Hülya Koçyiğit Hayatı? Oyuncu. Sinemamızın en önemli oyuncularından biridir. Berlin Altın Ayı ödüllü Susuz Yaz filmiyle oyunculuk kariyeri başlayan Koçyiğit, 180 kadar filmde ve 4 TV dizinde rol almıştır. Konservatuar kökenli oyuncu, farklı rollerin altından başarıyla kalkmış, zarifliği ve hanımefendiliğiyle Türk halkının sevgilisi olmuştur. Kültür Bakanlığınca yurt dışında düzenlenen Türk Film Haftalarında ülkemizi en çok temsil etmiş sinema sanatçısı olan Koçyiğit, birçok ödülün de sahibi olmuştur. Kurbağalar, Gelin, Düğün, Diyet üçlemesi ve Derman, Koçyiğitin önemli filmlerinden birkaçıdır.
Hülya Koçyiğit Hayatı
12 Aralık 1947 yılında istanbul Kanatlarımın Altındada dünyaya geldi. ilkokul eğitimini istanbul ve daha sonra taşındıkları Ankarada tamamlayan Koçyiğit, Atatürk Kız Lisesine devam etti. Ayrıca Ankara Devlet Konservatuarı Bale Bölümünde de eğitim gören Koçyiğit, Bulgaristan göçmeni Sedat Koçyiğit ile Melek Koçyiğitin üç kızının en büyüğüydü. Mutlu bir çocukluk geçiren Koçyiğitin annesi oldukça dominanttı.
Kızının bale ve piyano dersleri almasında büyük etkisi olan Melek Koçyiğit, evde büyük bir disiplin kurmuştu. Birbirlerine aşık bir anne babanın kızı olan Koçyiğit, babasına da oldukça düşkündü. Hepimizin öğretmeni dediği, Muhsin Ertuğrulun tavsiyesi üzerine Ankara Devlet Konservatuarında tiyatro eğitimi almaya başladı. iki kızkardeşi de istanbul Şehir Tiyatrolarında oyuncu olan Koçyiğit, ablası Nilüferin rol aldığı Bir Yetimin Hasreti filminin setinde Muhterem Nurun da aralarında olduğu dönemin ünlü oyuncularıyla tanışma fırsatı buldu.
Daha sonra Metin Erksanın Çocuk Hırsızları filminde oynaması için ablasını seçmesi sayesinde ünlü yönetmenle tanışma fırsatı bulan Koçyiğit için bu tanışıklık hayatının dönüm noktası olacaktı. Koçyiğit, Metin Erksan ve David E. Durstonın yönetmenliğini yaptığı 1963 tarihli Susuz Yaz filmiyle ilk kez izleyici karşısına çıkmasına rağmen başarılı olmuştu. Erksana Berlin Altın Ayı ödülünü kazandıran film, başarısıyla uzun süre konuşuldu. Çünkü bu ödül Türk sinemasına o güne kadar verilen ilk büyük ödüldü.
Henüz öğrenciyken bu denli başarılı bir filmde oynama fırsatı bulan Koçyiğit, eğitim hayatı ve oyunculuk arasında kalmıştı. Sınıf arkadaşlarından Salih Güneyin de onun okula geri dönmesi konusundaki ikna çabaları başarılı olmadı ve bir setten diğerine koşturan Koçyiğit, Yeşilçamı seçmeye karar verdi. Çünkü okulla yoğun set trafiğini bir arada yürütememişti.
Susuz Yazın ardından basının yoğun ilgisiyle karşılaşan Koçyiğit için Yeni bir yıldız doğuyor ifadesi kullanılıyordu. Prensiplerine sadık olması ve saygın kişiliği nedeniyle Ayhan ışıkı örnek alan Koçyiğit, daha önce hayranlıkla izlediği oyuncularla aynı sette olduğu için kendisini şanslı hissediyordu. Ayhan ışık, o dönemin Yeşilçamında çalışma standartlarının oluşmasını sağlamak için Ayhan ışık, Kuralları olarak anılan bir takım kurallar koymuştu. Koçyiğit de Işıkın ardından gidiyor ve işini saygın biçimde yapmak için bu kurallar doğrultusunda hareket ediyordu.
Fikret Hakanın ve Sadri Alışıkın oyuncu olarak gelişmesinde büyük etkisi olan Koçyiğit, Vurun Kahpeye, Yıldızların Altında, Yalancı, Hıçkırık ve Dudaktan Kalbe gibi filmlerle sinema izleyicisinin gönlüne taht kurdu. Filmlerinde kendi sesinin kullanılmasını isteyen Koçyiğit, o dönemde bunu uygulayan Sadri Alışık ve Çolpan ilhandan etkileniyordu.
1968 Yılında
Selim Soydanla dünya evine giren Koçyiğitin Gülşah Koçyiğit adında bir kız çocuğu dünyaya geldi Yerli romanların sinemaya uyarlanması için büyük çaba sarfeden Koçyiğite konular daha gerçekçi, karakterler daha sağlam geliyordu. Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkant, Esat Mahmut Karakurt, Halide Edip Adıvar, Peride Celalin eserlerinin sinemaya aktarılmasında büyük katkısı olan oyuncu, uzun süre roman kahramanlarını canlandırdı. Bunlardan Orhan Aksoyun romanından beyaz perdeye aktarılan Kezban karakteri, Koçyiğite çok yakıştırılmıştı.
Zira, Anadoludan gelen, taşralı olduğu için horlanan, ancak kendi kendini eğitip zengin olan, o gücü elde ettikten sonra da değişmeyen ve insani değerlerini koruyan bir karakter olan Kezban rolünün kendisine yapıştırıldığını düşünen oyuncu, bundan sıyrılmak için farklı karakterler canlandırmak istiyordu.
Kırmızı Fener Sokağı isimli filmde sokak kızı irmayı canlandıran Koçyiğit, seyirciden büyük tepki almıştı. Ediz Hunun annesi ve Cüneyt Arkının metresi rollerinde izleyici karşısına çıkan Koçyiğit, farklı türdeki filmlerde, farklı rollerle oyunculuğunu geliştirme fırsatı bulmuştu. Hep iyi rollere yakıştırılan ve izleyiciyle kurduğu samimi ilişkiyle adından bahsettiren oyuncu, sinema kariyerinde daha üstün, daha sofistike ve zorlu bir noktada olmak istiyordu.
Genellikle Orhan Aksoyla çalışan oyuncu, Ömer Lütfü Akadı da yönetmen olarak çok beğeniyordu.Ünlü rejisörün Gelin, Düğün, Diyet üçlemesinde ve Gökçe Çiçek filmlerinde oynayan Koçyiğit, Akaddan sinema arayışları konusunda büyük destek aldı. Daha sonra ağırlıklı olarak Şerif Görenin yönetimindeki filmlerde oynayan Koçyiğit, Almanya Acı Vatan, Firar, Derman, Kurbağalar, Evlidir Ne Yapsa Yeridir gibi önemli filmlerde başrolü üstlendi.
1991 de devlet sanatçısı seçilen Koçyiğit, 1991-1992 de kurucusu olduğu SO-derin başkanı oldu. Dört yıl boyunca sürdürdüğü başkanlık görevinden sonra yönetim kurulunda çalışmaya başlayan Koçyiğit, bir dönem siyasi çalışmalar içinde de bulundu. Hülya Koçyiğit Hayatı