Bartın Tarihi
Bartına dönüşen adın kaynağı Bartın ırmağının antik çağdaki adı olan Parthenios Yunan mitolojisinde, Tanrıların Babası okenausun çocukları olan yüzlerce tanrıdan birisi ve sular Tanrısı dır.Sular ilahı veya Muhteşem Akan su anlamlarına gelir.Bir başka anlamı da genç Kızlar için koro Türküleri …Genç Bakire ise, Tanrıça Athenanın bir sıfatı
Antik çağda Parthenios adı verilen Bartın, ırmağının kenarında kurulan Bartın Kentinin adıyla anıldığı ve zamanla Bartına, dönüştüğü yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Eski Çağlarda Bartın Bartının ilk sahiplerinin, M.Ö.14.yy da Gaskalar ve M.Ö.13.yy da hititler olduğu kabul edilmekte, daha sonra bolu Havalisine yerleşen Bitinyalılar ile kastamonu Havalisinde hüküm süren Paflagonyalıların, sınırlarını Partheniosa kadar Genişlettikleri böylece Bartın Topraklarının bu iki egemenliğin sınırları içinde yeraldığı bilinmektedir.
M.Ö.12.yy.sonlarında Bithynie Bölgesindeki Bartın Friglerin, Paplagonie Bölgesindeki Amasra Fenikelilerin eline geçmiş, Fenikeliler Amasra Sesamos, Ereğli Heraklia, SinopSinope ve Tekkeönünde Kromna ilk Sayda Kolonilerini oluşturmuşlardır.
M.Ö. 9.yy.da Akdenizdeki güç dengelerinin bozulmasıyla Fenikeliler ve ortakları Karyalılar Amasra ve Kromnayı terkettiler Bartın ve çevresi, M.Ö.7.yy. sonlarında Kimmerlerin, M.Ö.6.yy.da Lidyalıların, M.Ö.547 yılında da Perslerin hakimiyetine girdi. 216 yıllık Pers döneminde Karadeniz Kolonileri Perslon dostluğu sayesinde uzun süre bu statülerini korudular.
M.Ö. 334 yılında, Makedonya Kralı iskender,Perslerin hakimiyetine son vererek bölgenin sahibi oldu.Bartın ve Ulusn yönetimini General Eumenes,Amasra ve Tekkeönünün yönetimini de Fridya Satrabına bıraktı.Ancak, Amasra yönetimi M.Ö.302-286 yılları arasında el değiştirerek Kraliçe Amastris tarafından yönetilmeye başlandı.M.Ö. 12. yydan beri Sesamos adıyla anılan kent 16 yıllık Kraliçe Amastris Döneminden sonra kraliçenin adını aldı.Bu dönemde Kromna Tekkeönü, Tios Filyos-Hisarönü ve Kyteros Gideros sitelerinden oluşan Symoikismos Siteler Birliğine Başkent oldu.
M.Ö.286 yılında Kraliçe Amastris, oğulları tarafından bindiği gemi batırılmak suretiyle öldürülünce kent yeniden Eumenesce yönetilmeye başlandı.
Amasra ve Bartın çevresi yöredeki savaşlar sonrasında M.Ö.279 yılında Pontus Krallığının egemenliğine girdi Bizans Döneminde Bartın M.Ö. 70 yılında Anadoluya giren Romalılar Pontus Krallığının Egemenliğine son vererek yöreye sahip oldular.Roma döneminde Bitinya ve Pontusun Paflagony adak i bölümü Bitinya-Pontus eyaleti olarak Satraplıkla yönetilmeye başladı.Amasra bu eyaletin Pontus bölümü başkenti oldu.M.S.395 yılına kadar Roma imparatorluğunun, Roma-Bizans bölünmesi üzerine de Bizansın payına düşen Bartın ve çevresi uzun yıllar Bizansın hakimiyetinde kaldı.
Ortaçağda Bartın Bartın ve çevresi M.Ö. 390 yıllarında Hazar hükümdarı Sahip Han komutasındaki Peçenek ve Kumanların, M.S. 798 yıllarında Abdülmelik komutasındaki müslüman Arapların, 800 yıllarında Selçukluların ve 865 yıllarında da Rusların yoğun akınlarına hedef oldu.
Türklerin yöreye ilgisi 1084 yıllarında başladı Kutalmışoğlu Süleyman Beyin Komutanlarından Emir Karatigin 1084 yılında sinop, Çankırı,Kastamonu ve Zonguldakı alarak yörede bartın, ulus, Eflani, Safranbolu ve Devreki de kapsayan bir Türk Emirliği kurdu
Ancak, 1086 yılında Süleyman Beyin ölümü ve 1096 yılında başlayan 1. haçlı Seferleri, Kuzeybatı Anadoluya yerleşen Türkler açısından ciddi sıkıntılar yarattı.Haçlı müttefiklerle Bizans arasında yapılan anlaşma sonrasında başta Amasra, sinop ve Ereğli olmak üzere istanbuldan Samsuna kadar tüm Karadeniz sahili yeniden Bizansın hakimiyetine girdi.
Bartın ve çevresi ise Bizanstan sonra 11.YY sonlarında Anadolu Selçuklularının eline geçti.200 yıllık Selçuklu döneminden sonra 1326 da Kastamonu yöresine hakim olan Candaroğulları Beyliği ve 1392den itibaren de Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde yer aldı.
Osmanlı Döneminde Bartın 1402 yılında yapılan ankara savaşı sonunda bir ara isfendiyaroğlu Beyliğinin eline geçen kent 1461 yılında tekrar Osmanlı Devleti egemenliğine girmiştir.
1460 yılına gelindiğinde, Bartın ve Çevresi Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde, Amasra ise Ceneviz Kolonisi idi.Anadoluda Türk birliğini sağlamak Cenevizlilerin elinde bulunan Karadeniz ticaretini ve denizyolunu ülkesine kazandırmak amacıyla Kuzey Anadolu Seferine hazırlanan Fatih Sultan Mehmet Han, ilk hedef olarak Amasra, Kastamonu ve Sinop seçti.
1460 yılında, Fatih Sultan Mehmet Üsküdardan avlanmak bahanesiyle yola çıkarken, Mehmet Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması da denizden hareket etti. Fatih Boluya geldiğinde Kastamonu ve Sinop yörelerine hakim olan ve Candaroğulları Beyliğinin devamı sayılan isfendiyaroğullarının Beyi ismail Bey, padişaha kıymetli eşyalar göndererek bağlılığını bildirdi
Yoluna devam eden Fatih ekim ayında Bartına gelip ordugahını bugünkü Orduyerine kurdu.Donanmayla haberleşme sağlayan haberciler, Donanmanın Amasra açıklarında göründüğünü bildirdiklerinde , Amasra üzerine yürüyen Fatih, Ceneviz Senyorundan kan dökülmemeden Amasrayı teslim aldı.
Bartın, Osmanlı döneminin 1460-1692 yılları arasında Anadolu Beylerbeyliğine bağlı Bolu Sancağı sınırları içinde yer aldı Bolu Sancağının kaldırılmasıyla 1692-1811 yılları arasında Voyvodalıkla yönetilen Bartın, 1811 yılında da Kastamonu Vilayetine bağlı olarak yeniden kurulan Bolu Sancağına bağlandı.
Bu dönemde ticari potansiyeliyle bölgenin Pazar yeri olan ve Oniki divan adını alan Bartın, 1867 yılında ilçe oldu. 1867 yılında da belediye Teşkilatı kuruldu.
Cumhuriyet Döneminde Bartın 1920 yılında zonguldak Mutasarrıflığına bağlanan Bartının 1924 yılında Zonguldakın il olmasıyla birlikte bu ilin ilçesi haline gelmiştir.07 Eylül 1991 tarihinde de 28.08.1991 tarih ve 3760 sa yılı yasayla il statüsüne kavuşmuştur.
Bartın iline bağlı ilçelerden Osmanlı döneminde ilçe iken Cumhuriyetle birlikte bucak statüsüne düşürülen Amasra 1987 yılında yeniden, Ulus 1944 yılında, Kurucaşile 1957 yılında ilçe olmuştur.
Bartının, halen Merkez, Amasra, ulus ve Kurucaşile olmak üzere 4 ilçesi, Arıt Kozcağız, Kumluca ve Abdipaşa beldeleriyle birlikte 266 köyü vardır