Mithat Paşa Hayatı? Mithat Paşa, Osmanlı Devletinde maliye, idare ve eğitim alanlarında birçok reformlar yapmış, 1876 Kanun-ı Esasinin hazırlanmasında ve 1.Meşrutiyetin ilan edilmesinde öncülük yapmıştır. Daha sonraki devirlerde izlenen bir devlet adamı olmuştur.
Mithat Paşa Hayatı
18 Ekim 1822 de istanbul Kanatlarımın Altındada doğdu. Babası Rumeli Ulema sınıfından Rusçuklu Mehmed Eşref Efendi kadılık yapmaktaydı. Esas adı Ahmet Şefik olmasına karşın Mithat ismiyle tanındı. Küçük yaşta Kuran dersleri almaya başlamıştı. 1833 yılında babasının naib tayin edilmesi dolayısıyla bir sene Vidinde kaldılar.
13 yaşındayken Divan-ı Humayün Kaleminde çalışmaya başladı. Başarısı dolayısıyla Mithat mahlasını buradaki görevi sırasında aldı. 1835-1836 yıllarında ailesiyle Lofçaya gitti. Sonraki yıllarda rakibi olacak Ahmet Cevat Paşa ile buradayken tanıştı. 1837 de istanbula döndüğünde Fatih Caminde geleneksel medrese dersleri alarak Arapça ve Farsça öğrendi. Eğitimine devam ederken Divan-ı Humayünun görevlerini üstlenen Meclis-i Vükelanın katipleri arasında çalıştı. 1840 yılına gelindiğinde Sadaret Mektubi Kaleminde çalışmaya başladı.
Mali işlerde hazineye para kazandırmak için ileri sürdüğü çözümlerin başarılı olmasıyla tanındı ve yükseldi. 1844 de Tahrirat Katibi yardımcısı olarak Şam ve Saydada, 1846 dan sonra Divan Katibi olarak Konya ve Kastamonuda görev yaptı. 22 yaşındayken Naibe Hanımla evlendi ve bir çocukları oldu. 1849 da istanbula dönerek Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliyede Mazbata Kalemi katibi oldu. Bu atamalar yüzünden istanbuldan uzak kalması nedeniyle istanbulda Babıali çevresine alışması ve yüksek mevkidekilerle zayıf ilişkileri onun siyasi gücünü azalttı.
istanbuldayken Mazbata Odası Başhalifesi olarak görevi sırasında ters düştüğü Arabistan Ordusu Müşiri olan Kıbrıslı Mehmet Emin Paşanın 1853 de sadrazam olmasıyla, ayaklanmaların olduğu Rumeliye sürüldü. Ancak Mithat Paşanın bölgede huzuru sağlamayı başardı.
1856’da Kırım Savaşının ardından yolsuzluk suçlamalarının bulunduğu Silistre ve Vidin valilerinin teftişleri için gönderildi. Mithat Paşa teftişleri sırasında bölgedeki Bulgarların yabancı etkisinde kalarak Osmanlı Devletine başkaldırdıklarını gördü. Bu isyanları bastırmaya çalışsa da başarılı olamadı. Bunu üzerine yabancı dil eğitimi almak için Fransaya gitti
Paris, Londra, Belçika ve Viyanayı ziyaret etti. 1859 yılında istanbula dönerek Meclis-i Valadaki görevine devam etti. Abdülmecidi devirmeyi amaçlayan bir suikast girişimi olan Kuleli Olayını, Serasker Rıza Paşa ile birlikte araştırması için görevlendirildi.
Ardından 1859 Ekiminde Fransa, ingiltere, Avusturya ve Rus elçilerinin 1856 Islahat Fermanının Balkanlarda uygulanmadığına dair verdikleri bir nota gereğince, bölgeyi tanıdığı için Nişe vali tayin edildi. Bölgede halkın da yardımıyla huzur sağlandı. Bölgedeki başarılı reformları sayesinde tanındı ve Sultan Abdülaziz tarafından yeni bir genel reform hazırlaması için görevlendirildi. Mithat Paşanın, Babıaliye tutumunda değişiklikler bu dönem başladı. Islahat projelerinin gerçekleşmesi için Babıalinin onayı gerekiyordu ve bu onayı alabilmek için Mithat Paşa, kendine güvenen bir tutumla yaklaşıyordu.
1864 te Silistre, Vidin ve Nişin birleştirilmesiyle oluşturulan Tuna Vilayetinin başına getirildi. Tuna Valiliğine getirildiğinde kendi kadrosunu hazırladı. Önce bölgenin sorunlarını gözden geçirdi ardından yapılacakları belirledi. O dönem Slavları etkisi altına alan Panslavizm hareketine karşı önlemler aldı. Bulgar gençlerini eğitmek amacıyla eğitime önem verdi.
Vilayette devlete ait bir okul bulunmuyordu. Rusçukda Türk ve Bulgar gençlerinin eğitim göreceği okullar açtırdı. Vilayet matbaasının açılmasını sağlayarak eğitim görenlere Bulgarca ve Türkçe harflerden bastırıp dağıttı. Her kaza ve köyde okul açılması düşüncesindeydi. Islathane adı altında sivil teknik okullar açılmasını sağladı. Asayişi sağlamak amacıyla karakollar kurdu. Amacı köylerde Nizamiye ordusuna gerek kalmamasıydı. Halkın isyan etmesinde birinci sebep olan vergi konusuna eğildi. Vergi türlerini hafifleten ve toplanmasını kolaylaştıran düzenlemeler getirdi.
Yol ve köprü yapımını teşvik etti. Bir ingiliz şirketine Ruscuk-Varna Demiryolunu döşetti. Tarımın gelişmesi ve daha çok ürün sağlanabilmesi için boş arazileri tarıma açtı ve Avrupadan tarım makineleri getirdi.Ziraat Bankasının çekirdeğini oluşturan Memleket Sandığını kurdu. Islahatları yaparken yerel kaynaklardan yararlanmayı tercih ediyordu. 1864 yılında yapılan Vilayetler Nizamnamesinin hazırlanmasında görev aldı. Devlet adamlarının etkin bir nizamname hazırlamalarının önemini ve ıslahatların halka inmesi gerekliliğini savunuyordu.
1868 Yılında
Meclis-i Valanın Şura-yı Devlet ve Ahkam-ı Adliye olarak ikiye bölünmesinden sonra Mithat Paşa, Şura-yı Devlet başkanlığına getirildi. Buradaki görevleri sırasında madenlerin işletilmesi, istanbulda Sanayi Mektebinin açılması, Emniyet Sandığının açılması, ölçü ve tartının standartlara bağlanması gibi konularda reformlar yaptı.
Slav çetelerini bastırmak için gönderildiği Filibede asayişi kolayca sağlaması üzerine Bağdat Valiliğine atandı. Bağdat Valiliği süresince de ıslahatlarına devam ettti. Civardaki kabileler arasında süren kan davalarıyla ilgilendi. ihtisab ve bac vergilerini kaldırdı. Basrada bulunan tersanenin yenilenmesini sağladı. istanbulda Babıali ile çıkan anlaşmazlıklar yüzünden istifa ederek istanbulda döndü ama kısa bir süre sonra Edirne Valiliğine tayin edildi.
Sultan Abdülazizi tahttan indirme planları kurulurken Mithat Bey kendini bu planların ortasında buldu. Hüseyin Avni Paşanın Seraskerliğe yükselmesi ümitlerin artmasına sebep oldu. Devletin geleceğinin Meşrutiyet ile daha parlak olduğunu düşünen Mithat Paşa, fikirlerini öngören bir Kanun-i Esasi taslağı bile hazırlamıştı.
Karışıklıkların ortasında bir de Mithat Paşanın konağında yapılan meclis-i Vukela toplantısında Çerkes Hasannın basıp Hüseyin Avni Paşa ve Reşit Paşanın öldürülmesi en son noktayı getirdi. Sultan Abdülazizin yerine getirilen V.Muratın akli dengesinin yerinde olmadığının farkedilmesi üzerine yerine II.Abdülhamit geçirildi. Abdülhamit Meşrutiyetin ilanını kabul etmiş ancak kendi haklarını korumak için 113. maddenin konulmasında diretmişti.
Mithat Paşanın başta hazırladığı 57 madde ve 9 bölümden oluşan projesinin kabul edilmemesi üzerine Mithat paşa ile 28 kişilik bir komite oluşturuldu ve Ziya Paşa ve Namık Kemalin de yer aldığı heyet Kanun-i Esasiyi oluşturdu. 23 Aralık 1876 tarihinde Kanun-i Esasinin kabulüyle Meşrutiyet ilan edildi. Mithat Paşa sadrazamlığa getirildi.
Ancak daha sonra Osmanlı-Rus Savaşının başlaması üzerine II. Abdülhamit 113. maddeyi kullanarak meclisleri kapattı. Bunun üzerine 5 Şubat 1877 de sadaretten uzaklaştırılan Mithat Paşa, Brindiziye kaçtı. ispanya, Paris ve Londrada bir süre kaldıktan sonra 1878 de Suriye Valiliğine, ardından 1880 de Aydın Valiliğine tayin edildi. Abdülazizin intiharıyla ilgili soruşturma için çağırılınca izmirdeki Fransız Konsolosluğuna sığındı. Valilikten alındı. Abdülhamitin tehditleri sonucu korunmasız kalınca Yıldız Sarayına getirilip sorgusu alındı. 1881 de mahkemesi sonucu Taife sürgüne gönderldi. 1884 yılında zindanda boğdurularak öldürüldü. Kaynak: Mithat Paşa Hayatı