Astroloji Nedir
Yıldızları, yıldızların durumlarını daha yakından incelemek, titiz ve devamlı bir gözlemle izlemek gereğini duydular. Yıldızların parlaklığına,durumuna bakarak, geleceğe ilişkin yorumlar, açıklamalar yapmağa başladılar. Başka türlü söylemek gerekirse yıldızlardan geleceği okumak çabasına giriştiler. Bu davranış ve inanç giderek kökleşti. Krallar ve hükümdarlar, saraylarında özel yıldıza bakıcılar bulunduruyorlar, hareketlerini, kararlarını onların sözde yıldızlardan okudukları şeylere, yıldıza, bakıcıların tavsiyelerine göre ayarlıyorlardı.
Eski çağlarda, insanlar günlük hayatlarındaki olay ve olguların çoğunda sihir ve büyünün etkilerine inanırlardı.iyi ürün almak, hayvan sürülerinin çoğalması, düşmanlarına karşı zafer kazanmak, salgın hastalıklardan, tabiat afetlerinden korunmak için sihir ve büyünün yardımına yararlılığına sarsılmaz bir inanç beslerlerdi. ilkbahar yani ekim zamanı gelip çattığında, yıldızların gökyüzünde belirli yerlerde ışıdıklarını farketmişlerdi. Buna karşılık, sonbahar yani hasad zamanı geldiğinde, aynı yıldızlar değişik yerlerde ışıldıyorlardı. Bu yüzden, ekinlerin olmasıyla yıldızlar arasında sihirli bir ilişkinin bulunduğunu düşündüler.
Astroloji, işte bu yıldızları inceleyerek geleceği okumak, geleceği söylemek işine verilen isimdir Eski yunanlıların ünlü bilge ve düşünürü Aristoteles M. Ö 384-322,o çağda bilimleri sıralarken astrolojiyi de tabii bilimlerin bir kolu olarak saymıştı. Farabi ve ibn Haldun gibi Doğulu bazı bilginler de, astrolojiyi, aritmetik bilimlerin dört kolundan biri diye nitelendirilen astronominin bir dalı olarak kabullenmişlerdi. Eski bilginlere göre gökyüzü on iki bölgeye ayrılırdı Bu bölgelerin her birinin özel işaretleri vardı
Aslında on iki takım yıldız, ya da burç olan bu bölümler Koç, Boğa, ikizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova, Balık diye isimlendirilmişti. Bilginler, bu burçlardan her birinin insanlar üzerinde ayrı etkileri olduğu inancındaydılar. Günümüzde gazete ve dergilerde verilen yıldız falı da hala bu inancın izlerini ve etkilerini taşımaktadır.
Güvenilir tarih kaynakları, astrolojinin çok eski zamanlarda Kaidede doğmuş olduğunu belirtmektedir. iskenderiyedeki Kaideli rahiplerin yıldızlara bakarak önemli bazı olayları önceden haber vermeleri, onların ününü büsbütün arttırmıştı. Gerçekte astroloji dünyanın en eski bilimlerinden biri diye tanımlanabilir.
Mezopotamyada yaşayan Sümerliler, yazıda olduğu gibi astroloji konusunda da Mısırlılara öncülük etmişlerdi. Çinde Hindistanda, Mezopotamya ve eski Mısırda astroloji çok yaygındı. Eski Yunanlılar da, tacirler ve gemicilerin aracılığıyla astrolojiyi Kaldelilerden öğrenmişlerdir.Astroloji Yunanlılardan da Romalılara geçti.
Bazı açıklamaları gerçekleşmese bile,halkın yıldız bakıcılara güven ve inançları sarsılmıyordu. 1179 yılında, bütün yıldız bakıcılar dünvanın sonunun geldiğini duyurdular. 1186 yılının Eylül ayında bütün gezegenler çarpışacak ve evrenin sonu gelecekti. Tabii bu kehanet gerçekleşmedi. Bir süre korku içinde yaşayan insanlar derin bir soluk aldılar. Buna rağmen, yıldıza bakıcılara karşı besledikleri güven ve inançlarını da sürdürdüler.
15. yüzyıl sonlarında üç gezegenin birine çok yaklaştığına ilişkin gözlemler, büyük bir felaketin yakın olduğu şeklinde açıklandı. Gerçekten de, açıklamanın yapıldığı yıl büyük bir veba salgını çıktı. Kara Ölüm diye tanımlanan veba, bir ölüm tırpanı gibi ortalığı biçti. Bu bir rastlantı bile olsa, insanların yıldız bakıcılara inancı gene güçlenmişti. Ancak astronominin gerçek bir bilim olarak doğup gelişmesi astrolojinin, sonunu getirdi