Avşarlar
On birinci yüzyıldan itibaren mühim roller oynamak suretiyle adlarını zamanımıza kadar yaşatmış Oğuz boyu. Bozokların Yıldızhanoğulları kolundandırlar. Büyük Selçuklu Devletinin kuruluşundan önce diğer Oğuz boyları ile beraber, Kıpçak çölünde yaşarlardı. 1135-1136 yıllarında reisleri Arslanoğlu Yakub Bey kumandasında gelerek Huzistana yerleştiler. Yakubdan sonra Afşarların başına Aydoğdu bin Küşdoğan geçti. Şumla lakabıyla anılan bu bey, Büyük Selçuklu Devletinin zayıflamasından faydalanarak, Huzistanda Selçuklu hakimiyetine son
verdi ise de, 1159 da Irak Selçuklu sultanı Melikşah gelerek tekrar Huzistana hakim oldu. Bu devrede Şumla da Melikşahın hizmetine girdi. 1194 yılında Abbasi halifesi En-Nasır li-Dinillah, veziri ibn-ül-Kassab kumandasında Huzistan bölgesine bir ordu gönderdi. ibn-ül-Kassab, Huzistanın başşehri Tusteri ve birçok kaleleri zaptettikten sonra, Şumlanın ailesini ve çocuklarını toplayıp Bağdada götürdü. Böylece Huzistandaki, Avşar Şumla ve oğullarının hakimiyeti sona erip, ülke, halifenin topraklarına katıldı.
Diğer taraftan Malazgirt Savaşından sonra, Anadoluya Türkmenlerle beraber göç eden Afşarlar, Selçuklu Devletinin uç bölgelerine yerleştirilmişlerdi.
Nitekim Anadoluda yerleşim yerleri arasında Avşar adı, Kayılardan sonra ikinci sırada gelmektedir. Bu yer adları Avşarların, Türkiyenin fetih ve iskanında Kayı ve Kınıklar gibi birinci derecede rol oynadıklarını göstermektedir. Yine kaynaklara göre Karamanoğulları Beyliğini kuran ailenin Avşar boyuna mensub olduğu belirtilmektedir. Osmanlı ve iran tarihinde önemli rol oynayan Avşarlar, Anadoluya on üçüncü yüzyılda göç edenlerdir. Bu ikinci göç hareketi sırasında Anadoluya gelen
Avşarların bir bölümü, Akkoyunluların iranı ele geçirmesi üzerine, Mansur Bey önderliğinde irana giderek Huzistana yerleşti. Anadoluda kalanlar ise daha çok Malatya ve Doğu Anadoluda bulunuyorlardı. Bunlardan büyük bir bölümü on altıncı yüzyıl başlarında irana göçerek Urmiyeden Herata kadar olan geniş bir bölgede yerleştiler ve Nadir Şah, 1736 da bunlardan Afşarlar hanedanını kurdu.
iran Afşarları Mansur Beğ Avşarları, imanlu Afşarı, Alplu Avşarı, Usalu Afşarı, Eberlu Afşarı olmak üzere, başlıca beş büyük oba idi.
Safevi hükümdarı Birinci Şah ismail, Afşarları sınır koruyucusu olarak Horasana yerleştirdi. Safevilerin zayıfladığı bir dönemde, Afşarların lideri Nadir Afşar, Celayir ve diğer Türkmenleri etrafında topladı ve ikinci Tahmaspın hizmetine girdi. iran topraklarından Afganları çıkarınca, nüfuzu arttı. Sonra ikinci Tahmaspı tahttan indirerek yerine Üçüncü Abbası şah yaptı. Kendisini de saltanat vekilliğine getirdi. 1736da da kendi şahlığını ilan etti. 1737 de Hindistan seferine çıkarak Delhiye kadar ilerledi. Bir suikasdden sonra idareyi sertleştiren Nadir Şah, Afşar ve Kaçar Beyleri tarafından öldürüldü. Horasanı yöneten torunu Şahruhun ölümünden sonra iran Afşar yönetimi de sona erdi.
iran Afşarları günümüzde, Urmiye gölünün kuzey batısında Hemedan, Kirmanşah, Nişabur, Kermanın güneyinde dağınık halde yaşamaktadırlar.
Afşarlar, halis Türk olup, irandakiler hariç hepsi Ehl-i sünnet olup, Hanefi mezhebindedirler. Afşarlar, güler yüzlü, iyimser, hayat dolu, sakin ve terbiyeli insanlardır. Kadınları çok çalışkandır. Ünlü Afşar kilimleri bu çalışkan kadınların el emeğidir.
Günümüzde yerleşik olmalarına rağmen bir kısmı adetlerini devam ettirmektedirler. Bugün Kayserinin Pınarbaşı kazasının merkez nahiyesine bağlı bir kısım köyler ile aynı kazanın Pazarören nahiyesi köylerinden pek çoğu, Sarız kazası ve Tomarzanın Toklar nahiyesi köylerinin yarısından fazlası Avşarlara aittir. Ayrıca Adanaya bağlı mağara kazası köylerinden Ayvad ve Ağdaş alanı köyleri de Avşarlar tarafından iskan edildiği gibi, Çukurovada mevcut bazı Avşar köylerinden başka Kastamonu, Bolu, Muğla, Isparta ve Antalya yörelerinde pekçok Avşar köy adına rastlanır