Ayak Nedir? Ayak çoğu hayvanda bulunan ve hareket için kullanılan bir biyolojik yapıdır Ayakkabı veya terlik giyim gelenekleri Bir kadın bacağı ve ayakları Ev içinde ayakkabı veya terlik giyme alışkanlıkları iklim, hava durumu ve başka faktörlere göre bir yerden bir yere değişiklik gösterir.
Avrupa ve Kanada’da çoğunlukla, Yeni Zelanda ve Avusturalya’da pek çok evde eve girerken ayakkabıları çıkartmak gelenektir Birleşik Devletler’de bu duruma ülkenin çoğu bölgesinde nadiren rastlanır Japonya’da, genellikle evin tabanı ayakkabıyla yürümek için dayanıksız ve yumuşak materyalden yapıldığından gelenekten öte evde ayakkabı giymemek bir zorunluluktur.
Bazı kültürlerde çıplak ayak, hoş karşılanmaz ve itici gelebilir. Arap ülkeleri ve Tayland’da, birine ayak tabanını göstermek şiddetle hoşnutsuzluk yaratır, buna rağmen ayakkabı giymeme alışkanlığı çok yaygındır. Bu durum sıcak iklim şartları ve geleneklere bağlı olarak oluşmuştur.
Ayak Nedir?
Ayak insan vücudunda en çok gıdıklanan yerler arasındadır. Tabanlar genellikle gıdıklanmaya en hassas kısımdır Geleneksel ölçeklendirme Eskilerden beri yeryüzünde küçük uzaklıkların ölçümünde ayak ile ölçüm kullanılıyordu Bu durum bir ölçü birimi olarak uzunluk birimi olarak ayak’ın ortaya çıkmasını sağladı.Buna rağmen her insanın ayak uzunluğu birbiri ile aynı değildir.
inançlar ingiliz ölçeklerine göre bir foot =304.8 mm yaklaşık olarak avrupalı bir erkeğin ayak uzunluğudur.Bugün ise ortalama 270 mm dir ve nüfusun 90% ı da bunun 20 mm civarındadır.Yani bugün ayak ölçüsü bir “ayak” olan çok az adam vardır. Geçmişte de ortalama uzunluk daha az olmalıydı.Ve de coğu ayakkabının boyu bir “ayak”tan daha kısadır Geleneklere göre Emperyal Ayak ölçüsü Herkülün ayak boyuna göre ortaya konulmuştur Bir erkeğin ayak boyunun penisinin boyu ile doğru orantılı olduğu fikri antropometrik çalışmalar sonucunda yalanlanmıştır.
Diyabetik Ayak Belirtileri Nelerdir?
Diyabetik hastalarda gelişen problemli ayaklara verilen isimdir. Şeker hastalığı; insülin hormonundaki eksiklik veya bu hormonun etkisindeki bozukluğa bağlı olarak kan şekerinin yüksek seyrettiği kronik bir hastalıktır. Hastalık en çok göz, böbrekler, kalp damar sistemi ve ayak problemlerine nedenolur. Diyabetik ayak oluşumunun temelinde uç sinirlerin hasarı (periferik nöropati) bulunmaktadır. Özellikle bu hasar kontrol edilmeyen diyabette dah fazla ve erken dönemde gelişmektedir. Duyu sinirlerinde ortaya çıkan hasara bağlı olarak, diyabetikler ayaklarında oluşan yaralanmalara bağlı acıyı hissedemezler. Ayrıca enfeksiyona yatkınlık nedeniyle de ayakta oluşan küçük yaralar kolaylıkla iltihaplanırlar. Diyabetin özellikle kılcal ve orta çaplı damar seviyesinde dolaşımı olumsuz etkilemesi ortaya çıkmış olan yaranın iyileşmesini güçleştiren önemli bir faktördür.
Diyabetik Ayak Problemi Gelişimi Yönünden Kimler Daha Fazla Risk Taşır?
Her 7 diyabet hastasından birinin hayatının bir döneminde ayağında yara açılır. Bu yaralar iyi tedavi edilseler bile maalesef ayağın kesilmesine neden olabilir. İyi bir bakımla bu olumsuz sonuçlardan büyük ölçüde kurtulmak mümkündür. Diyabetik ayak problemleri gelişimi yönünden daha fazla risk taşıyan durumları sıralamak gerekirse:
- Kan şekeri seviyesi yüksek seyreden kişiler
Ayakta daha önce yara açılmış kişiler
Ayakta his kaybı olanlar
Diyabete bağlı böbrek hasarı gelişenler
Görme bozukluğu/kaybı olanlar
Damar tıkanıklığı gelişenler
Ayak bileği hareketliliğinde azalma olanlar
Ayakta şekil bozukluğu olanlar
Ayakta kuruluk ve çatlakları olanlar
Yetersiz ayak bakımı olan kişiler
Ayak temizliğine dikkat etmeyenler
Sigara kullanımı olanlar
Şişman ( obez ) kişiler
65 yaş ve üzerinde olanlar
Ayak ve tırnakta mantar enfeksiyonu olanlar
Yanlış ayakkabı kullanan veya çıplak ayakla dolaşanlar
Diyabetliler de Ayak Bakımı Nasıl Yapılmalıdır?
Diyabet hastalığını tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yöntemi olmasa da diyabetin yol açtığı bozuklukları önlemek veya en azından geciktirmek mümkündür. Bu nedenle diyabetik ayaktan korunmanın en iyi yolu diyabeti kontrol altına almak ve ayakta koruyucu önlemler almaktır.
Diyabetik ayak bakımı için diyabet hastasının ayakları her gün kontrol edilmelidir. Bu kontrol üstünkörü değil, detaylı olmalıdır; parmak altları, araları, taban, topuk gözden geçirilmelidir. Ayağın sadece kolay görünen üst kısımları değil, diğer kısımları da gözden geçirilmelidir. Bunun için başka birinden ya da aynalardan yararlanılmalıdır. Kontrollerde, kızarıklık, şişlik, renk değişiklikleri, vurma, soyulma, su toplaması, parmak aralarında beyazlaşmaya dikkat edilmelidir. Bunlardan biri görüldüğü anda ihmal edilmemeli, derhal doktora başvurulmalıdır.
Tüm Bunlara Ek Olarak:
Diyabet hastaları asla çıplak ayak ( evde dahil) yürümemelidir.
Hastalar ayaklarının sürekli üşüdüğünden yakınırlar. Bunun nedeni ortamın soğuk olması değil, hastanın his kusuru nedeniyledir. Diyabetik hastaların ayaklarını; ısıtıcı torbalarına, sıcak tuğlaya, kalorifere veya ısıtıcıya yaklaştırması çok tehlikeli ve yanlıştır zira ayaklarda derin yanıklar ortaya çıkabilir.
Diyabetik hastalar ayaklarını ısıtıcı girişimlerden mutlaka kaçınmalıdır. Diyabetik bir hasta banyo yapacağı zaman su sıcaklığı önceden ayarlanmalı, sıcaklık kontrolü elle veya daha da iyisi hasta yakını tarafından yapılmalıdır.
Diyabetik hastalarda ayağın bası alan noktalarında nasırlar gelişir. Nasır gelişimini önlemek için düzenli olarak koruyucu krem kullanmak en iyisidir. Hasta veya yakınları nasırı tırnak makası, jilet gibi aletlerle kesmemelidir, törpü ile ponza taşıyla törpülememelidir, nasır ilacı kullanmamalıdır.
Diyabetik ayak bakımı yaparken ayaklar her akşam sabunlu ılık bir suyla yıkanmalı, yumuşak bir bezle kurulanmalıdır. Suda uzun süre bekletmek son derece tehlikelidir. Havlu beyaz renkte olursa bir kanama ya da iltihabı anlamak kolaylaşır. Parmak aralarının kuru olması son derece önemlidir. Her parmak arası tek tek ve nazikçe kurulanmalıdır.
Ayak temizliğinden sonra ayakların kuruması, çatlaması, nasır gelişmesini önlemek için yumuşatıcı, nemlendirici bir ayak kremi kullanılmalıdır.
Diyabet hastasının tırnaklarını kesmesi de özenli ve dikkatli yapılmalıdır. Tırnaklar bir hasta yakını tarafından çok dipten olmamak şartıyla kesilmelidir. Tırnakları düz olarak kesmek gerekir. Tırnak köşelerini kesmekten Tırnak makası hastanın olmalıdır, başkaları kullanmamalı, hasta da başkalarının malzemesini kullanmamalıdır ve asla diyabetik hasta pedikür yaptırmamalıdır.
Diyabet hastası için ayakkabı seçimi de çok önemlidir.
Hasta ayağının ayakkabıda rahat edip etmediğine, ayakkabının ayağını sıkıp sıkmadığına, vurup vurmadığına bakmalıdır. Yumuşak kaliteli bir deriden üretilmiş, içinde belirgin dikiş katları bulunmayan, lastik tabanlı, yuvarlak burunlu, iyi havalanan bir ayakkabı idealdir. Kolay giyip çıkarmak, ayağa rahat oturtmak için bağcıklı ayakkabı seçilmelidir. Sürekli aynı ayakkabı giyilmemelidir. Diyabetik ayak bakımı için doğrusu hastanın iki ayakkabısının olması ve ayakkabılarını günaşırı kullanmasıdır.
Diyabetik ayak bakımı için diyabet hastaları her zaman çorap giymelidir. Hele ayakkabıyı çorapsız giymek son derece tehlikelidir. Çorap seçimi ve kullanımı büyük önem taşır. Naylon çoraplar ayağı terletir ve mantar oluşumunu kolaylaştırır. Yün çorap veya emme özelliği yüksek saf pamuktan bir çorap en iyi seçim olacaktır. Ayrıca, çoraplar her gün değiştirilmelidir. Her gün temiz, kuru çoraplar giyilmelidir. Çorap lastiği bileği sıkmamalıdır. Bu kan dolaşımını kötü etkiler. Eğer çorap çıkarıldığında bilekte derin bir iz bırakıyorsa uygun değil demektir.
Ayak Nedir? Diyabetik Ayak Tanısı Nedir?
Diyabetik ayak tanısı maalesef sıklıkla ayakta yara açıldığı zaman konulur. Aslında diyabetik ayak tanısının erken konulması, önleyici ve tedavi edici düzenlemelerin yapılabilmesi açısından çok önemlidir. Bunun içinde diyabeti olan hastalar düzenli olarak göz, kalp, ve böbrek hastalıkları yönünden takip edilirken ayak duyusu ve damar muayeneleri de gözden kaçırılmamalıdır.
Ayak Nedir? Diyabetik Ayakta Tedavi
Diyabetik ayak bakım ve tedavisi ile dahiliye veya endokrinoloji bölümü, dermatoloji (Cildiye), kalp ve damar cerrahisi, plastik cerrahi, ortopedi ve Fizik tedavi bölümleri ilgilenmektedir. Bu bölümler, farklı disiplinler olsalar da, diyabetik ayak tedavisinde ortak olarak hareket etmelidirler.
Diyabet Ayakta enfeksiyon varlığında ilk olarak yara bölgesindeki ‘’ölü doku’’ olarak adlandırılan kısımların cerrahi yöntemlerle yara bölgesinden uzaklaştırılması yani cerrahi debridman gerekir. Ardından uygun antibiyotik tedavisi başlanır. Hastaların kan şekerlerinin normal değerlerde olması için uygun diyet ve insülin tedavisi düzenlenmelidir. Erken cilt lezyonları ve ufak yaralarda ayak üzerine basılması iyileşmeyi geciktireceğinden basıyı engelleyecek atel, alçı, ortez kullanımı gibi ortopedik önlemler alınır.
Hücresel tedavi uygulamalarının diyabetik yara iyileşmesinde etkisinin yanı sıra kronik veya akut yaralarda uygulanabiliyor olması ciddi bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Bunun yanısıra kişinin kendi kök hücrelerinin kullanıldığı kök hücre tabanlı hücresel tedavi yöntemleriyle şeker hastalığının tedavisine yönelik dünyada birçok klinik çalışma devam ediyor.
Negatif Basınçlı Vakum Terapisi (VAC) yara bölgesini steril bir şekilde kapatarak buraya sürekli veya aralıklı olarak negatif basınç uygulama temeline dayalı bir tedavidir. Bu yöntemle yara bölgesinde etkili ve sürekli debridman sağlaması yanında bölgesel kanlanmanın artmasına da etkili olur. Bu sayede diyabet ayak gibi iyileşme zorluğu bulunan derin yaraların tedavisinde VAC Terapisi önemli rol oynar.
Ayrıca, diyabetik ayak hastaların yarısından çoğunda bacak damarlarında tıkanıklık mevcuttur. Bu durum yara bölgesine kan akımını azaltarak yaranın iyileşmesini engeller. Damarlardaki bir kısım tıkanıklıklar kalp damar cerrahisi tarafından uygun yöntemlerle açılabilmektedir.
Hiperbarik oksijen (HBO) tedavisi ise diyabetik ayak yaralarında kullanılan yardımcı tedavi yöntemlerinden biridir. HBO ile hastaya yüksek basınçlarda oksijen solutularak, kan damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle yeterince kanlanmayan dokuya daha fazla oksijen ulaştırılır. Böylece bakterileri öldüren bağışıklık sistemi hücrelerinin bozulmuş fonksiyonu düzelir, yara iyileşmesini sağlayan hücrelerin etkinlikleri artar ve sonuçta yara iyileşmesi hızlanır.