Atasözleri Listesi
Çabuk parlayan çabuk söner.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme.
Çağrıldığın yere git, ar eyleme çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme.
Çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider.
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez.
Çalışan demir pas tutmaz çünkü ölür.
Çalışmak ibadetin yarısıdır.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.
Çamura taş atma üstüne sıçrar.
Çatal kazık yere batmaz.
Çıngıraklı deve kaybolmaz.
Çıracı olsam ay akşamdan doğar.
Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır.
Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane gelecek yıl çıkmış.
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak, cümlenin muradını verecek hak.
Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir.
Çingenenin ipini, kendisine çektirirler.
Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış.
Çirkefe taş atma, üzerine sıçrar.
Çoban ne yesinki köpeğine yedirsin.
Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider.
Çocuk oyundan, aptal düğünden usanmaz.
Çocuğu işe gönder, peşinden sen git.
Çocuk evin meyvesidir.
Çocuktan al haberi.
Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin.
Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz.
Çok yaşayan bilmez çok gezen bilir.
Çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez.
Çürük iple kuyuya inilmez.
Çürük tahtaya çivi çakılmaz.
Dağ başından duman eksik olmaz.
Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.
Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur.
Dağ dumansız insan hatasız olmaz.
Damlaya damlaya göl olur.
Danışan dağ aşmış,danışmayan yolu şaşmış.
Darı unundan baklava,incir ağacından oklava olmaz.
Darlıkta dirlik olmaz.
Davetsiz gelen döşeksiz oturur.
Davul dengi dengine çalar.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Deme dostuna, der dostuna.
Demir nemden insan gamdan çürür.
Demir tavında dövülür.
Demir tavında, dilber çağında.
Deniz sevilir de, densiz sevilmez.
Deniz yoğurt olmuş da yemeye kaşık bulunmamış.
Denize düşen yağmurdan korkmazmış.
Denize düşen yılana sarılır.
Derdini söylemeyen derman bulamaz.
Dereyi görmeden paçayı sıvama.
Dert saklayanda kalır.
Dervişin fikri ne ise zikri de odur.
Devden büyük dert var.
Deve boynuz ararken kulaktan olmuş.
Deveyi yardan atlatan, bir tutam ottur.
Dibi görünmeyen sudan geçme.
Dikensiz gül olmaz.
Dinsizin hakkından imansız gelir.
Dinsizin ipi ile Kuyuya inilmez.
Dişi kuş yapar yuvayı, içini dışını sıvayı sıvayı.
Doğru söyleyeni Dokuz köyde kovarlar.
Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek.
Domuzdan post gavurdan dost olmaz.
Dost acı söyler.
Dost başa düşman ayağa bakar.
Dost kara günde belli olur.
Dost kazandost düşman anadan da doğar.
Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur.
Döğüşerek pazarlık et, güle güle ayrıl.
Dut kurusuyla yar sevilmez.
Dünya malı dünyada kalır.
Dünya Sultan Süleyman’a bile kalmamış.
Düşenin dostu olmaz.
Düşman ayağa dost basa bakar.
Düşmanı karıncaysa, sen fil olur.
Düşmanın karıncaysa da kork.
Düt demeye dudak gerek.
Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane.
Ecele çare olmaz.
Eceli gelen keçi, çobanın ekmeğini yer.
Eceli gelen köpek cami duvarına siyer.
Eğilen baş kesilmez.
Eğreti ata binen tez iner.
Eğri oturalım doğru konusalım.
Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.
Eken biçer, konan göçer.
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur.
Ekmeğin kestiğini kılıç kesmez.
El ağzı ile çorba içilmez.
El atına binen yaya kalır.
El deliye, bende akıllıya muhtacım.
El elden üstündür.
El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
El içinde vasiyet ettik, ölmemek olmaz.
El kazanı ile aş kaynamaz.
El yarası onar, dil yarası onmaz.
El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz sanır.
Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.
Eli dar olanın, dili kısa olur.
Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur.
Eli ile köfte yuvarlıyor, gözü kırık kovalıyor.
Elin hamuru ile erkek işine karışma.
Elin ile koymadığını kaldırma.
Elmanın dibi göl, armudun dibi yol (olmalı).
Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
Emanet (Amanat) ata binen, tez iner.
Emanet eşeğin yuları gevşek olur.
Erkek arslan arslan da, dişi arslan arslan değil mi?
Erkek koyun kasap dükkanına yakışır.
Erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır.
Erken evlenen yanılmamış.
Esirgenen göze çöp batar.
Eşek hoşaftan ne anlar suyunu içer, denesi kalır.
Eşek olduktan sonra semer vuran çok olur.
Eşekler çalışır, atlar yer.
Eşekten at olmaz, ciğerinden aş olmaz.
Et tırnaktan ayrılmaz.
Ev sahibinin hatırı olmazsa köpeğini dövmek kolaydır.
Evdeki hesap çarşıya uymaz.
Evin danası evin öküzünden korkmaz.
Evlenenle ev alana (yapana) Allah yardım eder.
Evladı ben doğurdum ama gönlü benim değil ki.
Evlinin (ev sahibinin) bir evi var, evsizin (kiracının) bin evi var.
Eyyam sana uymazsa sen eyyama uy.
Fakir oynayacağı zaman davul patlar.
Fakir parasız olan değil akılsız olandır.
Fakirin ekmegi umuttur.
Fakirin tavuğu tek tek yumurtlar.
Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp.
Faydasız baş, mezara yaraşır.
Fazla naz aşık usandırır.
Fırsat eldeyken sürün devranı.
Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü.
Gafile kelam, nafile kelam.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Gavurun tembeli keşiş, Müslümanın tembeli derviş.
Geçtiğin köprüleri yakma.
Gel demek kolay, git demek güçtür.
Gelen gideni aratır.
Gelin ata binmişde, görkü kimin kapıya inmiş.
Gelin bindi deveye gör kısmeti nereye.
Gem almayan atın ölümü yakındır.
Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı.
Geniş günün de dar gezen, dar günün de geniş gezer.
Gerçek dost kötü günde belli olur.
Gergin ip, çabuk kopar.
Gezen ayağa taş değer.
Gitti ağalar paşalar, kellere kaldı köşeler.
Gittiğin yer kör ise, gözünü yum da bak.
Gizliden gebe kalan, aşikare doğurur.
Göğe direk, denize kapak olmaz.
Görünen dağın uzağı olmaz.
Görünen köy kılavuz istemez.
Göz görmeyince gönül katlanır.
Göz görür, gönül çeker.
Göz odur ki dağın arkasını göre,akıl odur ki başa geleceği bile.
Gözün ile görmediğini söyleme.
Gülme komşuna gelir başına.
Gülü seven, dikenine katlanır.
Gündüz yenilen hurmalar, gece mideni tırmalar.
Güneş balçıkla sıvanmaz.
Güneş giren eve hekim girmez.
Güneş girmeyen eve doktor girer.
Güttüğü iki keçi, ıslığı dağı taşı tuttu.
Güzel gözünden, yiğit sözünden belli olur.
Hacı Mekke’de, derviş tekkede.
Hacı olmayacak hacıyı deve üstünde yılan sokar.
Hak deyince akan sular durur.
Hak doğrunun yardımcısıdır.
Halaya giren kolunu sallar.
Hamala semeri yük olmaz.
Harman yel ile, düğün el ile olur.
Hasta sağ kalırsa hekime karşı gelir.
Hasta yatan değil, eceli gelen ölür.
Havada ahreni ile uçmayan kuşun sesi havadan değil, tavadan gelir.
Haydan gelen huya gider.
Hazıra hanak, pişmişe konak.
Helal kazanç ile pilav yenmez.
Hem kız, hem baldırı düz hem de ucuz olur mu?
Her akla geleni işleme her ağacı taslama.
Her işin başı sağlık.
Her işte bir hayır vardır.
Her koyun kendi bacağından asılır.
Her kuşun eti yenmez.
Her şakanın altında bir gerçek yatar.
Her şey incelikten insan kabalıktan kırılır.
Her şeyin yenisi, dostun eskisi.
Her taş baş yarmaz.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Her zamanı bir sayma.
Herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını beğenmiş.
Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz.
Herkesin aklı bir olsaydı, koyunlara çoban bulunmazdı.
Hırsız sekiz, köşe dokuz.
Hızlı giden atın boku seyrek düşer.
Hile ile iş gören mihnet ile can verir.
Hocanın dediğini tut, yoluna gitme.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Ihlamurdan odun olmaz, beslemeden kadın olmaz.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
Isıran it, dişini göstermez.
Isırgan ile taharet olmaz.
Islanmışın yağmurdan pervası yoktur.
Ismarlama hac, hac olmaz.
Işığını akşamdan önce yakan sabaha çırasında yağ bulamaz.
ibadet de gizli, kabahat da.
iğneyi kendine, çuvaldızı ele batır.
iki aslan bir posta sığmaz.
iki baş bir kazanda kaynamaz.
iki cambaz bir ipte oynamaz.
iki çıplak bir hamama yakışır.
iki gönül bir olunca (olursa) samanlık seyran olur.
insan kocar, gönlü kocamaz.
insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa (anlaşır).
insan sözünden, hayvan yularından tutulur.
insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.
ip inceldiği yerden kopar.
ip kırıldığı yerden arkadaşır(eklenir).
istediğini söyleyen, istemediğini işitir.
istemek bir ayıp, vermemek iki ayıp.
isteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü.
işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol.
işini kış tut, yaz tutarsa bahtına.
işleyen demir ışıldar.
it ite buyurur, it de kuyruğuna.
it iti ısırmaz.
it kağnının gölgesine yatmış, ne koyu gölgem var demiş.
it utansa don giyer.
it ürür kervan yürür.
iti an çomağı hazırla.
iti, öldürene sürütürler.
itin ısırmayanı, atın osurmayanı olmaz.
iven (acele eden) kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz.
iyi insan lafının üzerine gelirmiş.
iyiliğe karşı iyilik her kişinin işi, kötülüğe karşı iyilik er kişinin işi.
Kaçan balık büyük olur.
Kaçan kızın bohçası küçük (hafif) olur.
Kadı anlatana göre fetva verir.
Kadının biri ala, ikisi beladır.
Kafirden hacı, elden bacı olmaz.
Kakma el kapısını el ucuyla, yiterler kapını var (olanca) gücüyle.
Kalem kılıçtan üstündür.
Kanaat gibi devlet olmaz.
Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu.
Karga bülbülü taklit edeyim derken, ötmeyi unutmuş.
Karınca kanatlanınca serçe oldum sanır.
Karnının doymayacağı yere, açlığını bildirme.
Kasap et derdinde koyun can derdinde.
Kasap sevdiği postu yere vurur.
Kaşıkla verip, sapıyla gözünü çıkartma.
Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsi batasıca mutlaka cinsine çeker.
Kavakta nar olmaz, kötülerde ar olmaz.
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
Kazma kuyuyu, kazarlar kuyunu.
Keçinin canı teke isteyince, çobanın değneğine (sopasına) sürtünür.
Kedi gidince fare bey olur.
Kedinin kanatları olsaydı, serçenin soyu tükenirdi.
Kediye kanat takarsan gökte serçe bırakmaz.
Kel yanında kabak anılmaz.
Kenarına bak bezini al, anasına bak kızını al.
Kendi düşen ağlamaz.
Keskin sirke küpüne zarar verir.
Kılıç kınını kesmez.
Kırk hırsız bir çıplağı soyamaz.
Kırk yıl ecel yağsa, eceli gelen ölür.
Kız beşikte çeyiz sandıkta.
Kızım sana diyorum, gelinim sen anla.
Kızın kimi severse güveyin odur, oğlun kimi severse gelinin odur.
Kızını dövmeyen dizini döver.
Kimi bağ bozar, kimi bostan bozar.
Kimi yer, kimi bakar kıyamet ondan kopar.
Kişi refikinden azar.
Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi.
Kol kırılır, yen içinde kalır.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Komşuda pişer, bizede düşer.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Kork korkmazdan‚ utan utanmazdan.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi derler.
Köpekle dalaşmaktansa, çalıyı dolanmak hayırlıdır.
Köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağar.
Köpeksiz köy bulmuş, değneksiz dolaşıyor.
Köpeksiz köyde değnekle gezilmez.
Köprüyü gecene kadar, ayıya dayı de.
Kör alıcının kör satıcısı vardır.
Körler sağırlar birbirini ağırlar.
Kötü komşu insanı mal sahibi yapar.
Kötü tarlanın verdiğini, yiğit kardeş vermez.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.
Kurt kuzu kaptığı yeri dokuz defa yoklar.
Kuru laf karın doyurmaz.
Kurunun yanında yaş da yanar.
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
Laf ile karın doymaz.
Laf ile peynir gemisi yürümez.
Laf lafı açar.
Laf torbaya girmez.
Lafın azı uzu, çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu.
Lakırdı lakırdıyı açar, lakırdı bilmeyen meclisten kaçar.
Latife latif gerek.
Lazıma hazine yetmez, elverire para gitmez.
Leyleğin ömrü laklak ile geçer.
Lezzetsiz çorbaya tuz kar etmez.
Lisan gönlün tercümanıdır.
Lokma bile çiğnemeden yutulmaz.
Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır.
Mahkeme kadıya mülk değil.
Mal canı kazanmaz, can malı kazanır.
Mart ayı, dert ayı.
Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır.
Merhametten maraz doğar.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Minnetle gül koklama, dikeni sancar seni.
Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.
Mum dibine ışık vermez.
Müflis bezirgan, eski defterlerini karıştırır.
Mühür kimde ise Süleyman odur.
Namazda gözü olmayanın kulağı ezanda olmaz.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına.
Ne yavuz ol asıl, ne yavaş ol basıl.
Nefesine güvenen borazancı başı olur.
Nerede birlik, orada dirlik.
Nerede hareket, orada bereket.
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Oduncunun gözü omcada (bağ kütüğü) dilencinin gözü çömcede (tahta kepçe).
Oğlan dayıya, kız halaya çeker.
Oğlanınki oğul bağı, kızınki bahçe gülü.
Okumayı sevmeyene dokuz hoca az.
Olacakla öleceğe çare yoktur.
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.
Onbeşindeki kız ya erdedir, ya yerde.
Ortak atın beli kırık olur.
Osmanlı’nın ekmeği dizindedir.
Osurmadan bu memlekette sıçtı derler.
Otu çek köküne bak.
Oynayamayan gelin yerim dar dermiş.
Oğlan yer oyuna gider, çoban yer koyuna gider.
Ödünç güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider.
Öfke gelir gider, kelle gider gelmez.
Öfkeyle kalkan zararla oturur.
Öğüt, bir hazine kadar değerli olduğu halde genellikle bedava verilir.
Ölecek tavşan çomağa karşı gelir.
Ölmüş eşek kurttan korkmaz.
Ölümü gören, hastalığa razı olur.
Ölürse yer beğensin‚ kalırsa el beğensin.
Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar.
Öz ağlamayınca göz ağlamaz (yaşarmaz).
Padişah yasağı üç gün sürer.
Palamut çok biterse kış erken olur.
Papaz her gün pilav yemez.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez.
Para insana dil, elbise insana yol öğretir.
Parasız pazara, kefensiz mezara gidilmez.
Paraya nereye gidiyorsun demişler, çoğun olduğu yere demiş.
Pek yaş olma, sıkılırsın pek de kuru olma, kırılırsın.
Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir.
Pilav yiyen, kaşığı belinde gerek.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
Pire itte (köpekte), bit yiğitte bulunur.
Pisboğaz ile boş boğaz, beladan kurtulmaz.
Rağbet güzel ile zenginedir.
Rahat ararsan mezarda.
Ramazanda yalan söyleyenin yüzü, bayramda kara olur.
Rençper kırk yılda, tüccar kırk günde.
Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar.
Rüzgar eken fırtına biçer.
Rüzgar esmeyince yaprak oynamaz.
Rüzgara tüküren kendi yüzüne tükürür.
Rüzgarlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Sabreden derviş muradına ermiş.
Saç sefadan, tırnak cefadan uzar.
Sakalda keramet olsa, keçi şeyhlik ederdi.
Sakınan göze çöp batar.
Sakla samanı gelir zamanı.
Saman elinse samanlıkta mı elin?
Sanat altın bileziktir.
Sayılı koyunu kurt kapmaz.
Sen işlersen mal işler, insan böyle genişler.
Sen kendini övme el seni övsün.
Sen seversen oğlunu, o da sever oğlunu.
Sev beni, seveyim seni.
Soğuk su, sıcak aş diş düşmanı, genç avrat koca herifin baş düşmanı.
Sopayı yiyen eşek, atı geçer.
Soydur çeker, huydur geçer.
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
Söyle arkadaşını söyleyeyim sana seni.
Söyleme dostuna, o da söyler dostuna.
Söylemeyen ağız, söyleyen ağzı yorar.
Söz büyüğün sus küçüğün.
Söz gümüş sükût altın.
Söz var insanı yola getirir, söz var insanı yoldan çıkartır.
Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir.
Su akar yatağını bulur.
Su akarken küpünü doldurur.
Su akmayınca durulmaz.
Su bulanmayınca durulmaz.
Su testisi su yolunda kırılır.
Suç gelin olsa güvey bulunmaz.
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.
Şahin ile deve avlanmaz.
Şahin küçük et yer, deve büyük ot yer.
Şapkası dar gelen, başım büyük sanır.
Şaraptan bozma sirke keskin olur.
Şaşkın ördek kıçın kıçın dalarmış.
Şaşkın ördek, tersten dalar.
Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar.
Şer işi uzat hayra dönsün, hayır işi uzatma şerre dönmesin.
Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır.
Şeytanla saman eken, sapını alır.
Şimşek çakmadan gök gürlemez.
Tabancanın dolusu bir kişiyi, boşu kırk kişiyi korkutur.
Tandır başında bağ dikmek kolaydır.
Tartılırsan denginle tartıl.
Tasa doyurur, acı acıktırır.
Taş yerinde ağırdır.
Taşıma su ile değirmen dönmez.
Tatlı söz (dil) yılanı deliğinden çıkarır.
Tavşan (Fare) dağa küsmüş dağın haberi olmamış.
Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer.
Tembele iş buyur sana akıl öğretsin.
Tereciye tere satılmaz.
Tırnağın varsa başını kaşı.
Tırnağın varsa kaşın, yoksa düşün.
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır.
Tok açın halinden anlamaz.
Tok ağırlaması güçtür.
Topalla gezen aksama öğrenir.
Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.
Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al.
Ucuzdur vardır bir illeti, pahalıdır vardır bir hikmeti.
Ulu sözü dinlemeyen uluya kalır.
Ulular köprü olsa basıp geçme.
Ummadığın taş baş yarar.
Umut fakirin ekmeğidir.
Ustanın çekici bin altın.
Uşağı işe koş, sende ardına düş.
Uyku ölümün kardeşidir.
Uyuyan yılanın kuyruğuna basılmaz.
Uzaktan davulun sesi hoş gelir.
Üç elli, yaz belli.
Üç göç, bir yangının yerini tutar.
Ürkütme kurbağayı, yiğit edersin.
Ürümesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt.
Üşenenin oğlu, kızı olmamış.
Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun.
Üzerine laf düşmedikçe uyu.
Üzüm üzüme baka baka kararır.
Üzümün çöpü var, armudun sapı.
Üzümünü ye, bağını sorma.
Vakit nakittir.
Vakitsiz açılan (açan) gül çabuk solar.
Vakitsiz öten horozun başını keserler.
Var evi, kerem evi yok evi, verem evi.
Var ne bilsin yokun halinden.
Varda topu gibi yatsıda patlar.
Vardan, yoktan anlamaz.
Varsa eşin rahattır başın, yoksa eşin zordur işin.
Varsa hünerin, her yerde vardır yerin.
Varsa pulun, herkes kulun yoksa pulun dardır yolun.
Venedik’ten tiryak (panzehir) gelinceye kadar, Mısırda adamı yılan helak eder.
Veren el, alandan üstündür.
Veresiye şarap içen iki kere sarhoş olur.
Verirsen doyur‚ vurursan duyur.
Vurursan acıt, yedirirsen doyur.
Vücut kocar, gönül kocamaz.
Yabancı koyun kenarda yatar.
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur.
Yağmurlu gün tavuk su içmez.
Yalancı kim? işittiğini söyleyen.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Yalın varsa karnına, çulun varsa sırtına.
Yanık yerin otu tez biter.
Yanlış hesap Bağdat’tan döner.
Yardımcının yardımcısı olur.
Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder.
Yaş kesen baş keser.
Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.
Yazın eli yaş olanın, kışın ağzı yaş olur.
Yazın gölge hoş kışın çuval boş.
Yemeye hazır dayanmaz.
Yenice elek duvarda gerek.
Yenilen pehlivan, güreşe doymaz.
Yiğidi öldür hakkını yeme.
Yol sormakla bulunur.
Yol üstüne bostan ekme el için, kocalıkta (ihtiyarlıkta) avrat alma el için.
Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter.
Yola giden yorulmaz.
Yolu yordamıyla, ormanı baltayla (geçersin-bitirirsin).
Yolundan giden yorulmaz.
Yöğrük at yemini artırır.
Yuvarlanan taş, yosun tutmaz.
Yük altında ancak eşek (HAMAL)kalır.
Zahmetsiz rahmet olmaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy.
Zan, hatıranın yalanıdır.
Zannetmediğin yerden tilki çıkar.
Zalim kadıdan insaflı subaşı yeğdir.
Zarar faydanın kardeşidir.
Zararın neresinden dönersen (dönülürse) kardır.
Zatı memduh olanın sıfata ihtiyacı yoktur.
Zelzeleyi gören yangına razı olur.
Zemheride sür de çalı ile sür.
Zemheride yoğurt isteyen, cebinde bir inek taşır.
Zemheriden sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez.
Zengin adam, elindeki kendine yeten adamdır.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.
Zengin dağlar aşar, olmayan yolda şaşar.
Zengin kesesini, züğürt dizini döver.
Zengin helvasını baldan pişirir, züğürt derman için pekmez bulamaz.
Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yetermiş.
Zengine dokun geç, züğürtten sakın geç.
Zenginin basması ipekli görünür.