Artistlik Nedir
Artistiğin başlangıcı, ilkel insan toplumlarına kadar uzanmaktadır. ilkel insanlar, çeşitli sebeplerle, bu arada daha çok dinsel sebeplerle, çeşitli mimik hareketler ve taklitler yapmaya önem vermişler, toplu oyunlarında, bu sanatı geliştirmişlerdir. Fakat, özellikle eski Yunanistanda, artistlik asıl sanat değerini kazanmıştır. Mitoloji efsanelerini canlandırmayı esas alan bu oyunlarda, hayatın doğuşu, mevsimler, ya da başka olaylar, değişik hareketler ve canlı tablolarla gösterildi. Sonraları, gerçek Yunan tiyatrosunun kurulmağa başlaması ve kurulması ile artistlik, bir sanat kolu olarak başarılı adımlar atmıştır
Sinema, tiyatro, televizyon gibi temsil kollarında çalışanların bunlara artist denir yaptıkları işe verilen isim Ortaçağ boyunca ise, artisliğin, tiyatro sanatı gibi gerilediğini görürüz. Koyu din baskısı altında geçen Orta Çağ, artistlik sanatını bir toplum sanatı olarak kabul etmemiştir. Ancak, zamanla, Isa ile ilgili ve dinsel konularla ilgili çeşitli olaylar kiliselerde halka canlı olarak gösterilmeğe başlandı. Çeşitli panayır yerlerinde kurulan tuluat tiyatroları da, artistliğin gelişmesi için, önemli bir hizmet gördü.
Fakat, Yeni Çağın başlarında, Rönesans hareketinin başlaması ile, bütün güzel sanatlarda olduğu gibi, tiyatro sanatında da gelişmeler görüldü. Eski Yunan tiyatrosu gelenekleri, yeniden ortaya çıktı. Böylece klasik tiyatronun temelleri kurularak, artistlik bir sanat kolu olarak değerini bulmuş oldu.
Çeşitli tiyatro yazarlarının meydana getirdikleri sahne eserleri, tiyatro tarihinde yer edecek büyüklükte artistlerin yetişmesine, artistliğin büyük ve önemli bir sanat kolu olarak belirmesine hizmet etti.
Fakat artistlik, asıl, sinemanın icat edilmesi ile büyük bir önem kazanmış oldu. XX. yüzyılın başlarında gelişmeğe başlayan sinema, büyük de olsa, çeşitli tiyatro topluluklarından daha geniş çapta işler gördü, büyük beyaz perde sanatkarlarının yetişmesi böylece mümkün olabildi.
Gerek tiyatro alanında olsun, gerekse sinema ve televizyon alanlarında olsun, yetişmiş büyük sanatkarlar arasında şunları sayabiliriz Sarah Bernhard, Charlie Chaplin, Greta Garbo, Clark Gable, Emil Jaminigs, Charles Laungh-ton, Marlon Brando, Katherine Hepbrun v.s. Türkiyede artistlik, özellikle yirminci yüzyılın başlarında önem kazanmış. istanbulda kurulmuş olan çeşitli tiyatro toplulukları, Türkiyede artistliğin yerleşmesi ve iyi artistlerin yetişmesi için büyük hizmetler görmüştür. Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra ise, kurulmuş olan Devlet Konservatuarı ve Devlet tiyatroları ile, büyük bir gelişme kazanılmıştır