Abdülhak Hamit Tarhan Hayatı
Tanzimat sonrası Türk Edebiyatının en önemli isimlerinden olan Abdülhak Hamit Tarhan Recaizade Mahmut Ekrem, Namık Kemal ve Ebüziyya Tevfik gibi isimler ile birlikte yeni, batıya yönelik Türk Edebiyatının kurucularından oldu Abdülhak Hamit Tarhan, 2 Ocak 1852 de istanbulda doğdu. Dededen gelen soylu bir ailenin çocuğu olan Abdülhak Hamit Tarhanın dedesi Abdülhak Molla, II. Mahmut ve Abdülmecitin hekimiydi. Babası Hayrullah Efendi ise tarihçi ve diplomattı
Abdülhak Hamit Tarhan ilk eğitimine, Evliya Hoca, Behaeddin Hoca ve Tahsin Efendi gibi özel hocalardan aldığı derslerle başladı. Ardından Bebek Köşk Kapısındaki Mahalle Mektebine ve daha sonra Rumelihisar Rüştisine gitti. 1863 yılında henüz 11 yaşındayken ağabeyi Nasuhi Bey ile Parise giderek eğitimine burada devam etti. Özel bir okulda okuyan Abdülhak Hamit, bu sayede Fransızcasını geliştirdi. Babasının da Parise gelmesinden kısa bir süre sonra 1865 yılında istanbula döndü. istanbulda Fransız Okuluna devam ederken bir yandan da Babıalide tercüme odasında çalışıyordu.
1866 yılında babasının irana Tahran Büyükelçiliğine tayin edilmesi yüzünden babasıyla irana gitti. Babası 1867 yılında vefat edene kadar burada kaldı. istanbula döndükten sonra Maliye Mühimme Kalemine girdi. Maliye Kaleminde döneme edebiyat alanında damgasını vurmuş olan Recaizade Mahmut Ekrem ile tanışma fırsatı buldu
Bu dönem Sami Paşanın Hafız Divanının okudu ve Tahrandaki hayatını anlatan Macera-yı Aşk adlı ilk eserini yazdı. Kısa sürede Şura-yı Devlet ve Sadaret Kalemine yükselen Abdülhak Hamit, 1871 yılında Fatma Hanımla evlendi. Bu dönem ilk şiirlerini yazmaya başladı.
1876 yılında Paris Büyükelçiliğinde ikinci Katipliğe atandı ancak iki yıl sonra, zalim bir hükümdara başkaldırıyı anlatan Nesteren adlı oyunu yüzünden görevden alındı. Ardından 1881 de Gürcistandaki Poti, 1882 de Yunanistandaki Golos ve 1883 de Bombay Başkonsolosluklarına atandı. Hayatındaki en önemli olaylardan biri Bombaydan dönerken uğradıkları Beyrutta eşi Fatma Hanımı kaybetmesi oldu. Bu ölümün etkisiyle ünlü şiiri Makberi yazdı.
1886 yılında Londra Büyükelçiliğine Başkatip olarak atandı. Burada kaldığı süre içinde ikinci eşi Nelly ile tanıştı ve evlendi. 1895 yılında Lahey elçiliğine getirildi. Ardından kısa bir süre sonra Brüksele tayini çıktı. Eşinin rahatsızlanması üzerine 1900 da istanbula döndü.
1911 yılında ikinci eşi Nellynin ölümünden sonra, burada Cemile Hanım ile evlendi. Ancak bu evlilik 20 gün kadar sürebildi. 1912 de Belçika asıllı Lüsyen Hanımla evlendi. istanbulda iken Meclis-i Ayan üyesi olan Abdülhak Hamit Tarhan, 1920de istanbulun işgal edilmesi ile birlikte Viyanaya kaçtı.
Viyanada sıkıntılı günler geçiren yazarı, Ankara Hükümeti geri getirmek için çabalara başladı. istanbula Hükümet sayesinde döndükten sonra Maçkada bir eve gerleştirildi ve kendisine maaş bağlandı. 1928de istanbul Milletvekili seçildi ve 12 Nisan 1937de istanbulda vefat edenek den bu görevi sürdürdü. Naaşı Zincirlikuyuya defnedildi.
Batılılaşmanın en büyük isimlerinden olan Abdülhak Hamit Tarhan, Şair-i Azam olarak bilinirdi. Hayatının büyük bir bölümünü yurtdışında geçirmiş ve Avrupa Edebiyatından oldukça etkilenmiştir. Kurallara uymayan, Batı edebiyatında gördüğü her yeniliği, Türk Edebiyatına da getirmiş ve Divan Şiirinin bitiricilerinden olmuştur. Sanatından romantik öğelere ağırlık vermiştir. Vezin, kafiye ve dile pek önem vermemiş, lirizmi ön plana çıkarmıştır.
Tanzimat sonrası bütün edebi ve siyasi devrimleri edebiyatına katmıştır. ilk eserlerinde Tanzimat ekolünün etkisinde kalmış, daha sonra Batı edebiyatını daha yakından tanıyınca klasik edebiyattan tamamen ayrılmıştır