Anı Nedir? Anı insanın kişisel yaşantının bütünü ya da belli bölümlerini ya da gözlemleri dile getirmek amacıyla yazılmış edebi metinler ya da kayıtlardır. Otobiyografi ile karıştırılabilen anı, ondan dışsal olaylara verdiği önem ile ayrılır Anıda kişisel yaşam izlenimlerinin yanı sıra bu izlenimlerin dış boyutları da geniş olarak yer alır. Otobiyografide yazar öncelikle kendilerini konu edinirken anı yazarları çoğunlukla çeşitli tarihsel olaylarda rol oynamış ya da bu olayların yakın gözlemcisi olmuş kişilerdir. Bu kişilerin yaşadığı şeyleri bir defter ya da bir kağıda aktarmasıdır
Anıların konusu Anılar konuları itibariyle genellikle siyasi ve edebi olmak üzere iki kategoride değerlendirilmektedir. Bunlar kesin sınırlandırmalar değildir. Bir siyasi anı kitabında edebi anılar, da olabilmektedir. Kimi anı kitapları da toplum içinde belli özellikleriyle seçilmiş kişilerin portrelerinden oluşmaktadır.
Anı Nedir? Anı Özellikleri Nelerdir?
Toplum tarafından tanınan bir kişinin tanık oldukları bazı olayları ve durumları daha sonra izlenimlere dayanarak anlattıkları yazı türüne anı veya hatıra denir. Bu tür yazılar genellikle otobiyografinin özelliği taşımaktadır. Anılarda anlatılan olaylar yaşanmakta olan konulardan ziyade yaşanmış olaylardan oluşur. Çünkü anı, olaylardan hemen sonra yazıya aktarılmaz, olay üzerinden bir süre sonra yazıya aktarılır. Toplum hayatında anının özel bir yeri olduğunu görebiliriz. İnsanlar daha önce yaşadıklarını çevrelerine aktarmaktan hoşlanırlar. Bazı insanlar yaşadıklarını anlatırken bazıları da anılarını yazıya döküp aktarmaya çalışır ve hatıra defterleri tutar. Anı türü, insanların yaşadıklarını anlatma isteğinden doğmuştur.
- Anı Özellikleri (Hatıra Özellikleri)
- 1) Bu türdeki yazılar öğretici nitelikler taşımaktadır.
- 2) Bu türde anlatılanların yaşanmış olaylara değinmesi gerekmektedir.
- 3) Anlatılan zamanın zihniyetini yansıtması açısından birer belge niteliği taşır.
- 4) Yazılış amaçları içinde; hayat tecrübelerini paylaşmak, döneme ışık tutmak, yaşanan olayları açıklığa kavuşturmak, toplum değerlerini hatırlatmak yer almaktadır.
- 5) Bu türdeki yazılarda yazar objektif bir bakışla olayları anlatır, gerçekliğe bağlı kalır ve içten bir anlatımla olayları anlatır.
- 6) Anılarda dil, heyecana bağlı ve göndergesel işlevlerde kullanılır.
- 7) Anı türü yazarının hayatına göre çeşitli sınıflandırmalara tabii tutulur. Konularına göre anılar: Siyasi, askeri, cezaevi, elçilik, edebiyat, sanat, tiyatro, basın, öğretmenlik gibi başlıklara ayrılabilir.
- 8) Anıların sürükleyici bir dille anlatılması ve ilgi çekmeyi amaçlaması esastır.
- 9) Bu yazılarda anlatıcı elindeki fotoğrafları, mektupları ve belgeleri kitabına ekleyebilir.
Dünya Edebiyatında Anı Türünün Gelişimi
Bu yazı türü, Türk edebiyatında olduğu gibi dünya edebiyatında da oldukça yaygındır. M.Ö yaşayan Yunan sanatçı Ksenophon’un “Anabasis” adlı eserini dünyadaki ilk anı örneği olarak sayabiliriz. Batı’da birçok bilim adamı, siyasetçi ve sanatçı bu anlatı türünden yararlanmıştır. Eflatun’un J.J. Rousseau, Andre Gide, Goethe bu alanda eser veren sanatçıların başında gelmektedir.
Türk Edebiyatı’nda Anı Türünün Gelişimi
Göktürk Yazıtları, bu yazı türünde yazılmış en eski metinlerimiz olarak kabul edilebilir. 8.yüzyılda yazılmış olan Göktürk Yazıtları’nda Bilge Kağan, kardeşi Kül Tigin ile devlet yönetiminde yaptıkları işleri, savaşlardaki kahramanlıklarını anlatır. Bunların paralelinde Türk milletine seslenir.
Yine çeşitli kaynaklarda 16.yüzyılda Babür Şah’ın yazdığı Babürname adlı metin Türk Edebiyatı’nda ilk anı örneği olarak kabul görmektedir. Osmanlı Devleti döneminde yazılmış tezkire, menkıbe, vakanüvis, sefaretname gibi bazı eserlerin bu türün örnekleri olarak kabul edilebilir.
Tanzimat Dönemi’nde bu türdeki eserler edebi özellikler kazanmaya başlamıştır. Tanzimat Dönemi’nde Ziya Paşa’nın “Defter-i Amal” Muallim Naci’nin “Ömer’in Çocukluğu” ve “Medrese Hatıraları”, Namık Kemal’in “Magosa Hatıraları” gibi eserler bu türde yazılmış önemli eserlerin başında gelmektedir.
Servet-i Fünun Dönemi‘nde bu türde önemli gelişmeler görülmektedir. Batılı anlamda ilk anı örnekleri de bu dönemde verilmiştir. Batı edebiyatlarından alınan türlerde önemli değişimlerin görüldüğü bu dönemde “Batılı anlamda ilk anı örneği” olarak Halit Ziya Uşaklıgil’in “Kırk Yıl” adlı eseri gösterilebilir.