Malatya Tarihi Malatya, kuruluş ve isim itibariyle başlangıçtan zamanımıza kadar büyük bir değişikliğe uğramadan gelen Anadolu şehirlerinden birisidir. Kül tepe vesikalarında Melita şeklinde görülen malatyadan hitit vesikalarında Maldia olarak bahsedilmektedir. Asur imparatorluk devri vesikalarında ise Meliddu, Melide, Melid, Milid, Milidia olarak geçmektedir. Urartu kaynaklarında ise Melitea denilmektedir. Malatya kelimesinin Hititçe Bal anlamına gelen Melidden türediği anlaşılmaktadır. Hitit hiyeroglif kitabelerinde Malatya şehri, bir öküz başı ve ayağı ile ifade edilmektedir.
Malatya Tarihi
Eski çağ coğrafyacılarından Strabon M.Ö. 58- M.S. 21 malatyayı sürekli Melitene adı ile zikretmiştir. Kesin olarak yerini vermediği geniş bir alan içerisinde Kataonia ile Fırat Nehri arasında Kommagene sınırında Kapadokya Krallığının M.Ö. 280-212 on Valiliğinden birisi olarak gösterir. Ona göre Melitene, Sophane takriben bugünkü elazığ ile Fırat Nehri arasındaki bölgeyi ifade eder nin karşısında kurulmuş bir eyalet olduğu kadar kentleri bulunmayan bir bölgenin adıdır. Strabona göre bu yöre zeytin- üzüm ve meyva ağaçlarıyla bezenmiş, Kapadokyada bir benzeri bulunmayan tek yerdir.
Plineye dayanarak Malatyanın Asur kraliçesi Semiramis tarafından Meliten adıyla kurulduğunu kayıt eder. Bu bilgi, daha sonraki çalışmalarda aynen doğrulanmıştır.
Gelişen Maldia-Melitene Malatya, Kalkolitik çağdan beri iskan görmüş ve bugünkü Aslantepede 27 kültür katı bırakmıştır. Buradan 4 km. kuzeyde yer alan Battalgaziye M.S. 79-81 yıllarında Roma kralı Titus zamanında lejyon karargah olarak taşınmıştır. Yine şehre bu dönemde de Melitene adı verilmiştir. Artık bundan böyle bir şehir adı olarak bu isim kullanılmaya başlanacaktır. Roma şehir surları bu dönemde yapılmaya başlamıştır. Burası Roma devrinde, Hudutlarının korunması, coğrafi konumu ve jeopolitik önemi dikkate alınarak mühim bir merkez olarak muhafaza edilmekteydi. Bizans döneminde de bu değerini siyasi iktisadi bakımdan da korumuştur.
Bizans- arap mücadelesi sonucunda şehir, islam hakimiyetine geçmiştir. M.S. 659 Bizans kaynaklarında da Melitene şeklinde kullanılan Malatya şehir adı, Araplar tarafından, kadim şekline yakın bir imla ile Malatiyye adıyla anılmaya başlanacaktır. Araplar, Sugur El-Cezeriyenin merkezi haline getirdikleri bu şehri aynı zamanda bölgenin en büyük ve mamur bir beldesi yapmışlardır. Abbasilerden Harun Reşit döneminde M.S. 786-809 El-Avasım adıyla oluşturulan müstakil bir idari bölgenin merkezi olma hüviyetini kazanır.
Böylece Malatya, istanbula kadar uzanan Rum kazalarının hareket üssü olma özelliğini de taşır. Bu merkezin bir diğer özelliği ise Tarsus, adana, Maraş şehirleri gibi Horasandan nakledilen Türklerin önemli bir yerleşim yeri durumuna gelmiş olmasıdır. Malatyaya çok eski zamanlardan beri çeşitli sebeplere bağlı olarak Türk yerleşiminin olduğunu bilmekteyiz. Bu bölgede Türk varlığı, Arap-Bizans mücadeleleri sırasında ortaya çıkmıştır.
Türkler, bu güzel ve önemli beldenin adını değiştirmeyerek Araplardan aldıkları Malatya şekliyle günümüze taşımışlardır. 11. Yüzyıl başlarndan itibaren Anadolu bir Türk yurdu haline gelmeye başlamıştır. Bu bölgede Türk-Bizans mücadelelerinin odaklaştığı şehirlerden biri olmuştur. 1056-1101 yılları arasında birkaç defa el değiştirmiştir. 1101 yılında Danişmentli Melik Muhammed Gazinin hakimiyetine geçen Malatya, bir daha kayıp edilmemek üzere Türk Beldesi haline getirilmiştir. Selçuklular döneminde Vilayet-i Malatya olarak anılan şehir, bir üstünlük ve asalet ifadesi olarak Darur-Rifa Saadet, mutluluk yeri olarak anılmıştır.
Memlüklü devleti kaynaklarında, Dulkadirliler ve diğer Türkmenlerle meskun olan Malatya ve havalisi için iklim Al-Ozaria Üzeyir Ülkesi lakabı kullanılmıştır.
Osmanlılar Döneminde Malatya
Osmanlılar döneminde aynı adla anılan şehirde 1838 yılında Osmanlı ordu su ikamet ederek kışlamıştır. Yöre insanı Aspuzu bağları olarak bilinen yazlığa göç etmiş, orada yerleşerek bugünkü şehir oluşmuştur. Malatya, günümüze modern bir yapılanma ile gelirken asıl tarih çekirdeğini oluşturan battalgazi Eski Malatya, bugün turistik bir ilçe olarak varlığını sürdürmektedir. Bu bilgiler ışığında Malatya, isim olarak fazla bir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiştir.
Kısaca Malatya Tarihi
Malatya şehrimizin temelleri, hititler zamanında atılmış ve Hitit devrindeki Melidu kasabası bu gün değişik isimler alaraktan Malatya olmuştur. 1075 te Türkler tarafından fethedilen Malatya, bir süre Memlukların eline geçmiş, 1392 de Yıldırım Beyazıt tarafından tekrar fethedilmiştir. Daha sonra Osmanlı egemenliğini tanıyan Dulkadıroğulları tarafından idare edilen Malatya, 1516 da doğrudan doğruya Osmanlı imparatorluğuna katılmıştır. Bugünkü Malatya, eski Malatyanın, bulunduğu yerden 9 km. uzaktadır. Şehir, 19. yüz yılın ilk yarısında Aspuzu denilen sayfiye bölgesine taşınmıştır. Şimdi kısaca Malatyanın tarihi bilgilerine değinelim.