Atletizmin Tarihçesi
yunanca’da kavga, mücadele ve savaş anlamına gelen athlos kelimesinden gelen 5000 yıllık tarihe sahip atletizm; koşu, atma ve atlama dallarını kapsayan çok yönlü gelişim gerektiren kurallı bir spor dalıdır.
atletizm sporu yarışma haline dönüşmeden önce yaşamlarını avcılıkla sağlayan insanlar koşma, atma ve atlamayı temel gereksinim olarak kullanmaktaydı. irlandalılar ve yunanlılar ilk olarak yarışma düzenleyen medeniyetlerdir
eski ingiliz ve irlanda eserlerinde, irlanda’daki atletik yarışmaların yer aldığı tailteann oyunları’ nın m.ö 2000 yıl öncesinde düzenlendiği yazmaktadır. eski yunanda da atletizm aynı tarihlere rastlamaktadır. homeros ilyada’ sında cenaze törenleri sırasında atletizm yarışmalarının düzenlendiğinden bahsedilmektedir.
m.ö 776 – m.s 393 yılları arasında yapılan antik olimpiyatlarda atletizm müsabakalarının önemli yer tuttuğu görülmektedir. tam sınırları bilinmemekle birlikte antik olimpiyatları yunanistan’ da olimpia’ daki kutsal vadide düzenlenmiş, hiç kesintiye uğramadan 1200 yıldan fazla devam etmiştir. olimpiyat müsabakalarında en eski rekorların m.ö 776 da olduğu belirlenmiştir. m.ö 724’ e kadar olimpiyat oyunlarında sadece bir branşta müsabaka yapılmıştır. stadia yarışı adı verilen bu yarışın uzunluğu 192 metre idi. m.ö 724’ den itibaren diaulus adı verilen iki stadia yarışı, m.ö 720’ de yaklaşık 24 stadia’ yı içeren doliçhus yarışı, pentatlon (m.ö 720), güreş (m.ö 688) ve pankreation (m.ö 680) branşları eklenmiştir. yarışların yapıldığı stadia’ nın zemini kumla döşeli olup, atletler çıplak ayakla yarışmışlardır.
4. – 12. yüzyıllar arasında antik olimpiyatların yapılmamış olması sebebiyle bu tarihler arasında atletizm hakkında kaydedilmiş bilgi bulunmamaktadır. 12. – 14. yüzyıl arası savaşlarda okçuluğun önem kazanması ve atletizme ters düşmesi sebebiyle krallar atletizmi yasaklamışlardır. 17. yüzyıla gelindiğinde soylular, askerler arasında çeşitli iddialı atma, atlama ve yürüyüş gibi atletizm müsabakaları düzenlenmiştir. bu müsabakaları 18. yüzyılda hız ve mesafe koşuları takip etmiştir.
atletizm yarışmaları düzenli olarak ilk kez 1825’te londra’da yapılmıştır. modern atletizmin başlangıcı ingiltere’de ilk resmi yarışların yapıldığı 1840 tarihi olarak kabul edilmektedir. 1861 yılında ilk atletizm kulübü ingiltere’ de kurulmuş ve adına da mincino lane athletic club denmiştir. 1866 yılında ilk şampiyona düzenlenmiş olup; 1877 yılında ise ingiltere ve irlanda ilk uluslar arası müsabakayı yapmıştır. sonrasında 1895’ de new york atletizm kulübü ve londra atletizm kulübü arasındaki yarışmalarla devam edilmiştir ve yarışmalar amerika, kanada, avustralya ve avrupa’ ya yayılmıştır.
1896 yılında ilk modern olimpiyatlar yapılmıştır. modern olimpiyatların başlarında atlama branşları günümüz olimpiyatlarında yapılanlardan farklıydı. atlayıcılar kilolarla atlarlardı. bu kiloların ne için kullanıldığı bilinmemekle birlikte tarihçiler kiloların kullanılmasını atlayıcıların sıkı bir şekilde düşüşünü sağlamak için olduğunu belirtmektedir. disk atıcılarının kullandıkları disk günümüzde kullanılan diskten çok daha ağırdı ve taştan yapılmıştır. cirit ise atma elinin ilk parmağına sırım sarılarak atılırdı. 1896’ da athens’ de 13 ülkeden 285 sporcu 10 branşta ilk olimpiyat madalyalarını kazanmak için yarışmıştır.
günümüzde tüm dünyada uygulanan atletizm kuralları 1912 yılında stockholm olimpiyat oyunları yapıldıktan sonra, 17 temmuz 1912 tarihinde uluslararası amatör atletizm federasyonu’ nun oluşumu için stockholm’ da bir kongre yapılmış ve bu tarihi kongre avustralya, avusturya, belçika, kanada, şili, danimarka, mısır, finlandiya, fransa, almanya, yunanistan, macaristan, norveç, rusya, isveç, ingiltere ve amerika birleşik devleti olmak üzere toplam 17 ülkenin katılımıyla gerçekleşmiştir. olimpiyat oyunları uluslar arası yarışmaların gelişimi sebebiyle atletizm için uluslar arası bir yönetim kurumuna acil ihtiyaç vardı. kural ve tüzüklerin evrensel prensipleri ve tüm dünyada kabul edilebilecek ortak amatör tanımı ile birlikte dünya ve olimpiyat oyunları rekorlarının güvenilir bir şekilde kaydı gerekli hale gelmişti.
stockholm’da yapılan bu toplantı inceleme mahiyetinde olmasına rağmen, ıaaf kayıtları bunu ilk toplantı olarak kabul etmektedir. ıaaf bir yıl sonra berlin’ de (1913) yapılan kongrede ilk tüzüğünü kabul etmiş ve ilk üyelik listesinde 34 ülke yer almıştır. j. sigfrid edström (isveç) başkan olarak ve kristian hellström fahri sekreter olarak seçilmiştir. uluslararası yarışmalar için ilk teknik kurallar, 1914 yılında fransa’ nın lion kentinde yapılan üçüncü kongrede yeni fahri sekreter hilding kjellman (isveç) tarafından takdim edilmiş ve üyelere benzer kuralları kendi ülke yarışmalarında kabul edip uygulamaları için anlatılmıştır.
2001 yılında edmonton’da yapılan 43, kongrede ıaaf (uluslararası atletizm federasyonları birliği) olarak yeniden isimlendirilmiş ve merkezinin (büronun) monako’ ya taşınması kararı alınmıştır. 2002 yılından itibaren ıaaf merekezi monako’ dan faaliyetlerini sürdürmektedir. günümüzde ıaaf’ a bağlı 210 ülke bulunmaktadır.
bayanlar için atletizm 1924 yılına kadar, bayanlar atletizm yarışlarını yöneten ayrı bir federasyon fsfı bulunmaktaydı. 1924 yılında yapılan paris kongresinde ıaaf, fsfı’ nın beş bayan yarışı olan (100 metre, 800 metre, 4×100 metre, yüksek atlama ve disk atma) paris olimpiyat oyunlarında yer alması teklifini desteklemiştir. 1924 yılından günümüze kadar geçen sürede bayanlar atletizm sporunda performanslarını geliştirmeye devam etmişlerdir.
ıaaf gelişme programına göre, bölgesel gelişme merkezlerindeki uzmanlar bayanlar atletizm yarışmaları için odaklanmışlardır. ıaaf kongresi 1995 yılında nawal el moutawakel (fas) ve abby hoffman’ ı (kanada) ıaaf konseyinin ilk bayan üyeleri olarak seçmiş ve her ikiside 1999 yıylında tekrara seçilmiştir.
ıaaf bayanlar komitesinin teklifi ve ıaaf konseyinin kararı üzerine, spora, bayanların katılma tarihini kutlamak, bayanlar atletizm sporunu tüm dünyada tanıtmak ve kadının rolünü yönetim, resmi görev yapma ve sahalarda antrenörlük yapmak için; 1998 yılı uluslararası bayanlar atletizm yılı olarak ilan edilmiştir.
ülkemizde atletizm ülkemizde atletizmi ilk olarak başlatan galatasaray lisesi’nin fransız asıllı beden eğitimi öğretmeni curel’dir. 1870’ de öğrencilerini kağıthane’ ye götürerek ilk idman bayramını düzenlemiştir. o gün koşu, atma, atlama branşlarında müsabakalar düzenleyerek dereye girenlere çeşitli ödüller vermiş arkasından pilav ziyafeti vermiş ve sonraki yıllarda bu gün pilav günü geleneğine dönüşmüştür. robert koleji’ nde de aynı yıllarda atletizm faaliyetleri düzenlenmiştir.
1896 yılında istanbul’da kurtuluş (tatavla) kulübü’ nde gerçek anlamda atletizm başlamış ve bu kulüpten constantin devecis ve çelebioğlu 1906 yılındaki atina’ daki ara olimpiyat oyunlarına katılmışlardır. ilk türk atleti çanakkale savaşlarında şehit düşen ve aynı zamanda futbolcu olan galatasaraylı celal ibrahim’ dir. bunu şair kazım ve bedri yıldırım izlediler. 1912 yılında stockholm’ de yapılan olimpiyat oyunlarına robert koleji atletlerinden vahran papazyan ve mıgıryan katıldılar.
birinci dünya savaşı sırasında diğer spor, dalları gibi atletizmde de duraklama görüldü bu sönük yılların atletizmdeki başarılı isimleri olarak silifke’ li şükrü dölek, halil bey, selahattin bey, nurettin otmar savcı, asım bey ve mesut özok ön plana çıktılar.
1922 yılında kurulan idman cemiyetleri ittifakı’ na dahil olan atletim federasyonu, faaliyete geçti ve ülkemizdeki ilk ciddi atletizm yarışmaları başladı. bunu galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş, kurtuluş ve beyoğlu sporun, yarışmalara getirdiği rekabet havası izledi. türk atletizm tarihinde ilk türkiye şampiyonası yarışmaları, 05 eylül 1924’ de eskişehir’ de yapıldı. aynı türkiye atletizm federasyonu 1924 yılında ıaaf’ a üye olmuştur.
1924 paris olimpiyat oyunlarına burhan felek başkanlığında katılan atletlerimiz hiçbir varlık gösteremediler. bu tarihten sonra getirilen alman alexy abrahams, amerikalı mr. louis ve macar ratkai gula isimli antrenörler atletlerimizin eğitimi ve gelişmelerinde önemli pay sahibi oldular. bu antrenörlerin eğitim çalışmaları ile ömer besim koşalay, rauf hasağası, adil giray, şekip engineri, suat hayri ürgüplü, haydar aşan, unvan tayfuroğlu, vildan aşir şavaşır gibi atletler yetişti
1930 yılında atina’da yapılan balkan oyunlarında 100 m. 11.1 sn derecesiyle ikinci gelen semih türkdoğan’ın kazandığı gümüş madalya uluslararası yarışmalarda atletizm dalında kazanılmış ilk madalyadır. bu yıllarda mehmet ali aybar, naili moran, cezmi or, cahit önel, çetin şahiner, muzaffer baloğlu, osman çoşgül ve doğan acarbey’ de uluslar arası düzeyde başarıyla ülkemizi temsil etmişlerdir. özellikle türkiye’ nin ilk büyük atleti ömer besim koşalay 13 yıl süren atletizm yaşamı boyunca altı ayrı dalda 29 türkiye rekoru kırmıştır. bu atletleri de raif emergen, füruzan tekin, rıza maksut işman gibi atletler izlediler. ilk bayan atletlerimiz ise 1926 yılında yapılan 50metre branşında yarışan neriman tahsin, emine abdullah ve mübeccel hüsamettin’dir.
1932 balkan oyunlarında gülle atma branşında veysi emre, 1939 balkan oyunlarında 100 – 200 m. branşlarında muzaffer baloğlu altın madalya kazandılar. bu dönemin en önemli maratoncusu ise şevki koru’ ydu.
savaş sonrası yıllarda, atletlerimizin en parlak derecesini ise 1948 londra olimpiyat oyunlarında üç adım atlama branşında bronz madalya kazanan ruhi sarıalp yapmıştır. sarıalp, londra olimpiyatlarındaki başarısının tesadüf olmadığını 1950 yılında avrupa atletizm şampiyonasında üç adım atlamada 14.53’ lük derecesiyle avrupa üçüncüsü olarak ispatlamıştır. olimpiyat oyunlarında yarışan ilk bayan atletimiz üner teoman’ dır. 1948 londra olimpiyat oyunlarında 100 m. branşında yarışmış ve serisinde 4. olarak elenmiştir.
1955 yılında 800 m.’ de akdeniz ve balkanların en büyük atleti olan ekrem koçak, dünya ordular arası şampiyonluğunu kazanarak, bir sezon içinde erişilmesi çok güç başarılara ulaştı. bunu gül çıray (akbaş), muharrem dalkılıç’ ın başarıları izledi. olimpik alanda bir başka başarılı atletimiz, 1968 meksika olimpiyat oyunlarında maraton branşında 4. olan ismail akçay’ dır. aynı yıl atina’da yapılan balkan oyunlarında maraton koşan ismail akçay ve hüseyin aktaş’ ın altın ve gümüş madalya kazanmaları da bu dönemin önemli başarılarıydı.
dünya atletizmi dev adımlarla ilerlerken türk atletizmi bir hayli gerilerde kalmıştı. 1970’li yıllarda veli ballı maratonda mehmet yurdadön ve sadık salman kros koşularında, ali aydın cirit atamada, sermet timurlenk 800 m.’ de, mehmet tümkan orta mesafede, ekrem özdamar yüksek atlamada, aşkın tuna üç adım atlamada, nurullah candan dekatlonda, neşe çetin orta mesafede, ülker kutlu orta ve uzun mesafede uluslar arası müsabakalarda önemli dereceler elde ederek kürsüye çıkan sporcularımız olmuştur. durgunluk 1980’ li yıllarda da sürmüştür. bu durgunluk semra aksu’ nun 1983 balkan ve 1987 akdeniz oyunlarında elde ettiği ikincilik ve üçüncülük dereceleriyle biraz olsun aşıldı. ayrıca, mehmet terzi ve ahmet altun maratonda, mehmet yurdadön ile necdet ayaz krosta ve uzun mesafelerde büyük başarılar kazanarak uluslar arası pek çok müsabakada madalyalar aldılar. 1989 – 1994 yılları arasında atletizmde bir atılım olmuştur ve bu yıllarda çoksayıda türkiye rekoru kırılmıştır.
1990’lı yıllarda serap aktaş maraton branşında uluslar arası müsabakalarda altın madalya alan ilk sporcumuz olmuştur. fatma yüksel uzun atlamada, ekrem ay gülle atmada, murat ayaydın uzun ve üç adım atlamada, gülsüm durak yüksek atlamada, aksel gürcan 100-200 m. ‘lerde ruhan işim sırıkla yüksek atlama ve 110 m. engellide, alper kasapoğlu dekatlonda, cengiz kavaklıoğlu 100 m.’ de, zeki öztürk 1500 – 5000 -10000 m.’ de filiz türker (may) 100 m. engelli yarışmalarında ülkemizi en iyi şekilde temsil etmişler ve madalya kazanmışlardır.
2000 yılında eşref apak çekiç atamada dünya gençler şampiyonluğunu, sidney olimpiyat oyunlarında süreyya ayhan yarı final koşma başarısını göstermiştir. orta mesafe atletlerimizden süreyya ayhan 2002 yılında kazandığı avrupa şampiyonluğu ile atletizm tarihimizde alınan ilk avrupa şampiyonluğu olma özelliğini taşıyor. yine 2003 yılında süreyya ayhan’ ın 1500 m.’ de kazanmış olduğu ikincilikte bir ilkti. elvan abeylegesse 2002 yılında avrupa kros şampiyonasında üçüncü 2003 yılında ise ikinci olmuştur. 2004 yılına gelindiğinde ise atina olimpiyat oyunlarında eşref apak çekiç atmada üçüncü olarak ülkemize ruhi sarıalp’ ten sonra olimpiyatlarda madalya kazandırmıştır. yine 2004 yılında elvan abeylegesse’ de bir ilke imza altı ve 5000 m.’ de dünya rekorunu kırdı.