Böbrek Nedir
Anatomi Omurga çıkarılmış biçimde, arkadan insan böbreklerinin görünümü.insanlarda, böbrekler karın bölgesinin arka bölümünde, daha net söylemek gerekirse karınzarı arkası retroperitonal bölgesinde yer alırlar. iki tane bulunan birsürü insanda tek böbrek bulunabilmektedir, ve bu insanlar bunun ayrımına varmadan sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler böbreklerden sağda olanı diyaframın hemen altında, ve karaciğerin arkasında posterior, solda olanı ise diyaframın altında ve dalağın arkasında yer almaktadır. Böbreklerin ikisinin de üstünde böbreküstü bezleri yer almaktadır
Böbreklerin konumları bakımından bakışımsız olmalarının nedeni karın boşluğunda büyük bir yer kaplayan karaciğerin, sağda bulunan böbreğin soldaki göre 1-2 santimetre daha aşağı bir konumda inferior bulunmasına neden olmasıdır
Karınzarı arkasında bulunan böbreklerin boyutları 9 ila 13 cm arasında değişmekte, ve sol böbrek sağdakinden az da olsa biraz daha büyüktür. Yaklaşık 12. göğüs omuru ile 3. bel omurlarının T12-L3 düzeyleri arasında yer almaktadırlar. Böbreklerin üst bölgeleri 11. ve 12. kaburgalarca korunmaktadır. Böbreküstü bezleriyle birlikte böbrekler, yağ dokuyla çevrelenip buna pararenal yağ denilmektedir, bu yapı da böbrek zarı renal fasiya olarak da bilinir ile bütünüyle sarılmış durumdadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, böbreklerden biri ya da ikisi doğuştan bulunmayabilirler, ve bu duruma böbrek, oluşmaması ya da renal agenez denilmektedir.
Böbrekler
süzülmemiş kanı karın bölgesi aorttan ayrılan sol ve sağ böbrek atardamarları yoluyla almaktadırlar. Böbrekten dönen süzülmüş kan ise sağ ve sol böbrek toplardamarları yoluyla alt ana toplar damara döner. Böbreğe giden kan, kalbin pompaladığı toplam kanın kardiyak debi üçte birine ulaşabilir.
Genel Böbrekten, ayrılan idrar borusu üreter takip edilerek böbreğin içine ilerledikçe huni biçiminde bir boşluk olarak genişler buna havuzcuk pelvis denilmektedir. Havuzcuktan da küçülerek ayrılan bölgelere büyük çanak majör kaliks, bunlardan ayrılan daha da küçük bölgelere küçük çanak minör kaliks denmektedir. insan böbreğinde yaklaşık 12 adet küçük çanak bulunmaktadır. Böbrek, kesildiğinde, kabuk korteks ve öz medulla bölgelerinden oluştuğu görülür. Öz bölgede uçları papilla olarak bilinen piramitler bulunmakta, ve bunların herbiri bir çanağa bağlıdır. Kabuk bölgesi dokusu her iki ardışık piramitler arasına sokulur, ve bunlara Bertin sütunları denilmektedir.
Damarlar Böbrekler damarlarca çok iyi bir biçimde beslenmekte, ve vücut ağırlığının yalnızca %0.5’lik bir bölümünü oluştursa da, kardiyak debinin %25’ini alırlar, ve bu daha da artabilir. Kabuk bölgesi organın en çok damarlarının bulunduğu bölgedir: böbreğe gelen kanın %90’ını toplar. Böbreğe gelen atar damar ön ve arka olmak üzere iki dala ayrılır. Bu dallardan, loplar arası damarlar ayrılıp loplar arasında ilerleyerek yayımsı damarlara ayrılır. Bu damarlar da kabuk ve öz bölgeler arasına yayılarak lopçuklar arası damarlara ayrılırlar. Lopçuklar arası damarlardan getirici damarlar ayrılıp yumakçık glomerülus yapısına girer.
Damarlar, yumakçık içinde daha da küçük dallara ayrılıp, 20 ila 40 arasında değişen kılcal damar kıvrımlarına dönüşürler. Bu kılcal damarlar yumakçık içindeki tampon bölge mesenjium ile çevrelenmiştir. Kılcal damarlar birleşerek yumakçıktan götürücü damarlar olarak ayrılırlar. Genel olarak, kabuk bölgesinin yüzeyine yakın olan nefronlardan ayrılan götürücü damarlar borucukları çevreleyerek peritubüler damar ağını oluştururlar. Öte yandan kabuk bölgesinin daha derinlerinde yer alan yumakçıklardan ayrılan damarlar vasa recta dik damar anlamına gelmektedir denen, öz bölgenin derinliklerine inen damarları oluştururlar. Bu damarlar öz bölgenin derinliklerine indikten sonra toplardamar olarak yukarı çıkarlar.
Böbrek damar düzenin ilgi çekici ve çoğu organlardan değişik olup, kendine özgü olan birkaç özelliği bulunmaktadır. Genellikle bir organa gelen atardamar küçük dallara ayrıla ayrıla atar damarcıkları arteriyol oluşturur. Bunlar da kılcal damarlara ayrılıp dokuyla alyuvarlar arasında oksijen alışverişinin gerçekleştiği, ve kansıvısıyla dokular arasında besin öğelerinin ve dokulardaki atıkların alış-verişlerinin gerçekleştiği damar bölgesidir, kılcal damarlar da toplar damarcıkları, bunlar da birleşerek toplar damarları oluşturur
Böbrekte ise temiz kanı taşıyan getirici damarlar yumakçık içine girdikten sonra kılcal damarlara ayrılır, ve bunlar yumakçıktan ayrıldıktan sonra yine atar damarcık niteliğinde olan götürücü damarlara dönüşür. Özetle, böbrekte, öbür organlarda bulunan temel atar damarcık-kılcal damar-toplar damarcık düzeni bulunmaz yumakçık içinde bulunan kılcal damarlar iki atar damarcık arasında bulunmaktadır.
Yumakçık Glomerülus Yumakçıkların kılcal damarlarında duvarları delikli endotel damarların en iç katmanında bulunan göze türü gözeleri bulunur. Bu endotelin dışında ise iki katlı epitel gözeler bulunur. Endotele yakın olan iç epitel gözeleri viseral endotel dokudan yalnızca bir bazal zarı epitel dokularda epitel gözenin en alt bölümünde bulunan, epiteli altındaki bağ dokudan ayıran zardır ile ayrılır. Dış epitel gözeleri paryetal ise Bowman kapsülü yumakçığı çevreleyen yapı üzerinde bulunmaktadır. Bu iki katlı epitel gözeleri arasındaki boşluğa da üriner boşluk yumakçıktan süzülen kandan oluşan sıvının süzüntü geçtiği boşluktur denilmektedir.
Yumakçığın Kılcal Damarının Duvarı, Bu Damarlardan Geçen Kansıvısının Süzme işleminin Gerçekleştiği Yerdir, ve şu Yapılardan Oluşmaktadır
ince, delikli endotel gözeler. Her bir delik 70 ila 100 nm nanometre çapındadır Yumakçık bazal zarı 3 katmandan oluşur. Ortada elektron bakımından yoğun olan lamina densa yoğun katman anlamına gelmektedir, ve bunun her iki yanında elektron bakımından seyrek bulunan lamina rara seyrek katman anlamına gelmektedir bulunmaktadır. Lamina raranın endotele yakın olan katmanına lamina rara interna, iç epitele yakın olan katmanına ise lamina rara eksterna denilir. Yumakçık bazal zarı çoğunlukla 4. tip kolajenden kolajen, bağ dokuların yapı taşı olup, organları yapı bakımından ayakta tutan büyük moleküllerdir, laminin adlı bileşikten, çoklu anyonik proteoglikanlardan çoğunlukla heparan sülfat, fibronektinden, entaktinden, ve birkaç başka glikoproteinlerden oluşmaktadır. 4. tip kolajen bir yapı ağı oluşturarak öbür glikoproteinleri birbirlerine bağlar.
içteki epitel gözeler podosit, ayak gözeleri anlamına gelir, yumakçık bazal zarının lamina rara eksterna katmanı üzerinde yer alıp, adetâ çok ayaklı gözeleri andırır. Bu ayakçıklar arasındaki 20 ile 30 nanometre genişliğindeki boşluklara süzme yarıkları denir. Bu süzme yarıkları birbirlerine ince bir böleç ile bağlanır.
Yumakçık yapısı tampon bölge olan mesenjium bölgesi ile dengelenmektedir mesenjium gözeleri kılcal damarlar arasını doldurmaktadır. Bu gözeler mesoderm kökenli olup, kasılabilir, yutabilir, çoğalabilir, bağ dokuyu oluşturan kolajen yapabilir özelliktedir. Tıpkı damar çeperlerindeki kasılıp gevşebilen düz kası andırmaktadır. Bu gözeler ayrıca bir sürü tür yumakçıktan kaynaklanan hastalıkların glomerulonefrit oluşmasında rol oynar.