Kılıç Alayı
Osmanlı padişahlarının tahta oturduklarının ikinci ile yedinci günü arasında Eyyüb’de hazret-i Halid ibn-i Zeyd’in türbesinde kılıç kuşanmaları merasimine verilen isim. Bir kısım islam devletlerinde olduğu gibi kılıç kuşanma Osmanlılarda da kanun olduğundan, bu adet ve an’ane saltanatlarının sonuna kadar devam etmiştir.
Dini ve askeri bir durum arz eden merasim iki safhalıdır. Birincisi; törenin yapıldığı yere kadar gidiş ve gelişi ihtiva eden kılıç alayı; diğeri de mukaddes emanetlerden olan kılıçlardan birinin kuşanma safhasıdır. Buna taklid-i seyf denilmektedir.
Kılıç kuşanma adetinin Osmanlılarda kesin olarak hangi tarihte ihdas edildiği bilinmemektedir. Vakayinamelere göre, Sultan ikinci Murad, babasının Edirne’de vefat haberi üzerine Amasya’dan Bursa’ya geldiğinde alimler ve eşraf tarafından şehir dışında karşılandı. Karşılamaya gelenler arasında bulunan dedesi Yıldırım Bayezid’in damadı Emir Sultan tarafından “el-muzaffer daima” şeklinde biten bir duadan sonra kendisine kılıç kuşatıldı. Bu “el-muzaffer daima” ibaresi, ikinci Murad Hanın tuğrasında yer aldı.
Osmanlı sultanlarının istanbul’un fethinden sonraEyyüb semtinde Mihmandar-ı Peygamberi (Peygamber efendimizi misafir eden) Halid bin Zeyd Ebü Eyyüb el-Ensari’nin türbesinde kılıç kuşanmaları kanun oldu. Tahta çıkan her yeni hükümdar cülüsundan birkaç gün sonra büyük bir alayla, bazan karadan, bazan da deniz yoluyla Eyyüb’a gider ve türbede kılıç kuşandıktan sonra, saraya dönüş sırasında ecdadının türbelerini de ziyaret ederdi. Buna “türbeler ziyareti” de denilmiştir.
Eyyüb Sultan Türbesinde padişahlara kılıç kuşatan zevat (muhterem kişiler) değişik olup, çok defa bu vazifeyi şeyhülislamlar yapmışlardır. Fatih Sultan Mehmed Hana Eyyüb’da Akşemseddin tarafından Osman Gazinin kılıcı kuşatılmıştır. Sultan ikinci Bayezid’e Eyyüb’da Nakib-ül-Eşraf kılıç kuşatmıştır. Sultan Birinci Ahmed Hana Şeyhülislam Ebü’l-Meyamin Mustafa Efendi; Sultan Dördüncü Murad Hana zamanın büyük evliyasından Celvetiyye yolu büyüğü Üsküdarlı Aziz Mahmüd Hüdai Efendi kılıç kuşatmıştır.
Kılıç kuşanma için Eyyüb’a hareket büyük merasim halinde yapılırdı. Devlet erkanı resmi elbiseleriyle saraya gelirler, önceden top arabaları, topçu, cebeci ve yeniçeri ocakları iki sıra halinde dizilip padişahı bekleyerek geçişini seyrederlerdi. Daha sonra alay intizam halinde Eyyüb’a gelir, Eyyüb Camiinde deniz yoluyla gelecek olan padişah iskeleye geldiğinde sadrazam, şeyhülislam ve diğer devlet erkanı karşılar ve selamlardı. Öğle namazını müteakib hazret-i Halid’in türbesine gelinirdi. Padişah edeb ile türbeye girdikten sonra sadrazam, şeyhülislam ve yeniçeri ağasını yanına davet eder, sonra
şeyhülislam duaya başlardı. Padişah iki rekat namaz kıldıktan sonra, duasını yapar, kuşatılacak kılıcı saygı ile öptükten sonra şeyhülislam veya devrin büyük alimi tarafından beline kuşatılırdı. Bundan sonra padişah merasime katılanlara selam verir, türbeleri ziyaret ederek saraya dönerdi. Fatih Sultan Mehmed Han türbesini ziyaret adet olmuştur. Bu merasim sebebiyle Eyyüb’de kesilen 40-50 ve daha fazla koyun, çevredeki fakir fukaraya dağıtılır, merasime katılan herkese ihsanlarda bulunulurdu. Merasim, önceleri açıkta herkesin gözü önünde yapılırken, sonraları daha mahdüd topluluk içinde yapılmıştır.
Kılıç alayında kullanılan kılıçlar Peygamber efendimizin, hazret-i Ömer’in, hazret-i Halid bin Velid’in, Osman Gazi ve Yavuz Sultan Selim Hanın kılıçlarıydı.