Halid Ziya Uşaklıgil Mai ve Siyah Kitabının Özeti Kitabın konusu hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesidir. Kitabın özeti ahmet cemil babasının ölümünden sonra, binbir güçlükle okulu bitirir ve kız kardeşini ve annesini beslemek için çalışmak zorunda kalır. Bunun için elinden fazla birşey de gelmemektedir. Çünkü yabancı dil bilmekten başka bildiği birşey yoktur. Ona kalsa, bütün çalışmalarını şiir üzerinde toplamayı edebiyatımıza bir başka yön vermeyi ister. Ancak hayat mücadelesi onu çok genç yaşta karşılar.
Halid Ziya Uşaklıgil Mai ve Siyah Kitabının Özeti
Ali şekip hüseyin nazmi gibi arkadaşlarıyla başlıca tartışma konusu budur zaten. Raci gibi kendisini kıskanan, arkasından dedikodular yaratan birine rağmen şiirde birşeyler yapacağına inanır. Bir yandan, ahmet cemil bu sarı uzun saçlı, mavi gözlü kalem parmaklı genç, hüseyin nazminin kız kardeşi lamiayı sever. Tek kaygısı onunla evlenmek, ona layık bir yuva kurabilmektir. Fakat bu mümkün olabilir mi? olabilecek mi hep bunu hayal eder.
Okulu bitirdikten sonra zavallı genç çok sıkıntılı günler geçirir. Evlerine gittiğin öğrencilerin şımarıklıklarına katlanmak zorunda kalır. Ekmeğini kazanır ama, neler pahasına böylelerinden para kabul etmeğe mecbur kalmak ona pek ağır gelir. Başka çare de yoktur. Pek dayanamaz hale gelincebu sefer kitapçılara polis romanları tercüme etmeye kalkar. O çağlarda pek sayılı olan bu kitapçılar da onun derisini yüzerler geceler boyu göz nuru dökerek yaptığı anlamsız tercümelere hiç denecek kadar az para verirler. Ne öyle eserleri tercüme etmek ister. Ne de parasını üzüle üzüle almaya razı olur.
Ahmet cemil, günün birinde mirat-ı şuun adlı gazetede çalışmaya başlar. Hayatı az çok düzene girer. Hatta, gazete sahibinin oğlu vehbi efendi, ahmet cemilin kız kardeşi ikballe evlenir. O zaman süleymaniyede eski bir evde oturan ahmet cemil, kız kardeşini mutlu görmek hevesiyle güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler daha önce birbirlerini tanımadıkları için bağdaşamazlar. Vehbi efendi çok kaba, durmadan içen, küstah bir kimsedir. Öyle alçak bir heriftir ki, karısı hamile olduğu sıralarda beslemelerini okşayarak onlarla gönül eğlendirir. Ahmet cemil bu adiliklere dayanamaz.
Gülle dokunmaya kıyamadığı biricik kız kardeşinin hırpalanmasına, hatta dövülmesine razı olmaz. Bir gece, vehbi, ikbalı öyle hırpalar, durumunu düşünmeden öyle bir tekme atar ki zavallı kadın çocuğunu düşürür. Ahmet cemil, çıldırmış bir halde, arkadaşı ali şekipin dükkanına kendini atar. Ali şekipe anasınden aldığı küpeleri, yüzükleri emniyet sandığına rehin etmekte kendisine yardım için gitmiştir. Kız kardeşini ölümden kurtarmak gerekmektedir. Hiçbir önlem zavallı ikbali ölümün pençesinden kurtaramaz.
Hüseyin nazmi, uzakça bir görevle dış işlerine tayin edilmiştir. Memmundur ahmet cemil, bir gün onu ziyarete gider. Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan hüseyin nazmi, sevineceğini sanarak ahmet cemile başka bir haber daha verir. Lamiayı evlendiriyorlardır. O zaman ahmet cemil lamiaya ait tek tük hatıra kırıntılarını bir daha yaşar. Bunlar, lamianın çocukluğu ile ilgilidir. Zihninde, kızı, ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir. Diye tasarlar. Bir an sevgisini itiraf etmeyi düşünür. Ama yoksulluğu, işşizliği aklına gelince bir yuva kuramayacağını kabullenir. Bundan da vazgeçer.
Önce kardeşi sonra lamia geriye ne kalmıştır? Eseri mi genç adam, bütün ömrürünü koyduğu şiirlerini bir an bile duraklamadan ocağa atıp yakar. Yaşamı gözlerinde yaşlar, ağzında acı bir lezzetle seyreder o esrin bir anlamı kalmamıştır artık.
Madem ki hüseyin nazmi gidiyor, o da gidecektir. Bir gün taksim bahçesinde oturuken ileriye ait tasarlarını, tasarladıklarını hatırlar. Şimdi o da anadoluda bir görev alıp gidecektir. İşte kendisine kırgınlıktan başka birşey sağlamayan bu istanbuldan kaçacaktır. Kararını yerine getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa istanbulu, cihangiri seyreder. Deniz karanlık, gece karanlıktır. Vaktiyle tepe başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar sanki sönmüştü. Şimdi her taraf simsiyahtı. oda, güneşten, hayatın biçareliğiyle alay eden ışıktan kaçarak, sonsuz bir yoklukta mutlu ve rahat, yuvarlanıp gidecektir.
Kitabın Ana Fikri
İnsan hayatta karşısına çıkan zorluklara karşı mücadele etmeli, hayallerle gerçekleri birbirine karıştırmamalıdır.
Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirmesi
Ahmet cemil başarılı bir lise hayatı sürerken, son sınıfta babasını kaybeder ve hayat mücadelesine çok erken başlar. Amacı şiire başka bir yön vermek iken babasının ölümü herşeyi alt üst eder. Hayalleri olan bir gençtir. Babasının ardından kızkardeşi ikbalin ölümü, son olarak da yakın dostu olan hüseyin nazminin kız kardeşi lamianın evlenmesiyle tüm hayalleri yıkılır.
Hüseyin nazmi ahmet cemilin en yakın dostudur. O da ahmet cemil gibi şiire düşkündür. İlbalin ağabeyidir. İkbal ahmet cemilin kızkardeşidir. Özellikle babasının ölümünden sonra annesine ve ağabeyine bağlılığı artmıştır. Amia hüseyin nazminin kızkardeşidir. Güzel ve alımlı bir genç kızdır. Ahmet cemilin kendisine olan aşkından hebersizdir.
Kitap Hakkında Şahsi Görüşler
Eser, dili ağır olduğu için pek anlaşılmamakta, devamlı dipnotlara bakma ihtiyacı hissedilmektedir. Buna rağmen olayların anlatılışı akıcı bir dille ifade edilmektedir. Hayat şartlarının zor olduğu bir dönemde yazılan eser, insanın maddi durumunun hayatını nasıl etkilediği açık bir şekilde ortaya konmuştur.
Kitabın Yazarı Hakkında Kısa Bilgi
Halid ziya uşaklıgil istanbulda doğdu. İstanbulda başladıgı öğrenimini izmirde tamamladı. Öğretmenlik yaptı, çeşitli memurluklarda bulundu. Edebiyat hayatına 1884’te atıldı. Geniş bir kültüre ve bilgiye sahipti. Servet-i fünun edebiyatının nesir alanında en güçlü kalemi oldu. Türk edebiyatının en büyük romancısı olarak kabul edildi. Romanlarındaki konularda çoğunlukla aydınlar arasından şeçtiği halde, hikayelerinde daha çok halkın yaşayışını konu olarak seçmiştir.
Romanları oyunları nemide kabus bir ölünün defteri füruzan sefile fare ferdi ve şürekası aşk-ı memnu anıları kırık hayatlar kırk yıl hikayeleri saray ve ötesi bir yazın tarihi bir acı hikaye solgun demet sepette bulunmuş sanat ve edebiyat hepsinden acı üzerine aşka dair sanata dair onu beklerken ihtiyar dost kadın pençesi. Kaynak: Halid Ziya Uşaklıgil Mai ve Siyah Kitabının Özeti