Hazarlar
Hazarlar? Hazarlar Kimdir? Hazarlar Ne Demek?
Doğu Avrupa’da idil (Volga) kıyıları ile Kırım Yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk kavmi. Hazarlar Hun akınları sebebiyle batıya göç ederek Rusya’nın güneyinde Kırım’dan Hazar Denizine kadar Volga ve Dniester Nehirleri arasında kalan arazide yerleştiler. Zamanla bölgeyi tam anlamıyla hakimiyetleri altına aldılar ve diğer Türk boyları üzerinde üstünlük kurdular. Bizanslılarla anlaşarak 586 yılından itibaren iran eski hanedanlarından ve Zerdüştliğe inanan Sasanilerle devamlı mücadelede.
bulundular. 627 yılında Bizans’ın teşvikiyle azerbaycan’ı istila ettiler. Hazar Prensesi Çiçek Hatun, Bizans imparatoru Birinci Konstantin ile evlenince, imparatoriçe oldu. Böylece akrabalık bağları güçlendirildi. Bu izdivaçtan, tarihte “Hazar” diye meşhur olan Dördüncü Leo doğdu. Çiçek Hatundan evvel de Bizanslıların Thedora adını verdikleri bir Hazar prensesi 596’da imparator ikinci Justinianus ile evlenmiş ve Bizans imparatoriçesi olmuştu. 627 yılında istanbul, Sasanilerin eline geçmekte iken, Hazar ve Bulgar Türklerinin Bizanslılara yardımı sayesinde kurtarıldı.
630 yılında Göktürk Devletinin Çin hakimiyeti altına girmesinden sonra Hazar Kağanı Bulan Han istiklalini ilan etti. Bulan Han, Hazarları Kuzey Kafkaslar, Aşağı ve Orta idil Boyu ile Azak Denizi kıyılarına kadar hakim kılarak kağanlığını Göktürk Devletinin varisi saydı.
Hazarlar 8. yüzyılda Müslüman Araplarla temasa geldiler. Kafkas Dağlarını aşıp Dağıstan’a giren islam orduları, Hazarların başkenti Belencer’i aldılar. Bu sebeple Hazarlar başkentlerini Astrahan’a naklettiler.
Bir süre sonra Şirvan’a giren Hazar ordusu, azerbaycan’ın büyük bölümünü geri aldı. Erdebil’de yapılan savaşı Hazarlar kazanırken, başta Cerrah bin Abdullah olmak üzere islam ordusundan pek çok kişi şehid oldu. Ancak azerbaycan Valisi Mervan bin Muhammed komutasındaki yüz binin üzerindeki iyi donatılmış bir islam ordusu, iki koldan Kafkasları geçerek, 737 yılında Hazar ülkesine girdi.
El-Beyda önlerinde yapılan savaşta Mervan, Hazar kuvvetlerini yok etti ve ele geçirilen başkomutan Tarhan öldürüldü. Bu durumda Hazar Hakanı sulh istemek zorunda kaldı. Mervan ise barışın ancak Hakanın Müslümanlığı kabul etmesiyle mümkün olabileceğini bildirdi. Başka çaresi kalmayan Hakan bu teklifi kabul etmek zorunda kaldı ve böylece memleketine tekrar sahib olabildi. Böylece, Hazarlarla Müslüman Araplar arasındaki bu sulh döneminde islamiyet Türkler arasında hızla yayılmaya başladı.
Hazarlar Rusya’nın kuzey kesiminde yaşayan Slavlarla da çarpışıp onları hakimiyetleri altına aldılar. Fakat bu sırada Baltık ile Karadeniz arasında geniş bir devlet kuran ve başkentleri çok kuzeyde Novgorod’da bulunan ve bugünkü Rusların ataları olan Normanlar, Hazarlara öldürücü bir darbe vurdular. Daha sonra Peçeneklerin sıkıştırmasıyla Kırım topraklarına sığınan Hazarlar, bulundukları bölgede üst üste gelen Peçenek, Rus ve Rum saldırılarına karşı dayanamayıp yok oldular.
Hazarlar bütün Türkler gibi cesur, atak ve yüksek vasıfta asker idiler. Abbasi Halifeleri ve Bizans imparatorları özel muhafız alaylarını Hazarlardan kurmuşlardı. Hazarlar, 737 yılında islamiyeti kabül etmeleriyle ilk Müslüman Türk devleti sıfatına haiz iseler de, bu durumlarını uzun zaman koruyamamışlardır. Müslüman olmadan önce de Hıristiyanlık ile Müsevilik arasında bocalayan Hazar
hakanı ve maiyeti nihayet Harun Reşid’in halifeliği zamanında 786 yılında Müseviliği resmen kabül ettiler. Böylece Müseviliği kabül eden tek Türk devleti oldular. Hazarlar her ne kadar Müseviliği kabül ettilerse de, ülkede müslümanlığı kabül edenlere karşı iyi muamelelerini sürdürdüler. Bu sayededir ki, ülkede islamiyet günden güne yayıldı. Başkent Etil’de 10 bin müslüman ve 30 cami bulunmaktaydı ve müslümanların ayrı kadıları vardı.
Hazarların Devlet Teşkilatı Göktürklerle Karahanlılarınkine büyük ölçüde benzemekteydi. Bu teşkilatın en açık şekli çifte krallık sistemiydi. Hükümdar, devlet işlerine bizzat karışmayıp, gerektiğinde değiştirebildiği “yuğruş” ünvanlı hakanlarına idareyi bırakmaktaydı. Hazar hakanı, yani büyük hakan ancak dört ayda bir halkın huzüruna çıkardı. Tayin ettiği halifesine ise “Hakan Beh” denilmekteydi. Hakan Beh’in vazifeleri arasında orduları idare etmek, memleketi yönetmek, harb ilan etmek gibi hususlar bulunuyordu. Memleketin adli ve dahili işleri hep Hakan Behin elindeydi.
Hazar Devletinin kurucusu Bulan Kağandan son hükümdarları Yüsuf Kağana kadar gelen bütün hakanların adları bilinmekte ise de, saltanat tarihleri belli değildir. Yüsuf Kağandan sonra devlet bir prenslik derecesine düşmüştür. Hazarlar devletlerinin 965’te Normanlar tarafından yıkılmasından sonra Kırım’da küçük bir devlet kurdular. 1016 yılındaki hükümdarlarının adı Çun idi. Hazarların yaşayan en büyük hatırası dünyanın en büyük gölüne adlarını vermiş olmalarıdır.
Hazar Hakanları
Bulan, Ubaca, Hizkiye, Birinci Menaşe, Hanuka, ishak, Sabulan, ikinci Menaşe, Nisi, Birinci Harun, Menahem, Benyamin, ikinci Harun, Yüsuf (931-965)dur.