icazet Nedir
okuduğu ilimleri, branşı veya sanatı bitirenlere hoca tarafından verilen ehliyet vesikası. izin, diploma, şehadetname, ilmi ehliyet. Daha çok ilimde ve yazı sanatında tahsilini bitirenlere verilen diploma yerine kullanılan bu tabir, Arapçada izin, müsaade demektir. Temyiz kudretini haiz, fakat borç altına girmeye ehil olmayan bir kimsenin yaptığı huküki muameleye, kanünen mümessilin sonradan buna izin vermesine de icazet denir. Bu tek taraflı huküki bir muamele olup makabline şamildir (geçmişi de içine alır).
Okuduğu dersi, sanatı bitirenlere hoca ve ustaları tarafından verilen ehliyet vesikalarına da “icazetname” denirdi. Tasavvuf ilminde yetişmiş ve yetiştirebilen bir rehberin, yetiştirip, kemale erdirdiği talebelerine, insanlara rehberlik etmeleri için verdiği izne icazet adı verilir.
icazetlerin metni genellikle Arapça olur, başlangıcında güzel bir hatla yazılmış Besmele bulunurdu. Allahü tealaya hamd ve sena, Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) ve diğer peygamberlere (aleyhimüsselam) salat ve selamla birlikte, Peygamber efendimizin Ehl-i beytine ve Eshab-ı kirama hayır dua edilerek başlar, sonra ilimle ilgili ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler yazılırdı. icazetnameyi veren şahsın kendisinin ve babasının adı zikredilip, icazetname verilen şahsın adı, babasının adı ve lakabı (meşhur olan ünvanı) kaydedildikten sonra, okuduğu dersleri tamamen bellediği bildirilirdi.
icazet veren hoca, kendisini duadan unutmamasını isterdi. Daha sonra icazetnameyi veren zatın hocalarının isimleri yazılır, mensüb olduğu mezhebin imamına kadar sayılır ve buradan Peygamber efendimize kadar icazet zinciri sıralanırdı. icazetname, Peygamber efendimizin medhini bildiren salevat ve hocanın talebesine verdiği nasihatle son bulurdu. icazetnameleri devrin meşhur hattatlarından birine nesih yazı ile yazdırmak ve tezhib ettirmek (süslettirmek) adetti. Bu haldeki icazetname, hattat tarafından yazılırdı. icazetnameyi veren ve alanın isim yerleri boş bırakılır, buraları icazeti veren zat kendi el yazısı ile doldururdu.