Vedat Türkali Hayatı Asıl adı ve asıl ismi Abdülkadir Pirhasan olan Vedat Türkali, Samsun’da (13 Mayıs 1919) hayata gelmiştir. Şair, senarist ve de roman yazarı olan Vedat Türkali, lise öğrenimini Samsun’da tamamlamış sonrasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirmiş ve ardından Merih Pirhasan ile hayatını birleştirmiştir.
Vedat Türkali Hayatı
Maltepe ve Kuleli Askeri Lise’sinde edebiyat öğretmenliği görevlerinde bulunan Vedat Türkali, 1951’de siyasi eylem suçu ile 9 yıl hapis cezası almış ve 7 sene sonunda şartlı bırakılmıştır.
1960 yılında Rıfat Ilgaz ile Gar Yayınları’nı kuran Vedat Türkali’nin, senaristlik yapması 1960 senesine tekabül eder. Vedat Türkali tarafından kaleme alınan “Mavi Karanlık” ve “Bir Gün Tek Başına” adlı romanlar, Türk Edebiyatı’nın en mühim eserleri arasında yerini bulmuştur. Milliyet Yayınları Roman Yarışması (1974)’nda “Bir Gün Tek Başına” adlı eseriyle birincilik alan Vedat Türkali, Orhan Kemal Roman Armağanı’nı 1976’da almıştır. “Güven (1999)” adlı romanı bir hayli tartışılan eser olmuştur.
Türkiye Kominist Partisi üyesi olan Vedat Türkali daha sonra 2002 yılında DEHAP’dan aday olmuş ve siyasette aktif olmuştur.
Vedat Türkalinin Başlıca Eserleri
- Roman
- Bir Gün Tek Başına (1975)
- Mavi Karanlık (1983)
- Yeşilçam Dedikleri Türkiye (1986)
- Tek Kişilik Ölüm (1990)
- Güven (1999 2 Cilt halinde)
Vedat Türkalinin Oyun ve Senaryoları
- 141. Basamak (1971)
- Bu Ölü Kalkacak (1976)
- Üç Film Birden (1979)
- Eski Filmler (1983)
- Dallar Yeşil Olmalı (1987)
Vedat Türkalinin Şiir Kitapları
- Eski Şiirler Yeni Türküler (1979)
İstanbul Şiiri Nasıl Yazıldı
- Salkım salkım tan yelleri estiğinde
- Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
- Uzaktan seni düşünürüm İstanbul
- Binbir direkli Halicinde akşam
- Adalarında bahar
- Süleymaniyende güneş
- Hey sen güzelsin kavgamızın şehri
Bu dizelerle başlayan İstanbul şiirinin şairi Vedat Türkali, şair olduğunu söylemekten imtina etti. Bir söyleşisinde, “Ben şiirden çok iyi anlarım. Çok da kullanırım. Ama şiiri anlamak başka bir şeydir, şair olmak başka… Nazım varken, Yahya Kemal varken insan şiirden ürker” sözleriyle neden kendine şair demediğini anlattı.