik. demiştir, hep bir kır evinde yaşayıp şiir yazmak istemiştir. Hiçbir zaman gösterişe yaklaşmamış, seçkin olmamış, hep halkın içinde, dengeli, ciddi, ilkelerine sıkı sıkıya bağlı, inatçı, uzlaşmacı bir Atatürkçü olmuştur. Tüm bunların yanında Ecevitin en önemli özelliklerinden biri ise dürüstlüğüdür