Balıkesir Tarihi Balıkesir, Balıkesir ilinin merkez ilçesi ve ile ismini veren şehirdir. Balıkesir kenti, Ege ile Marmara arasında geçiş konumundadır. Türkiye’nin büyük yerleşim merkezlerinin tam ortasındadır. Bu durum Balıkesire hem avantaj hem de dezavantajlar sunmaktadır ilçenin kuzeyinde Manyas ilçesi, doğusunda Susurluk ve Kepsut ilçeleri, batısında ivrindi ve Balya ilçeleri, güneybatısında Savaş tepe ilçesi, güneydoğusunda Bigadiç ve Sındırgı ilçeleri ile güneyinde Manisa’nın Kırkağaç ilçesi bulunur.
Şehrin Nüfusu
Etimoloji Balıkesir merkezinden bir görüntü-2008 Balıkesir bölgesinin Antik Çağdaki adı Misya’dır. Daha sonra Karesi adını almıştır. Şehrin adını nereden aldığı hakkında değişik teoriler vardır.
Paleo Kastro Eski Hisar Balıkesir merkezinde Bizans döneminde surlar ve bir şatonun olduğu rivayet edilir. Buna delil olarak da Hisariçi isminin şehirde yaygın olmasıdır. Çamlık mevkiinin merkezde aniden yükselmesi buranın eski kalıntılar olabileceği riv ayeti vardır. Balıkesir ismi, bu rivayete göre Bizans dönemindeki Paleo Kasrı isminden gelmektedir.
Balık-Hisar Hisar Şehri Öztürkçe’de balık kelimesi şehir anlamına gelmektedir. Bazı kaynaklara göre, yörede bulunan şato ve sur yıkıntıları sebebiyle Türkmenlerin buraya Balık Hisar dediği ve buradan türediği belirtilmektedir.
Balı-Kisra Pers Devlet adamı Bir rivayete göre bölgeye akın yapan Pers hükümdarı Balı-Kisra’dan gelmektedir.
Bal-ı Kesr Balı çok Bazı kaynaklara göre ise balı çok, güzel anlamından türediği belirtilmektedir.
Halk Arasında Anlatılan Şehir Efsanesi
Balıkesirin bulunduğu yerde eskiden büyük bir göl olduğu, gölün kurumasıyla balıkların çevreye yayıldığı, ağaç üstünde kalan balıkların sanki ağaçların meyvesiymiş gibi durduğu ve çırpındığı, daha sonra bu olayı görenlerin Balığın esir olduğu yer tabiri kullandıkları ve buradan türediğine yöneliktir. Balıkesir caddelerinde dolaşan sıradan bir insana Balıkesir isminin nereden geldiğini sorulduğunda hemen bu olayı anlatacaktır.
Yukarıda sayılan dört madde ise daha çok teorik ve bilimsel hipotezlerdir. Söz konu su hipotezlerden en çok kabul göreni Palaokastro’dan geldiğine dairdir. Bu yüzden kente, Şatoya benzeyen bir iltişamlı eser ve şehrin girişlerine surlar yapılması düşünülmektedir.
Balıkesir’in Tarihçesi
Bizans ve Roma döneminde bugünkü Balıkesir ya da çevresinde herhangi bir şehir yoktu. Bizans kralı bu bölgeye avlanma amacıyla bir şato inşa ettirmiştir ve bu dönemden sonra Palao Kastro bölgesi olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Balıkesir kentinin ortaya çıkmasıyla ilgili tüm kayıtlar Selçuklu’yu ve Karesi Beyliği’ni göstermektedir.
Balıkesir şehir halkı etnik köken olarak Manav, Yörük, Çepni ve Muhacir karaktere sahiptir.
Manavlar Balıkesir yöresine ilk gelip yerleşen Selçuklu Türkmenleridir. Selçuklu döneminde, 12.yy, 13yy. ve 14.yy’da şehre ve bölgeye yerleşen Türkmenlerdir. Karesi Beyliği’nin kurucu halkıdır ve Balıkesir kenti Manav Türkmenler tarafından kurulmuştur. Zira bu Türkmen boylarından biri Kayılardır Anadolunun Türkleşmesi sırasında yöreye yerleşen Kayılar 1390 yılında kendi adlarıyla anılan Kazay-ı Cuma olarak anılan Kayalar’a Kayılar Gazi Evrenos Bey tarafından götürülerek iskan edilmesine rağmen az miktarda Kayı kalmıştır.
Kayılar Karasi beyliğinin Osmanlıya katılan ilk beylik olmasını sağlamakla beraber hacı ilbey ve Gazi Evronos Bey Paşa gibi Kayı Beyleri sayesinde Trakya’ya Rumeli-Avrupa geçmiş ve trakya ve balkanlarda Türk Hakimiyetini tesis etmişlerdir. Çepniler Selçuklu döneminde ve Selçuklunun yıkılmasından sonra Karasi bölgesine ve Karasi şehrine yerleşmiş Alevi Türkmenleridir. Büyük kısmı 12.yy’da Dobruca yöresinden gelen Sarı Saltuk Türkmenleridir. Bir kısmı da Danişment yöresinden Orta Anadolu gelmiştir. Karesi Beyliği’nde önemli roller oynamışlardır. Yörükler 17.yy’da ve 18.yy’da şehre ve özellikle Ala çam bölgesine zorla iskan ettirilmiş Sünni Türkmen obalarıdır.Muhacırlar ise 18.yy’daki alkan Savaşları ve 1980 Bulgaristan Göçleriyle gelen Türklerdir.
Misya En eski dönemlerde bölge Achiraus ve Hadrianus/Hadrianutherai olarak adlandırılmıştır. Balıkesir hitit döneminde ise Assuva, daha sonraki Pers/iskender/Roma dönemlerinde Misya olarak adlandırılmıştır. Bizans döneminde bölge, imparatorların avlanma alanıydı.
Antik çağda Misya’da Milattan Önce 3000-1200 yılları arasında bu bölgede farklı diller konuşan Pelasg ve Leleg kolonileri kurulmuştur. Milattan Önce 1800 yıllarında bölge Hititlerin vassalı konumunda olmuştur ve hititler bölgeye Assuva adını vermişlerdir. Assuva, Truva ile Hititler arasında geçiş bölgesi olduğu için askeri açıdan önemliydi. Milattan önce 600 yıllarıyla beraber bölge Pers akınlarının etkisinde kalmıştır ve bölge satraplık olarak yönetilmiştir. Milattan önce 300 yıllarında bölge, iskenderin egemenliği altına girmiştir. Bölgede iskender ile Persler arasından Granikos savaşı yapılmış ve Persler doğuya çekilmek zorunda kalmıştır. Daha sonra bölge Roma egemenliğine girmiştir.
Selçuklu Dönemi Selçuklu Türkleri
1015 yılından itibaren Bizans imparatorluğu egemenliğindeki Anadolu’da görülmeye başlamıştır. 1071 yılında Selçuklular Malazgirt Meydan Savaşı’nı kazanınca bölgeye daha çok akın yapmışlardır.
Anadolu Selçuk Devleti’nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah, iznik’ten sonra Çanakkale, Ege Denizi, Lidya ve iyonya taraflarını da ele geçirmiştir. 1076 yılında Sizik ve Aydıncık Edincik taraflarını da egemenliği altına almıştır. 1080 yıllarının sonunda bölge tekrar Bizans imparatorluğu’nun eline geçer. 1090 yılında Bizans imparatoru 1. Aleksios Komnenos, Misya’da yurt tutmaya çalışan Türkmenler bugün Manavlar üzerine kumandan Eufuryanis Alexaders’i yollar ve Manyas’ı kuşatan Bizanslılar kanlı savaşlardan sonra kale kumandanı ilhanı iç kaleye sığınmak zorunda bırakırlar. 1092 yılında bölge tekrar Selçuklulara geçer. 1099 yılında bölgeye Haçlılar gelir. I. Kılıç Arslan, Haçlılara karşı bölgeyi savunur. 1107 yılında I. Kılıç Arslan ölünce Türkler Batı Anadolu’dan çekilmek zorunda kalır. Misya’yı yeniden ele geçiren Bizanslılar, Marmara sahillerinde bulunan bütün Türkmenleri katletmişlerdir.
1115 yılına kadar bölgede Türk-Bizans çekişmesi yaşanır. 1175’te eskişehir ovasında toplanan yüzbin çadır Türkmen bugün Manavlar denizli, Bergama, Karia, Misya bugün Balıkesir ve Edremit bölgelerine dağılır. 1206 yılında Selçukluların Uç Beyliklerinden olan Misya kentine özellikle Edremit Körfezi civarına yerleşirler. 1260 yılında ise Moğollardan kaçan Türk kabileleri yine bu bölgeye yerleşmiştir.
Karesi Beyliği’nin Osmanlı Devleti’ne katılmasıyla Balıkesir halkı Osmanlı Devleti’nin yükselme devrine geçmesinde büyük katkı yapmıştır. Çünkü Karesi Beyliği’nin donanma sıyla Osmanlılar ilk olarak Trakya’ya geçmiş ve böylelikle ilerlemişlerdir. Balıkesirli komutanlar Hacıilbey, Evranosbey, Gazi Fazıl gibi askeri şahsiyetler Osmanlı’ya damgasını vurmuşlardır. Ayrıca Karesi beyliği Osmanlıya ilk katılan beyliktir ve Osmanlı’ya denizcilik eğitimini vermişlerdir.
Osmanlı Dönemi
1337 yılında Karesioğulları’nın Osmanlı Devleti’ne katılmasıyla kurulmuştur. Osmanlının yıkılışına kadar merkeze sadık olarak kalmıştır ve bir daha Karesi hanedanlığı kurulmamıştır. Zira Karesi ileri gelenleri ve hanedanlığı Bursa’da devlet yönetimine girmişlerdir. Osmanlılar döneminde bölgede pekçok cami, han, medrese, lise yapılmıştır.
Osmanlı döneminde balıkesir, Kazasında halkın geçimi ticarete, köylerde ise tarıma ve hayvancılığa dayalıydı. O dönemde de Balıkesir, süt, et, yağ, peynir, yumurta, bal, yün ve kıl üretiminde diğer kazalara göre öndeydi. Köylerin bazılarında ise arıcılığın yaygın olduğu görülmektedir. Balıkesir ova köylerinde daha çok Beygir yük aracı olarak kullanılırken, dağlık bölgelerde merkep kullanılmaktaydı. Temettüat kayıtlarına göre köylerde ve şehirlerde fakir, sabi, ama, divane, amelmande, talebe, asker, ihtiyar, dul, divane olanlardan köy imamı ve kizirinden, kahyası, çobanı ve sığırtmacısından vergi alınmazdı.
Balıkesir kazası ve köylerinde tek eşlilik ve geniş aile egemendi. Tarımda iki öküz tarafından çekilen saban, çapa, orak ve tırmık kullanılırdı. O dönemde bazı köylerde ipek böcekçiliği de yapılırdı. Halk Türk, Rum, Ermeni ve çok azıda Kıptilerden oluşmaktaydı. 1800lü yıllardan sonra Balıkesir, iskan merkezi haline geldiği için nüfusu ve etnik yapısı değişti. Balıkesir kazasında her ailenin bir lakabı vardı.
Şehirde 1590 yıllarından sonra yeniçeri olaylarının arttığı görülmektedir. Bu kişiler halkın malına el koyma, hırsızlık, yaralama, dövme gibi suçlara neden olmaktaydılar.
Askeri iaşenin sağlanmasında Karesi kazası önde gelen yerlerdendi. Erzak, yem ve yakacak miktarının bir kısmı Balıkesir ve civarından karşılanırdı. Örneğin 1799 Mısır seferinde Ekonomik ve askeri açıdan en çok katkı yapan bölgelerin başında Balıkesir gelmekteydi. Kayıtlara göre bu seferde Balıkesir şehrinden 900 kile 1 kile=24215kg buğday ve 2200 kile arpa gönderilmişti. Daha sonra Balıkesir kazasından 4500 kile arpa ve 40 bin kantar peksimet istenmişti. 1799 Mısır seferine Balıkesir kazası toplanan toplam Buğdayın %10’unu göndermişti. Bu seferde ayrıca Balıkesir kazasından 550 koyun da istenmişti. Ayrıca 1800 yılında Yafa’ya gönderilmek üzere 70 deve istendiği görülmektedir.
1892 tarihinde Fransızlar’ın Osmanlıların elindeki Cezayir’i işgal etmelerinden sonra Osmanlı hükümdarı seferberlik ilan etmiş ve Balıkesir kazasından ve köylerinden tüm erkeklerin seferberliğe gitmesi üzerine bu durum Balıkesiri sosyolojik açıdan çok etkilemiştir. Yörede geride kalan genç kız ve kadınlar Cezayir’e giden erkekler için ağıt/türkü yakmışlardır. Bu ağıt daha sonra figürlerle canlandırılarak oyunlaştırılmıştır.
Milli Mücadele Balıkesir Kongresinin önderlerinden Hacim Muhittin ÇarıklıMilli Mücadele döneminde de ilk kurşunun atıldığı ve devlet örgütlenmesine benzer kurumsallaşmaya gidilmesiyle Yunanlılar’ın Ege’de ilerlemesini durdurmayı başardığı yerdir. Alaca Mescid’de toplanan 41 kişi büyük bir başarı ile devlet gibi bölgeyi yönetmişler ve askeri başarılara imza atmışlardır.
1919’da şehirde Balıkesir Kongreleri yapılmıştır. Balıkesir kenti Ege’deki ilk ve tek olacak Yiğit istiklal Madalyasını alma hazırlığını yapmaktadır.
Tarihte Balıkesir kenti
İki devletin kurulmasında en büyük rolü oynamıştır. 1. Osmanlı imparatorluğu, 2. Türkiye Cumhuriyeti.
Yerleşke Balıkesir il merkezi 300.000’ine varan nüfusu ile marmara bölgesinin 4. büyük yerleşim merkezidir. Balıkesir Merkez, anafartalar Caddesi, Milli Kuvvetler Caddesi, kızılay Caddesi ,Atalar Caddesi, Vasıf Çınar Caddesi etrafında yayılmış bir görünüme sahiptir. Marmara’dan daha çok Ege karakteri taşıyan bir özelliğe sahiptir. Aygören Mahallesi, Hisariçi Mahallesi, Karesi Mahallesi, Kızpınar Mahallesi,Hacıilbey mahallesi ilk yerleşim yerleridir. Yeni yerleşim yerleri ise özetle Bahçelievler Mahallesi, Atatürk Mahallesi, Paşaalanı Mahallesi, adnan Menderes Mahallesi.
Balıkesir Merkez İlçe
Mahalleleri adnan Menderes, Akıncılar, Altıeylül, Alihikmetpaşa, Atatürk, Aygören Bahçeli evler, Çay, Dinkçiler, Dumlupınar, Ege, Eskikuyumcular, Gaziosmanpaşa, 1.Gündoğan, 2.Gündoğan, Gümüşçeşme, Hacıilbey, Hacıismail, Hasan Basri Çantay, Hisariçi, Kasaplar, Karesi, Karaoğlan, Kayabey, Kızpınar, Kuvayi Milliye, Maltepe, Mirzabey, 1.Oruçgazi, 2.Oruçgazi, Paşaalanı, Plevne, 1. sakarya, 2.Sakarya, Sütlüce, Toygar, Vicdaniye, Yeni, yıldırım, Yıldız
Balıkesirde Ticaret ve Ekonomik Hayat
Üç caddenin çevresinde yoğunlaşmıştır. Bunlar Milli Kuvvetler Caddesi, Anafartalar Caddesi ve Kızılay Caddesidir. Bu caddeleri kesen sokaklar ve küçük caddelerde ticari hayat yoğunlaşır.
Vasıf Çınar Caddesi ve Gazi Bulvarı diğer işlek bölgelerdir. Hükümetin karşısında bulunan Balıkesir Parkı, şehir insanının dinlenme alanıdır ve Türkiyenin, en güzel parklarından biridir. Balıkesir Üniversitesi’nin kurulmasıyla şehirdeki sosyal yaşam giderek gelişmektedir. 2007 yılında yapılan çağdaş alışveriş merkezi ile Balıkesirde ticari hayat ivme kazanmaya başlamıştır. Balıkesir şehir silüetinin bir parçası olan Yeni Çarşı mevki de çağdaş bir görünüme kazandırılacaktır.
Şehirde, toplu taşıma merkezi ve Salih Tozan Kültür Merkezi’nin bulunduğu alan şehirin ulaşım ağlarının birleştiği noktadır.
Balıkesirde, 9. Ana Jet üssü bulunmaktadır. Ayrıca sivil havacılık hizmeti de bir özel firma tarafından yapılmaktadır.
2007 Adrese dayalı nüfus sistemine göre merkeze bağlı 104 köy ile beraber nüfusu 313.630’dür. Balıkesir il nüfusunun 1/3’ü merkez ve çevresinde yaşamaktadır.
Coğrafi veriler coğrafya Balıkesir merkez Marmara Bölgesi’nin Karesi yöresinde yer alan bir kenttir. Balıkesir Ovası’nın kenarında kurulmuştur. Merkez ilçenin izdüşüm yüzölçümü 1454 km2, olup 39 06 ve 40 39 kuzey enlemleri ile, 26 39 ve 28 58 doğu boylamları arasında yer almaktadır.
Fazla engebeli olmayan Balıkesir toprakları dalgalı düzlüklerden oluşmaktadır. Balıkesir kenti çevresinde dağlık alan ve engebeli arazi yoktur. Balıkesir merkez ilçede dağlık arazi yoktur. Balıkesir çukur bir ovaya sahiptir. Balıkesir şehri, Balıkesir ovasının yanında kurulmuştur.
Balıkesir Ovası
140 km2 kadardır. Batı Anadolu’da Marmara’nın güneyinde Edremit-ivrindi ovalarıyla birlikte batı-doğu doğrultulu bir graben hattı üzerinde bulunan Balıkesir ovası, verimli bir ova olup kuzeydoğu-güneydoğu doğrultulu fay hattı üzerinde çöküntü ile meydana gelmişve tabanı kuvaterner birikintileriyle örtülmüştür. ilçe toprakları susurluk vadisine ve kocaçay vadisine açılır. Balıkesir ovası denizden yükseklikleri 10 – 220m. arasında olup, birer çukurova niteliğindedir. En önemli su kaynağı, Susurluk çayıdır.
Balıkesir Kenti’nin İklimi
İklim Balıkesir kenti’nde Akdeniz iklimi görülür. Kışları soğuk ve yağışlı yazları sıcaktır ve akdenize göre biraz daha yağışlıdır. Balıkesir’de en yüksek sıcaklık ortalaması Ağustos ayında 30°C, en düşük sıcaklık ortalaması Ocak ayında 5°C olduğu meteoroloji kayıtlarında görülmektedir. Balıkesir Balıkesir 588.5 mm yağış almaktadır. Balıkesir çevresine yağış getiren sistemler daha çok kış döneminde Orta Akdenizden sokulan gezici alçak basınç sistemleridir.
Kışın soğuk, karlı, yağmurlu, sisli ve rüzgarlıdır. En soğuk Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve mart aylarıdır. Baharları ise yağışlı ve daha ılıktır. Çok nadiren nisan ve ekim aylarında kar yağışı görülebilir. Yazın ise sıcak ve kuraktır. En sıcak Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Bazen bu aylarda gökgürültülü-sağnak veya dolu yağışları görülebilir.
Geleneksel Mimari
Şehirde Anadolu geleneksel ev mimarisini yansıtan örneklerin hemen hemen çoğunluğu kentin l5. yüzyıldan kalma çekirdek dokusunu oluşturan Aygören, Dumlupınar, Karaoğlan ve Karesi Mahallelerinde yer almaktadır. Bugün az sayıda ayakta kalabilen bu evlerin tamamı 19.yy. sonu-20.yy. başına tarihlendirilmiştir.
Yapılar dama planlı ve dikey kesişen sokakların üzerine sıralanmışlardır. Evlere bakıldığında iç ve dış cephelerinde sadelik göze çarpmaktadır. Evlerin içinde kalem işi duvar ve tavan tezyinatları bulunmamaktadır. Buna, karşılık iki özel örnek dışında basit ahşap tavan süsleri görülmektedir.
Genel Olarak Ev Yapısı
Taş temelli, ağaç merteklerle destekli ve genellikle dış üst kat cepheleri ahşapla kaplı şekildedir.
Şehirdeki evlerin başlıca özelliklerine bakıldığında evler genelde arazinin kot farkından oluşan bodrum ile üzerine yapılmış bir veya iki kattan oluşurlar. Binaların zemin katları mutfak ve kiler gibi servis mekanları olarak düzenlenmiştir. Üst katlar ise sofanın iki yanına yerleştirilmiş yaşam mekanları şeklinde kullanılmıştır. evlerde sofa gerisinde bulunan yüklük veya dolap ile odalara da yüklük ve gusülhane yerleştirilerek sade fakat fonksiyonel mekanlar yaratılmıştır.Üst katlarda taşıyıcı sisteme ahşap kiriş ve hatıllar dahil edilmiştir. Dış ve iç cephelerde ahşabın dayanıklılığı ve dekoratif özelliğinden faydalanılarak ahşabın sıcaklığı evlere yansıtılmıştır.
Ahşap iskeletli duvarlar sayesinde yapının yükü zemine aktarılmıştır.Saçaklar iklim şartlarına uygun olarak çok geniş değildir. Tek veya çift taraflı merdivenlerle ulaşılan ana girişler iki sütunla desteklenen bir revakla geri çekilmiştir.Yukarı sürmeli giyotin tipinde yapılmış dik Dörtgen, sık ve küçük pencereler ile cephe hareketlendirilmiş ve aydınlık mekanlar yaratılmıştır. Yapılarda düz ve çıkmalı olmak üzere iki çeşit cephe tipi görülür. Çıkmalı cephede üst kat çıkmaları sade eliböğründeler payandalar ile desteklenmiştir.Cepheye hakim olan kat, pencere ve çıkmalar ile dışa açılan esas yaşam katıdır.
Değirmen Boğazı
Piknik Alanı Balıkesir bursa karayolunun 10. km’sinde bir Piknik alanıdır. Bu alan toplam alanı 250 hektardır. Piknik alanı içerisinde kır gazinosu, kafeterya, büfe, çocuk oyun alanları, Basketbol sahası ve otopark bulunmaktadır. Piknik alanı 52 tür ağaçla kaplıdır. Çoğunluğu çam, servi, söğüt tür.
Çamlık
Şehir kenarında şehre hakim bir tepedir. Çam ağaçları altında dinlenmek ve piknik yapmak mümkündür. Özellikle gece görünümü çok güzeldir. Alan içerisinde bir adet restaurant ve halı saha mevcuttur. Şehir dönüşüm projesi çerçevesinde modern bir görünümüne kavuşturulacaktır.
Necati Sezgin Piknik Alanı
Bu piknik alanı, Balıkesir Edremit karayolunun 40. km.sinde yer almaktadır. Piknik alanında sayfiyeciler için pekçok olanak bulunmaktadır büfe lokanta, yağmur barınağı, çeşme, piknik üniteleri gibi. 45 km hektar büyüklüğünde kızıl çam ağaçlarının bulunduğu bu bölgede sakin ve huzurlu piknik yapmak mümkündür.
Balıkesir Parkı
Türkiyenin en eski, modern ve güzel parklarından biridir. Eskiden hayvanat bahçesine de sahip olan ancak sonra bilinmeyen bir nedenden kaldırılan park iyi bir dinlence yeridir. Şehrin merkezinde, çam ve çitlembik ağaçları ile kaplı bir parktır. 2007 yılı itibariyle yeniden düzenlenmiştir. Atatürk anıtı da park sahası içinde olup, 6 Eylül 1963’de tamamlanmıştır.
Saat Kulesi
Saat Kulesi 1829 yılında Giritli Mehmet Paşa tarafından istanbul Galata Kulesi’nin benzeri olarak silindir şeklinde yaptırılmış idi. 1897 yılındaki deprem nedeniyle yıkılınca, 1901 yılında bugünkü şekliyle yeniden yaptırılmıştır. Kare prizma şeklindeki bina, beyaz kesme taş ile yapılmış ve kabartma işçiliklerle de donatılmıştır. En üst kat kubbe ile örtülmüş ve büyük bir çan eklenmiştir. Buranın hemen altındaki katta ise şehrin dört bir yanına bakan dört saat konmuştur.
Şadırvan
Saat kulesinin yakınında yer almakta olup burası ikinci yeridir. Taşınarak buraya getirilmiştir. Şadırvan’ın 1908 yılında Ömer Ali Bey zamanında yapıldığı sanılmaktadır. Pembe granitten yedi sütuna oturan soğan şeklinde bir kubbe bulunmaktadır. Kemerlerle bağlı sütunların üzerinden yatay bir silme ve saçak yer almaktadır.
Balıkesir Evleri
Anadolu gibi tarihin derinliğine yaşandığı, uygarlıkların kesiştiği toprak parçasında bugüne ulaşan mimari mirasın korunması büyük önem taşımaktadır Balıkesir geleneksel evleri toplumun geçmişini, ekonomisini ve yaşam biçimini yansıtmaktadır.
Zağnos Paşa Külliyesi Cami, hamam, türbe, muvakkıthane, muallimhane ve bedestenden oluşan site, Balıkesir’in en büyük ve mimari yönden en mükemmel külliyesidir. Mustafa Kemal 7 Şubat 1923 tarihinde yaptığı ve tüm gençlerin okuması gereken tarihe Balıkesir Hutbesi diye geçen ünlü konuşmasını Zağnos Paşa Camii’nde yapmıştır. Ahmet Vefik Paşa meydanında bulunan bu eserin muallimhane, imaret ve bedesteni bulunmamaktadır. 1461 tarihinde Fatih Sultan Mehmet’in ünlü veziri Zağnos Mehmed Paşa tarafından, o zamanki şehrin kenarına yapılarak Balıkesir diğer yöne yayılmasını sağlamıştır. Külliyeden sadece hamam günümüze dek özgünlüğünü koruyabilmiştir. 1897 yılındaki depremde yıkılan camii ve türbe 1908 yılında Mutasarrıf Ömer Ali Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır.
Camii Özgün yapıdan sadece kuzey kapısı üzerindeki ve iç bölümdeki yazıt kalmıştır. 1908 yılında yeniden yapımı sırasında Rum ve Ermeni ustaların çalışması nedeniyle, Osmanlı sanatının son döneminde görülen melez üslubun etkilerini taşımaktadır. Kare planlı, dört payeye oturan büyük kubbeli yanları tonozlu ve köşelerde köşe kubbeleri bulunan düzgün yontma taş ve tuğladan yapılmış bir yapıdır. Dış görünüşünde yatay ve dikey hatları dikkat çeker. Caminin iç bölümüne çift kanatlı ahşap kapılarla girilir. Kapıların önüne dört köşeli mermer sutünların taşıdığı, ahşap tavanlı kurşun kaplı ve eğimli bir çatı ile örtülü sundurmalar yer alır. Kalın duvarlarla çevrili ibadet yeri dört kalın kare paye ve bu payeleri birleştiren kemerlerle birbirinden ayrılmıştır.
Köşe kubbelerinde ve kemerlerde Osmanlı sanatında kullanılmış olan rumi, palmet ve kıvrık dal motiflerinden oluşan kalem işi süslemeler göze çarpar. Mihrap, son dönem Osmanlı sanatının tüm özelliklerini taşımaktadır. Kubbenin geçişi ve yarım tonozlar kıvrık dal, çiçek ve lale motifleri ile süslüdür. Kubbenin iki köşesindeki pencerelerin arası çinilerle süslenmiştir. Barok tarzda ve kesme taştan yapılmış olan minare, barok bir külahla biter. Caminin biri kuzeyde diğeri güneyde olmak üzere iki şadırvanı bulunmaktadır. Kuzeydeki şadırvan on iki köşeli mermer olup, suyu Paşa hamamından gelmektedir.
Yıldırım Cami
1338 yılında Yıldırım Beyazıd tarafından yaptırılmıştır. Balıkesir’de Osmanlılar Döneminden kalma en eski eserdir. avlusunda 12 odadan ibaret medrese ve bir şadırvan bulunmaktadır. iç mimarisi sade bir görüntü ile ön plana çıkmaktadır.
Yıldırım Mahallesi’nde yer alan cami , Balıkesirin, en eski Osmanlı yapıtıdır. Yapım kitabesi bulunmamaktadır. Ancak çeşitli kaynaklardan ve vakfiyesinden 1388’de Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Oldukça büyük bir avlu içerisinde Medrese ve imaret ile birlikte külliye durumundadır. 1818’de ve 1897 depreminden sonra onarım görmüştür Caminin içi dikdörtgen planlı olup, beşer sütunlu iki diziyle üç nefe ayrılmıştır. Kaidesiz olarak konan bu devşirme sütunların başlıkları da devşirme malzemedendir. Altısı Bizans, üçü Osmanlı üslubunda, biri de eski bir kaide biçimindedir. Camide çevredeki yıkıntılardan alınmış devşirme mimari parçalar kullanılmıştır. Duvarları geniş derzli kesme taştandır. Sadece batı duvarında tek sıra tuğla vardır. Dış yüzeylerde yer yer ilk yapının izlerine rastlansa da, genel görünümüyle Geç dönem özelliklerini taşımaktadır. Çatısı kiremitle örtülüdür.
Yapının kıble yüzü diğer yüzler gibi sade olmakla birlikte, mihrabın iki yanında dik Dörtgen pencerelerle bunların altında yuvarlak kemerli pencereleri bulunmaktadır. Batı cephesi daha hareketlidir. iki sıra halindeki pencerelerin alt sırada olanları orijinal olup, üst sır adak i yuvarlak kemerliler XIX.yüzyıl başlarındaki onarım sırasında yapılmıştır. Cami avlusunda bulunan medrese 12 hücreli bir yapı olup, 1897 depreminden sonra yeniden yapılmıştır. Sadece dış duvarları orijinaldir.
Sanayi Balıkesir, birçok ilin aksine tek merkezli büyüme modeli kayseri , denizli , manisa vb. ile değil bütün ilçeleriyle beraber dengeli büyüme modelini uygulamaktadır. Bu model uygulama açısından zorluklar içerse de ilin ekonomik kalkınmasında topyekün ve dengeli bir ekonomik kalkınma modeli sunmaktadır. Bu nedenle yatırımlar başta Bandırma olmak üzere birçok ilçeye yönlendirilmektedir.
Balıkesir organiza sanayi bölgesi ile küçük sanayi bölgeleri ile imalat sanayinde büyük atılımlar yapmaktadır. Balıkesir organize sanayi bölgesine kurulan lojistik köy ile büyük pazarlara ulaşım kolaylaşacak ve ulaşım maliyetleri azalma eğilimi gösterecektir.
Balıkesir öncelikle bir tarım şehridir. Şehir ovada yetişen ürünlerini bursa, istanbul, izmir gibi büyük metropollere satar. Yetişen tarım ürünlerini işleyerek katma değeri arttırmaya çalışır. Bunun için şehir ekonomisinde süt ve süt ürünleri, gazlı içecekler, salça, un ve yağ fabrikaları yoğundur.. Bölgede tavukçuluk sektörünün gelişmesiyle merkez ilçede tavukçuluk ve yem- yumurta sektöründe büyük atılımlar yapılmıştır.Türkiye beyaz et üretiminde Yüzde 25’lik pazar payı ile lider durumdaki Balıkesir, kırmızı etin yanı sıra, deniz ürünleri, sebze meyve üretimi, özellikle de zeytinyağı alanında ciddi potansiyel barındırmaktadır. Kentin verimli toprakları ve sulama imkanları ile tarımda büyümeye devam etmektedir.
Ağır sanayi olarak merkez ilçe sanayisi transformatör, kağıt, çimento, mermer, metal ürünleri, tarım alet ve makinaları, elektrikli cihazlar, suni dokuma, mobilya, sentetik çuval, tekstil, trafo, jeneratör ağırlıklıdır.
Tarım ve Hayvancılık
Tarımsal üretim bakımından Balıkesir ovası tüm ilin önemli ovalarının başında gelmektedir. 1454 km2’lik merkez ilçede, buğday, arpa, Mısır, Tütün, pamuk, ayçiçeği, şekerpancarı, yem bitkileri, kavun, karpuz, domates bakla, fasulye, börülce gibi sebzeler ağırlıkta üretilmektedir. Şehrin coğrafi avantajlarından kaynaklanan ürün çeşitliliği dikkati çekmektedir.
Balıkesir ili kırmızı et, yumurta ve beyaz et üretiminde lider illerden biridir. Bu yüzden Türkiye genelinde önemli kümes, küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığı bulundurma özelliği 1454km2’lik merkez ilçe köylerinde de kendisini göstermektedir.